Kurtuluş TAYİZ
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın önerisi üzerine "Demokratik İslam Konferansı" toplanıyor. Uzun bir hazırlık aşamasından sonra konferans nihayet 10-12 Mayıs'ta Diyarbakır'da gerçekleşecek.
Solcu bir örgütün İslam konferansı gerçekleştirmesi aslında olağan bir durum değil. PKK/KCK, Marksist kökenli bir hareket. Kürt partileri de bugüne kadar kendilerini hep sosyalist bir örgüt olarak tanımladı. BDP ve HDP de bu siyasal çizginin devamı niteliğinde partilerdir. Bu siyasal hareketin öncülüğünde İslam konferansı gerçekleştirilmesi haliyle biraz şaşırtıcı geliyor. Akla gelen ilk soru, İslami bir konferansa neden ihtiyaç duyulduğu yönünde.
Bu soruya konferansı öneren isim olan Öcalan iki boyutlu bir açıklama getiriyor. Birinci neden Ortadoğu ile ilgili, ikincisi Güneydoğu'daki siyasi durumla bağlantılı. Öcalan, Suriye'de etkili olan El-Nusra ve El Kaide gibi örgütlerin Rojava'da kendilerine karşı savaşması üzerine tedbir alma ihtiyacı hissediyor. Bu silahlı grupların PYD'nin etkin olduğu bölgelere yerleşmeye çalışması, Kürt hareketi için önemli bir sorun arz ediyor. Öcalan, şimdiden bu silahlı gruplara karşı geniş bir savunma cephesi kurmak gerektiğini düşünüyor.
İkinci önemli sebep Güneydoğu ile ilgili. Kürt hareketinin, geldiği aşamada tüm Kürtleri kapsayamadığının farkında. Marksist bir örgütün silahlı mücadele ile Kürtlerin tümünün güvenini kazanması zaten imkânsız. Silah ve şiddetle gönülleri fethetmek mümkün değil. 30-40 yıllık mücadelesinde örgüt, Güneydoğu'nun yarısını neredeyse kendisine düşman hale getirdi. Seçim sonuçları bunu açıkça gösteriyor. Kürt siyasal partileri bugüne kadar girdikleri seçimlerin hiçbirinde Kürtlerin ezici bir çoğunluğunun oyunu alamadı. Küçümsenmeyecek ama sınırlı bir halk desteğini arkasına alabildi ancak. Öcalan, bu sıkışık durumdan bir çıkış yolu arıyor. İslam’ı çok iyi bilen ve gençliğinde de dindar olan Öcalan, konferansın ana gündem maddesi olarak "Medine Sözleşmesi"nin tartışılmasını önererek, kendilerini desteklemeyen çevrelere "barış içinde birlikte yaşamayı" öneriyor. İslam’ı sahiplenerek, KCK ve BDP çizgisine uzak duran Kürtlere güven vermeyi amaçlıyor.
Eğer konferans amacına ulaşırsa, örgütle arasına mesafe koyan muhafazakâr Kürtler, KCK ve BDP'nin bölgede kurumsallaşmasına şiddetle muhalefet etmekten vazgeçebilir. Öcalan, bu konferansın en azından taraflar arasındaki korku duvarlarını yıkmasını bekliyor. Devletle barışmaya çalışan İmralı'nın muhafazakâr Kürtlere açılması anlamlı görünüyor; sınırlı bir halk desteğiyle büyük çözümü yaratmak mümkün değildir. Öcalan bunun farkında. KCK ve BDP'nin sınırlarını aşmaya çalışıyor.
Ne var ki Kürt hareketinin 30-40 yıl gibi bir zamanda oluşan alışkanlıkları, önyargıları, statükosu söz konusu. Bunları aşmaları kolay değil. Kürt siyasal hareketi, bazı özellikleriyle CHP'nin bürokratik yapısına çok benziyor. İslam’a yabancılar. Kuşkusuz "Halkımızın dinine saygılıyız, hoşgörülüyüz" demeyi ihmal etmiyorlar, fakat bu ifadelerin kendisi bile zaten sorunlu. Kimin kime saygılı veya hoşgörülü davranmak zorunda olduğundan pek haberdar değiller.
İslam konferansının hazırlık çalışmalarını emanet ettikleri öyle bir isim var ki, doğrusu ben duyduğumda inanamadım. Demokratik İslam Konferansı'nın çağrıcıları arasına İhsan Eliaçık da dâhil edilmiş. Konferansın ilk sunumunu Eliaçık yapacak! Öcalan'ın gündeme getirdiği, büyük önem atfettiği bu konferansı sabote etmek için arasalar herhalde İhsan Eliaçık'tan daha iyisini bulamazlardı. Konferansın hazırlık çalışmalarını yürütenler ya İhsan Eliaçık'ı tanıyamayacak kadar İslam’a yabancılar ya da konferansı, bile isteye özünden boşaltmak amacıyla bu ismi tercih ettiler. Doğrusu ben başka bir açıklama getiremiyorum bu duruma. Öcalan'ın önerdiği konferansı merkez medyanın yarattığı bir şarlatana emanet etmeyi maalesef aklım almıyor. Yine de Kürt hareketi açısından stratejik bir öneme sahip olan bir konferansın amacına ulaşmasını istiyor ve bu isimle gölgelenmemesini umuyorum.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019