Kurtuluş TAYİZ
Hasan Cemal’e göre Gezi’yi çıkaran Erdoğan’ın üslubu.
ODTÜ’yü gaza getiren de öyle.
Çözüm sürecini zorlayan, tehlikeye atan, bozan yine Erdoğan’ın üslubu.
Başbakan’ın üslubu neredeyse bütün kötülüklerin anası…
Ama günde beş kez hükümeti tehdit eden Kandil’in üslubu sorunsuz, problemsiz…
KCK’nın bir numarası Cemil Bayık’ın “iç savaş çıkarırız” sözleri süreci tehdit eden, hatta dinamitleyen bir dil olmuyor ama Başbakan Erdoğan’ın “İmralı’ya gidecek isimleri biz belirleriz” sözleri süreci zora sokuyor!
KCK’nın “Türkiye’yi Suriye’ye çeviririz” açıklaması süreci olumsuz etkilemiyor ama Erdoğan’ın “haddinizi bileceksiniz” sözleri çözüm sürecini olumsuz etkiliyor!
BDP’li Demirtaş’ın Diyarbakır’da Başbakan’a “korkak, riyakâr, aymaz” dediği üslubu sorun olmuyor, fakat Başbakan’ın üslubu sorun oluyor!
Gültan Kışanak’ın Erdoğan’a söylediği “Biz susarsak neyin konuşacağını sen iyi bilirsin” sözlerinde hiçbir sorun yok, öyle mi?
Bu üslup, savrulan bunca tehdit, küfür, hakaret ne anlama geliyor?
Sizce süreci zorlamıyor mu?
En koyu çözüm yanlıları bile Cemil Bayık, KCK ve BDP’nin tehditleri karşısında “Yeter artık!” noktasına geldi, görmüyor musunuz?
Çözüm sürecine toplumsal destek sağlamak için aylardır harcanan çabayı bir çırpıda boşa çıkarıyor bu tehdit dili.
Sürece karşı olan medya neredeyse her gün manşetlerini Kandil’in tehditleriyle süslüyor.
Internet medyası günde en az 10 kez Kandil’den yağan tehditleri “son dakika” olarak geçiyor.
Ne için dersiniz?
Ankara’yı güçsüz, iradesiz ve zayıf göstermek için. Barış toplumsal desteğini zayıflatmak için elbette. Barışı, çözüm sürecini destekleyecek psikoloji mi kalır, bu tehditler karşısında…
Neden Erdoğan’ın üslubu için yaptığınız eleştirilerin yüzde birini KCK’nın tehditleri için, BDP sözcülerinin hakaret ve küfürleri için yapmıyorsunuz?
Erdoğan’ı da eleştirin, üslubunu, tarzını, çözüm sürecine olan yaklaşımını gündeme getirin.
Ama hiç olmazsa çözüm süreci adına, barış adına, kardeşlik adına, savaşta hayatını kaybeden bunca Türk-Kürt genci adına Türkiye’yi “İç savaş çıkarırız, ülkeyi Suriye’ye çeviririz” diyerek tehdit edenleri de biraz uyarın.
“Ama bu ülkeyi yöneten başbakan, her şeyin sorumlusu o…” diye itiraz etmeyin; bu yalanın arkasına daha fazla saklanmayın.
Gerçekçi olun.
Kandil’den yağan tehditler karşısında aslında Ankara’da hiçbir hükümet sessizliğini daha fazla koruyamaz. Bu tehdit ve şantaj diliyle Erdoğan’ı tahrik edip duruyorlar.
Süreci bozması için iktidarı zorluyorlar.
Ya Ankara İmralı’nın taleplerini tartışmasız kabul edecek ya da süreci bozacaklar!
Bunu yaparken de faturayı Ankara’ya kesmeye çalışıyorlar. Çözüm sürecini hükümetin seçim taktiği olarak yorumladıklarından ateşkesi bir an önce bozma niyetindeler.
Erdoğan’ın üslubu kadar Kandil’in tehditlerini de eleştirmek gerekmez mi?
İç savaş çıkarma peşinde olanlara bile bir çift sözünüz yoksa kaleminize kim güvenir sizin?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019