İsmet Berkan
Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli 1 Ekim günü Meclis açıldığında gidip DEM Partililerin elini sıktığından beri Türkiye’de kafalar karıştı.
Aslında Devlet Bahçeli’nin geçmişte de Meclis açılış günlerinde genel kurul salonunda MHP ile komşu olan Kürt siyasi hareketinin milletvekillerinin ellerini sıkmışlığı, hayırlı bir yasama dönemi geçirilmesini dilemişliği var. Bu temel bir nezaket.
Ama bu sefer bu nezaketin arkasında ‘Yeni bir Kürt açılımı’ planı olduğu daha ilk günden gazetecilere fısıldanmaya başlandı. Bu fısıltı yayıldıkça yayıldı ama hiçbir zaman resmi düzeyde bırakın teyit açıklamasını böyle bir şeyin olabilirliğine dair bir ima bile gelmedi.
Derken Bahçeli el arttırdı, ‘Öcalan’a tecrit bitsin, o da hatta gelsin Meclis’te konuşup silahlı mücadelenin bittiğini ilan etsin’ dedi.
Bahçeli der demez Öcalan’a tecrit bitti, yeğeni DEM Partili milletvekili apar topar İmralı’ya gitti, görüştü.
Sonra ne oldu? Sonra Adalet Bakanlığı Öcalan’a bir disiplin cezası verdi, altı ay görüşme yasağı getirdi.
Şimdi bu görüşme yasağının daha başında Bahçeli yeniden konuştu, ‘DEM Partililer gitsin Öcalan’la görüşsün’ dedi. Bunu duyan DEM Parti hemen Adalet Bakanlığına izin için başvurdu.
Devlet Bahçeli eksenindeki bu gelişmeler memleketin kalem erbabını kabaca ikiye böldü. Bazılarına göre Devlet Bahçeli ile Tayyip Erdoğan arasında bir rol paylaşımı vardı, bu konuları daha önce konuşmuşlardı ve Bahçeli bu rol paylaşımı uyarınca hareket ediyordu.
Yapılan çağrıların ardında ‘devlet aklı’ adı verilen, tam olarak kimden ve nereden kaynaklandığı bilinmeyen bir ‘şey’ vardı bu kişilere göre.
Hemen söyleyeyim, bu ‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ diyen ve ‘Bir şey olmadıysa bile bir şey oluyor’ şeklinde düşünenlerin içinde yılmaz iktidar savunucuları olduğu gibi Tayyip Erdoğan iktidarının amansız bazı eleştirmenleri de var. Yani bu siyasi bölünmelerimizin ötesinde, onu aşan bir konu oldu.
Buna karşılık, aralarında benim de olduğum, ‘Bakmayın bu jestlere gerçekte hiçbir şey olmuyor, zaten olamaz’ diyenler de var.
Başkalarını bilmem ben görüşümü birkaç kez burada yazdım: Mevcut Ak Parti-MHP Cumhur İttifakı’nın tutkalı olan güvenlikçilik ve beka söylemiyle ülkede demokratik hakların ve ifade özgürlüğünün genişlemesini içermek zorunda olan bir ‘açılım’ın yan yana olmasına imkan yok.
Nitekim iktidar, daha doğrusu Tayyip Erdoğan çekmecesinde beklettiği kayyım uygulamalarını hayata geçirerek zaten net bir tercihte bulundu, demokratikleşme ve açılım bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı.
Ama Devlet Bahçeli yılmadı, bu hafta konuyu yeniden gündeme getirip ‘Öcalan ile DEM Parti görüşsün’ dedi. Az önce yazdım, Öcalan şu an disiplin cezalısı olarak görüş yasağına tabi. Nasıl olacak bu DEM Parti-Öcalan görüşmesi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bahçeli’nin bu Öcalan çıkışları konusuna doğrudan girmemeyi, onun yerine MHP ile ortaklıklarını övüp Kürt meselesinden genel cümlelerle söz etmeyi tercih ediyor başından beri.
Dün ilk kez kısmen de olsa biraz ayrıntıya girdi, yine genel olarak Bahçeli’nin girişimini ‘ülke yararına ezber bozucu bir girişim’ olarak değerlendirdi ama en sonunda ‘Ben pek iyimser değilim’ dedi.
Peki hani bu konu Erdoğan ile Bahçeli arasında konuşulmuş, hatta iki lider aralarında rol paylaşımı yapmıştı?
Başkalarını bilmem, ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasından Bahçeli’nin böyle bir çıkış yapacağından önceden haberinin olmadığı sonucunu çıkardım.
Erdoğan konuşmasını tamamlayıp Ak Parti grubundan ayrılırken bir gazeteci DEM-Öcalan görüşmesinin olup olmayacağını sordu, Erdoğan umulmadık biçimde durakladı, düşündü, sonra da ‘Görüşüyoruz’ dedi. Bu cevaptan da şunu anlamalıyız: Henüz böyle bir görüşme olup olmamasına karar vermedik. Nitekim Adalet Bakanı da, DEM Partililerin Öcalan’la görüşme talebini değerlendirdiklerini, henüz bir karar vermediklerini söyledi.
Bugün sabah Hürriyet ve Sabah gibi iktidar destekçisi yayın organlarında çıkan bazı köşe yazılarında hala ‘devlet aklı’ndan söz edildiğini, ‘Siz bilmezsiniz, Ankara’da devlet büyükleri kapalı kapılar ardında müthiş planlar yapıyor’ imalarının dile getirildiğini gördüm.
Ama sanki objektif durum bunun tam tersi. Devlet büyükleri, isimleriyle Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli, PKK’nın silahlarını toprağa gömmesini isteme, karşılığında da içeriği belirsiz bir ‘demokratik açılım’ vaat etme konusunda hemfikirler belki ama hangi hareketin hangi sırayla yapılması gerektiği konusunda bir hayli ayrı düşüyorlar.
Erdoğan, Bahçeli’nin ne dediğini ancak bir grup konuşmasında öğreniyor, Bahçeli kendisine verilen cevabı yine TV’den izlediği bir başka grup konuşmasında duyuyor.
Öyle kapalı kapılar ardında işleyen bir ‘devlet aklı’ pek gözükmüyor, onun yerine iki lider arasında bir iletişimsizlik yansıyor etrafa.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
2.08.2025
31.07.2025
26.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
28.06.2025