Lale KEMAL

Seçimden sürpriz çıkabilir
25.03.2015
1555

 Türkiye’nin çok uzağında Güney Asya ülkesi Sri Lanka’da, 9 yıldır ülkeyi yöneten Devlet Başkanı Mahinda Rajapaksa, ocak başında yapılan seçimlerle neredeyse bir o kadar daha ülkeyi yönetmeye talipti.

2010 yılında anayasada yaptığı değişiklikle devlet başkanlığı süresini uzattığı gibi bürokratlar, hâkimler, polis ve seçim kurulu görevlilerinin sözde bağımsız kurullar tarafından atanmasının önünü açarak parlamento ve başbakanın yetkilerini böylece gaspetmişti. İki erkek kardeşi, yeğeni ve oğlunu, yönetimde kilit pozisyonlara ataması yüzünden nepotizm ile yani kayırmacılıkla suçlanıyordu. Rajapaksa iktidarı, halkın refah düzeyinin artmasına pek yansımasa da ülkede önemli ekonomik atılımlar yapılıyor algısının yaratıldığı dev alt yatırım projelerine imza atıyordu.

Artık adı “Rajapaksa hanedanlığına” çıkan Mahinda, giderek otoriterleşmekle suçlanıyordu. Tamil gerillalarının 30 yıllık etnik çatışma sonrasında kanlı biçimde bastırılmasının ardından devam eden yüksek enflasyon, yolsuzluklara ek olarak siyasi muhaliflerin şiddet kullanılarak bastırılması, gazetecilere saldırılar, mezhep çatışmaları; ülkedeki azınlık Tamilleri, Müslümanları ve Hıristiyanları velhasıl herkesi giderek yıldırır olmuştu. Rajapaksa’nın otoriter eğilimleri pekiştirir politikaları yalnızca ülke içinde değil, ülke dışında da ciddi rahatsızlık uyandırır olmuştu. Çin ile yakınlaşması, dış tepkilere tuz biber ekmişti. ABD ve Hindistan özellikle bu durumdan çok rahatsızdılar.

Mutlak güç, mutlaka yozlaştırır derler ya…

Rajapaksa’nın mutlak güçten gözü hiçbir şeyi görmez olmuş, otoriter yönetimine karşı ülke içinde ve dışındaki ciddi rahatsızlıklara rağmen belki de arkasına ordu ve polisi aldığından olsa gerek 8 Ocak devlet başkanlığı seçimlerini yeniden kazanacağından emindi.

Ne var ki Rajapaksa, iktidar sarhoşluğundan 8 Ocak seçimleriyle ayıktı. Hükümetin Sağlık Bakanı Maithripala Sirisena, yüzde 81,5 oranında rekor düzeyde katılımın olduğu devlet başkanlığı seçimlerinde oyların yüzde 51,3’ünü alarak, yüzde 6’lık oy farkıyla Rajapaksa hanedanlığını sonlandırdı.

Rajapaksa, seçim sonuçlarını güç kullanarak lehine çevirmek için “göreve çağırdığı” ordu komutanlarından, polisten, adalet bakanından destek alamayınca 9 Ocak günü yenilgisini kabullenmek zorunda kaldı.

Aynı gün, yeni Devlet Başkanı Sirisena, ülkede dolaşan darbe söylentilerinin gerçeğe dönüşmesine karşı elini çabuk tutarak hemen göreve başladı ve aceleyle bir başbakan atadı.

Sri Lanka, Türkiye gibi ne NATO üyesi ne de AB’ye aday. Ama bu Güney Asya ülkesinde ocak seçimlerine gidilen süreçte yaşanmış olan yukarıda anlattığım tüm gelişmeler bizim yaşamakta olduğumuz gelişmelere çok benziyor.

Ne var ki, Sri Lanka örneği, AKP’nin de benzer bir seçim hezimetiyle karşılaşacağı anlamına gelmiyor.

Son yapılan anketler, halen AKP’nin yüzde 42 ila yüzde 43 oranında oy alabileceğini gösteriyor. Yani AKP, bugün seçim olsa tek başına iktidara gelecek. Ama HDP yüzde 10’luk barajı geçemezse AKP, başkanlık sistemine geçişi sağlayacak anayasa değişikliğini yapabileceği 367’i de bulabilecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Arınç üzerinden hükümet arasında ilk kez, barış süreci bağlamında patlak veren açık krizin, seçim sonuçlarını, AKP aleyhine çevirmesi ihtimali şu aşamada zayıf görünüyor.

Ama 7 Haziran seçimlerine yaklaşık 2,5 ay var. Bu süre zarfında özellikle ekonomide ciddi gerileme olmasının AKP oylarını düşüreceği tahmin ediliyor.

Sri Lanka’da bizdekine çok benzeyen gelişmelerin iktidarın aleyhine çevrilmesinde, bu ülkenin komşusu Hindistan’ın, muhalefeti örgütlemiş olmasının etken olduğu rivayeti dolaşıyor. Belki bizde böylesi bir dış manipülasyon mümkün olmayabilir.

Sonuçta, aşırı baskıcı rejimler öyle ya da böyle sonlanıyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar