Kürşat BUMİN
Şu tespitime itiraz etmeyeceğinizi umarım: Memlekette hemen hiçbir şeyin doğru dürüst gitmediği malum; ancak bana soracak olursanız ‘Okul’ meselesi hepten yerlerde sürünmektedir.
‘Okul’un, boy göstermesi ve gelişmesi açısından hemen her yerde‘ideolojik aygıt’ların başında geldiğini biliyoruz. İktidarda her kim var ise bu ‘aygıt’ı öyle ya da böyle alanını genişletmek ve gücünü tahkim etmek için kullana gelmiş..
Ancak bu ‘genişletme ve tahkim etmek’ konusunda ülkeler tabii ki birbirinden ayrışmaktadır.
Bu kurum kimi ülkelerde ideolojik rolü zayıflamış olarak asıl olarak ‘sınıf farklılığını’ sürdürmenin sessiz bir aygıtı olarak işler, kimi ülkelerde ise bu işlevi dışlamasa da işi hepten hakim ideolojiyi aşılama alanına dönüştürür.
Bu ülkelerin ilkine ilişkin gelişmiş Batı ülkelerini örnek gösterebiliriz: Sınıflar hiyerarşisi tabii ki ‘Okul’da da gözlenir.
Farklılıklarına rağmen, Cem Karaca’nın “İşçisin sen işçi kal!” dizesi burada da geçerlidir. Bu işlev sadece –artık bizde de iyiden iyiye yerleştiği gibi – ‘özel okul ve devlet okulu’ farklılaşmasıyla da sınırlı değildir.
Paris’in göçmen nüfusun yoğun olduğu banliyölerinin devlet okullarıyla 5.mahallenin seçkin devlet okulları öğrenci profilleri ve öğrettikleriyle çok farklıdır.
Almanya’da Hauptshule ile Gymnasium öğrencilerinin (istisnalar dışında) gelecekleri daha baştan belirlenmiştir. Neyse de bu örnekleri bırakıp biz gelelim memleketimizin okullarına…
Türkiye’deki ‘Okul’ artık bir zamanlar bir biçimde sürdürdüğü‘asansör’ işlevini hepten yitirmiştir.
‘Asansör’, yani “Çoban Sülü’yü köyden alıp başarılı bir mühendis (üstüne üstlük başbakan ve cumhurbaşkanı) yapan, yani sınıflar arasındaki farkı ‘Okul’ yoluyla aşmaya çabalayan ‘asansör’.
“Cumhuriyetin mabedi” olarak nitelenen bu kurum bu işlevinden tamamen uzaklaşarak –‘devlet’ ya da ‘özel’ fark etmez- birer “kendin çal kendin dinle” mekanlarına dönüşmüştür. “Özeller ne kadar özel ki?” sorusunu haklı olarak sorabilirsiniz.
Ülkenin eğitim-öğretim sisteminin başına çöreklenmiş “Talim ve Terbiye Dairesi” gibi bir kurumun var olduğu bir ülkede bu soruyu dile getirmek yerinde ve gereklidir.
Tek tip bir müfredatı az sayıda öğrencilerden oluşan temiz mekanlarda bir takım yan aktiviteler ile zenginleştirmeye çalışarak işlemeye çabalamakla çocuğu “Türk modeli okul”un elinden kurtarmak mümkün değildir.
Etimolojik olarak çok daha yerinde olan “Maarif” adını millileştirerek “Milli Eğitim Bakanlığı”na çeviren kurum tabii i orada da hükümranlığını sürdürmektedir.
Zaten dikkat ederseniz yurt çapında sayıları belki de binlerle ifade edilen bu kurumların –belki bazı istisnalar dışında- ortaya farklı bir eğitim-öğretim modeli sunduğunu da gözlemlemiyoruz.
Nihayet –asıl konumuza yaklaşarak söyleyecek olursak!- bu “özel okullar” da tabii ki bu öğretim yılında devlet okulları gibi derslerinin önemli bir bölümünü “15 Temmuz” –ve de tabii ki “Yenikapı”– ile geçirecektir.
Evet nihayet ulaştık asıl konumuza!
İnsanın öğrenciler için yeni öğretim yılında bir “genelge” ile duyurulan dehşet verici müfredatı önüne koyunca “Yazıktır günahtır, çocuklara kıymayın!” diyesi geliyor. Diyesi geliyor ama gördüğünüz gibi ben böyle yakınmada bulunmuyorum.
Bulunmuyorum, çünkü çocuk olarak adlandıracağımız bu öğrencilerin bu ve benzer “genelgeler”i hiç ama hiç ciddiye almayacaklarından eminim.
Sahnelenen oyunu tabii ki oynar gibi davranacak ancak akılları ve gözleri ceplerindeki telefonda olacaktır.
Yanlış anlaşılmasın; akılları ve gözlerinin ceplerindeki telefona sabitlenmesini çok olumlu buluyor ve onları bu yüzden kutlamıyorum.
Ama doğrusu bu seçimleri “genelge”nin büyüsüne kapılıp büyülenmelerine kıyasla çok daha olumlu bir davranıştır. “Cepteki telefon”!
