Lale KEMAL
Silah alımından tehdit değerlendirmelerine kadar uzanan geniş yelpazede aslında siyasi irade ve parlamentonun denetiminde olması gereken tüm bilgilere erişim, TSK’nın tekelinde olagelmiştir. Bu tekel durumu, siyasiler, birkaç istisna dışında akademisyenler ve gazetecilere kadar uzanan geniş bir kesimde askerî konularda çok ciddi bilgi eksikliğine dolayısıyla halkın da bu önemli alanda cahil kalmasına yol açıyor.
Türkiye’de belli başlı üniversite kütüphanelerinde, askerî ve güvenlik konularına ilişkin materyal bulmak mümkün değildir. Aslında, uluslararası ilişkiler okurken ve bu alanda uzmanlaşan öğretim üyelerinin en önemli eksiği, TSK’nın koyduğu bilgiye erişim yasağı nedeniyle uluslararası güvenlik ve Türkiye’ye dair askerî konulara erişimde, imkânlarını zorlamak yerine isteksiz davranmalarıdır. Bu isteksizlik, ülkenin, kısmen kılavuzsuz kalmasına ve sonuç olarak kendisine yönelebilecek tehditler konusunda yakın örnek olarak Suriye ve PKK’yı gösterebiliriz yanlış teşhisler koyup yanlış tedavi uygulamasına yol açıyor. Türkiye’nin, ulusal güvenliğini ilgilendiren bu konularda sürekli hata yapma lüksü olmamasına rağmen bu gidişata dur diyecek bir siyaset aklı da tam olarak ortaya çıkmadı. AK Parti, bu yöndeki çabalarına ise ara vermiş durumda.
NATO’nun, Türkiye’ye ve dolayısıyla ittifaka yakın tehdit hâline gelen Suriye’deki savaş nedeniyle daha caydırıcı tedbirler alması ve bu çerçevede salt Yunanistan’dan gelecek tehdit algılamalarına karşı kurulan Ege Ordusu’na tahsis ettiği hava gücü gibi askerî unsurlarının bir bölümünü Suriye’ye kaydırması gerektiği yolunda bir süredir Ankara’ya telkinlerde bulunduğu yolunda önceki gün yayımlanan haberimle ilgili kıdemli bir öğretim üyesinin bir televizyon programında yaptığı yorum, maalesef beni şaşırtmadı ama izleyicileri yanlış yönlendirdiği için vahim idi. Bu öğretim üyesi, her ne kadar TSK’nın, yapılanması konusunda bilgi sahibi olmadığını savunmakla birlikte NATO’nun, benim aktardığım telkininin, Yunanistan’ı kayırma amaçlı olduğu mealinde bir yanıt veriyordu, dikkatleri Suriye’nin, Türkiye’ye oluşturduğu gerçek tehdide dikkat çekmek yerine. Aslında pek çok öğretim üyesinin, TSK’nın askerî yapılanmasının hâlen Soğuk Savaş mantığıyla kurgulanmış olduğunu bildiklerini ancak bu gerçeği itiraf etmekten çekindiklerini düşünüyorum.Zira, pek çok Türk öğretim üyesi, uluslararası kaynaklardan Türkiye’nin, silah gücü ve esneklik anlamında ordusunun artık günümüz tehditlerine yanıt veremez durumda olduğunu ve özgün teknolojik silah ediniminin arzu edilen düzeyde olmadığını bilir. Üstelik de Türkiye’nin, TSK’nın, bilgiye erişimi engelleme politikasını kırmak için askerî ve silah tedariki konularında siyasi iradeye ve parlamentodaki muhalefet partilerine akıl verecek uzmanlaşmış bilim adamlarına acilen ihtiyacı varken.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, geçen nisan ayında, Harp Akademileri Komutanlığı’nda kurmay subaylara hitap ederken, TSK’ya, çok geç kaldığı yeniden yapılanmayı biran evvel gerçekleştirmesi yolunda yaptığı çağrısı bile kendi başına tüm ilgili tarafların üzerinde düşünüp tartışması gereken bir konuyken çok dikkat çekmedi.
Gazetelerde, Türk askerî araçlarının, örneğin, Suriye sınırına kaydırılırken fotoğraf karelerine yansıyan görüntülerinden, caydırıcılık anlamında ne anlama geldikleri uzmanlara tartıştırılmıyor. NATO, Türkiye’ye, savaş uçakları bataryalarını, güneye Suriye sınırına kaydırması gerektiğini söylerken hem bu bölgedeki tehdidin yakın olduğuna dikkat çekiyor hem de TSK’ya, “daha caydırıcı olun,” mesajı veriyor.
Türkiye’de yukarıda değindiğim konular enine boyuna tartışılmıyor, bilgi erişimine konan yasaklar aşılamıyor.
Ahmet Altan, 16 eylül tarihli, “Oğul, mesaj ve koramiral,” başlıklı yazısında, deniz kuvvetlerinden yüksek rütbeli bir askerin, geçen hafta sonu, askerî bilgilerin şantaj ve fuhuş yoluyla üçüncü taraflara satışı iddialarıyla ilgili İzmir merkezli yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanması haberinden hareketle “bir koramiralin darbeci olduğuna inanırım, Ergenekoncu olduğuna inanırım ama “casus” olduğuna inanmakta zorluk çekerim,” diyor. Henüz üzerine atılı suçu işleyip işlemediği kesinleşmemiş biriyle ilgili bir yorum yapmayı kendime zul sayarım. Ama, ister askerî ister sivil olsun denetimsiz kalan bir kurumda, en vahim suçların işlenebileceğini gözardı edemeyiz.
Türkiye’de silah alımlarına kimler karar veriyor, parlamento, siyasi irade denetimi var mı bu alımlarda?, Türkiye’de silah üretilmesi seçeneği varken, hangi komisyoncular aracılığıyla hep hazır silah alınmıştır?, gibi konuları sorgulamıyorsak eğer yakıştıramadığımız olayların meydana gelmeyeceğini de garanti edemeyiz.
Ana muhalefetteki CHP, önceki gün açıkladığı bir raporunda, İzmir’deki askerî casusluk soruşturmasını, gözdağı vermek ve askeri itibarsızlaştırmak olarak nitelendirip yargıya intikal etmiş bir olayı sulandırmaya çalışıyor. Olmadı CHP, inandırıcı değilsin, böylesine hassas bir soruşturmayı siyasi çıkarın için kullanamazsın, önce sen parti olarak Meclis’te, askerî faaliyetlere erişimin sağlanması için çaba harca. Bu alan öylesine boş bırakılmıştır ki, şoka girebilirsin.
“Darbeciler niye mülk zengini çıkıyor?,” haberlerini bir irdeleyin bakalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016