Kurtuluş TAYİZ
İmralı Zabıtları’nda Abdullah Öcalan, KCK’nın süreci boşa çıkarması durumunda alacağı tutumu böyle açılıyor. Tabii devamı da var bu sözlerin; Öcalan, “Sorumluluk üstlenmem, BDP ve PKK’ya kendimi kullandırmam” diyerek de uyarıyor.
KCK’nın çekilmeyi durdurma kararı nereden bakılırsa bakılsın riskli bir karar. Görünür gerekçeleri hükümetin “demokratikleşme adımlarını atmaması” biçiminde. Ancak bu gerekçenin ikna edici olmadığı da ortada. Çünkü çözüm sürecinin birinci aşamasını oluşturan silahlı unsurların sınır ötesine çekilmesi “şartsız, koşulsuz” bir adım olarak öngörülmüştü. KCK’nın 25 Nisan tarihli çekilme kararının açıklandığı basın toplantısında güvenlik şartının dışında siyasi bir ön şart öne sürülmemişti. İmralı mutabakatında da böyle bir koşul yoktu. Çekilme şartsız olacak, demokratik adımlar ikinci aşamada başlayacaktı. Murat Karayılan’ın 25 Nisan tarihli çekilmeyi ilan ettiği basın toplantısında öne sürdüğü şartlar arasında “demokratik adımların atılması” gibi bir siyasi koşul söz konusu değildi. Karayılan, “Operasyonların durdurulması ve İnsansız Hava Araçları’nın keşif uçuşlarını durdurması” gibi güvenlikle ilgili beklentilerini dile getirmişti. Nitekim BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da 22 Nisan tarihli Taraf gazetesinde çıkan röportajında ve 1 Haziran tarihli gazetecilerle gerçekleşen buluşmasında çekilme süreci tamamlandıktan sonra sıranın demokratikleşme adımlarına geleceğini açıklamıştı.
Şimdi ne oldu da birdenbire KCK ve BDP cephesi tutum değiştirdi?
“Hükümet adım atmadığı” gerekçesiyle mi KCK, çekilmeyi durdurdu?
Sürecin böyle tasarlanmadığını BDP ve KCK’nın en yetkili yöneticilerinin çeşitli tarihlerde verdiği açıklamalardan biliyoruz.
En geç temmuz ayına kadar çekilme tamamlanacak ve hükümet de yeni yasama yılının açılışında demokratikleşme paketini açıklayacaktı.
Fakat KCK’nın çekilmeyi tamamlamadığı gibi çözüm takvimine uymadığı da ortaya çıkıyor.
KCK’nın öncelikle çekilmeyi neden tamamlamadığını açıklaması gerekiyor.
Bu soruya yanıt vermeden sadece hükümeti suçlaması pek gerçekçi değil.
KCK çekilmeyi tamamlayıp ardından hükümetin ikinci aşamada öngörülen demokratikleşme adımlarını atmaması üzerine süreci durdurduğunu açıklasaydı, yerden gökte haklı olduğunu bu köşe yazar ve hükümetin eleştirilmesini haklı bulurdum. Ancak çekilmeyi tamamlamaya niyeti olmadığı gibi dağa silahlı savaşçı alımlarını da sürdürmeye devam etti.
Bu durumda çözüm takvimine uymayan bir taraf varsa öncelikle bunun Kürt hareketi olduğunun altını çizmek gerekiyor.
O halde “KCK’nın amacı ne” diye sorulabilir.
Bu noktada KCK’nın iki aşamalı bir strateji izlediğini düşünüyorum. Birincisi hükümeti Öcalan’ın “stratejik konum” talebini karşılamaya zorlamak, Öcalan’ı daha aktif hale getirmek.
Bundan sonuç alamadıkları takdirde ikinci bir seçenek olarak seçim sürecine “silahlı” girmek istiyorlar. Silahsız seçimlerin örgütü fazlasıyla korkuttuğu anlaşılıyor.
Ölüm oruçlarında devreye girerek rol alan Öcalan’a, bu sefer de, çekilme krizini çözerek “stratejik konum” elde etmesi sağlanmak isteniyor. Eğer bu stratejiden sonuç alınamazsa, Cemil Bayık’ın daha önce işaretini verdiği gibi ulusalcı güçlerle daha yakın bir çizgi benimsenecek, çözüm karşıtı cephenin istediği gibi PKK silahları koz olarak kullanacak, çekilmeyecek ve seçimlere silahlarla girecek.
Hükümetin Öcalan’ın durumunu zaten stratejik olarak ele aldığını Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklamalarından öğrenmiştik. Arınç, Öcalan’ın zaten stratejik olarak değerlendirildiğini açıklamıştı. Öcalan’ın önünün açılması konusunda hükümetin zamanlama konusunda bir sıkıntı duyabileceğini düşünüyorum. Newroz’da Öcalan’ın mektubunun milyonlara ulaşmasını sağlayan hükümetin, Öcalan’ı “taktiksel araç” olarak kullanmadığı zaten ortada.
Ancak iktidarın KCK’nın bu şantaj ve tehdit dilinden rahatsız olduğu da bir gerçek. Başbakan Erdoğan’ın Arjantin dönüşü demokratikleşme paketini açıklayacağı bilinmesine rağmen KCK’nın çekilmeyi durdurması ancak bir ön alma olarak değerlendirilebilir. Abdullah Öcalan’ın devreye girerek bu krizin aşılmasını sağlayacağını düşünüyorum. Çözüm süreci öyle kolayca bitecek bir süreç değil. Eğer süreç başarısızlıkla sonuçlanırsa bu en çok Kürt tarafı için felaket olur. Öcalan’ın sözleriyle hatırlatmak gerekirse: “Süreç başarısız olursa ‘Öcalan öldü’ dersiniz, ben kendimi BDP ve PKK’ya kullandırtmam!”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019