Evet, içinde saatler, günler, yıllar geçirdikleri ve sonuç olarak kendilerini edebiyat, tarih, felsefe ve hatta fen bilimleri ve matematikten nefret ettirmeyi birinci amaç edinmiş bir kurumun kuşatmasından sıyrılabilmek için başvurulacak tek çıkış yolu!
Zaten hemen hepimiz biliyoruz ki, okullu olan çocuklarımız içine düştükleri bu kurumun çok “özel” bir mekan olduğunun ve orada kendilerini hedef alan pedagojiden sakınmaları gerektiğinin eskiden beri farkındalar.
Bu çerçevede üzerinden 15 yıldan fazla bir süre geçen bir örneği hatırlatmak isterim: Dönemin dergilerinden birisi okullarda öğrencilerden bazı soruları cevaplamasını istemiş ve toparladığı sonuçları yayınlamıştı. Soru/cevapların en dikkat çekicisi,”Okul hayatında canınızı en çok sıkan, hoşlanmadığınız davranışlar nedir?” şeklinde formüle edilmişti.
“Araştırma”nın sonuçlarına göre çocukların neredeyse yüzde yüze yakın bir bölümü bu soruyu “Okul bahçesinde İstiklal Marşı’nın birlikte okunması sırasında bazı öğrencilerin gülüp/şakalaşmaları” olarak cevaplamışlardı.
Oysa hepimiz biliyoruz, bu törenler –tamamen haklı olarak- çocukları sesli gülmeseler de fazlasıyla gülümseten anlardır.
Okul müdürü başta olmak üzere öğretmenlerin yüzüne yerleştirdikleri o olağan dışı ciddilik, az biraz haylazlık yapmaya yeltenenlere dönük o tehditkâr bakışlar vs.
Demek ki çocuklarımız içinden geçmek zorunda oldukları bu kurumun nasıl bir şey olduğunu ve dolayısıyla nasıl davranıp, “anket soruları”nı nasıl cevaplamak gerektiğinin farkındaydılar.
Mademki “Okul” böyle bir tuhaf mekandı, o halde bu tuhaflıkları iç dünyamıza bulaştırmadan “idare etmek” gerekiyordu.
Çok yakın zamandan bir örnek daha vereyim: Şaka değil,evimizin yanı başında bulunan bir lisede hafta başı nutkunu çeken müdür bey öğrencilere “Elinizde cep telefonu görmeyeceğim!” diyebiliyordu! Öğrencilerin bu talep karşısında nasıl mırıldandıklarını tahmin edebiliriz.
Tahmin ettiğiniz gibi asıl konumuza hâlâ giremedik. Sabrınıza sığınarak bir söz de bu konuya ilişkin edelim:
Biliyorsunuz bu yılki eğitim-öğretim yılı 15 Temmuz’un etraflıca işlenmesine ayrıldı.
Milli Eğitim Bakanı yayınladığı bir “Genelge” ile bu amaca yönelik yol haritasını açıkladı.
Neler yok ki bu “Genelge”de: “Öğrenciler demokrasi kahramanlarına duygu ve düşüncelerini anlatan mektup yazacaklar.” / “Üçüncü gün “Vatan ve Bayrak” konulu şiir dinletisi”/ “Dördüncü gün milli birlik ve beraberlik, vatan sevgisi, demokrasi, yurt bilinci konularında sohbet ve seminer düzenlenecek:” / “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma konulu röportaj, sinevizyon gösterileri…” / “Demokrasi, şehitlik, milli irade, yurt savunması konularını içeren şiir ve metinlerin Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı, din kültürü ve ahlak bilgisi, sosyal bilgiler ve tarih derslerinde işlenmesi.”
MEB, boş durmayıp 15 Temmuz temasıyla düzenlenecek törenler için iki ayrı video ve örnek program taslağı da hazırlamış.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstiklal Marşı’nın okuduğu videolar, Erdoğan’ın FETÖ’nin darbe girişimine karşı halkı meydanlara çağırdığı ifadeler ile Başbakan Binali Yıldırım’ın darbe girişimi gecesi halka verdiği mesajlar…
MEB’in konuya ilişkin hazırlattığı broşürde “Bir destan yazıldı o gece” andı da yer alıyormuş.
”Şehidim!” diyerek başlayan bu and da dikkate değer doğrusu…
Yazıyı Cumhurbaşkanı’nın yeni eğitim-öğretim yılı dolayısıyla duyurduğu mesajı hatırlatarak bitireyim.
Cumhurbaşkanı, eğitimin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesinin özünü oluşturduğunu vurguluyordu.
İçimden “Ne münasebet!” dediğimi hatırlıyorum. Bu tepkimin nedeni açık: Temel ilke olarak altı çizilen “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ifadesi zaten problemli bir “ilke”.
Problemli, çünkü yapılması gereken bu “ilke”nin hedef olarak işaret ettiği “devlet”i cümlenin başına, “insan”ı ise cümlenin sonuna yerleştirmek.
Yani aşağı yukarı şöyle bir şey: “Devleti (tabii olması gerektiği gibi!) yaşat ki insan yaşasın.”
Neyse de bu konuyu tekrar gözden geçiririz belki…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları



































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
7.02.2018
21.04.2018
11.04.2018
27.03.2018
23.03.2018
10.03.2018
2.02.2018
16.02.2018
8.02.2018