Lale KEMAL

IŞİD'cilerin rahatı mı kaçtı?
18.07.2015
1711

 Dikkatinizi çekmek isterim, ülke içindeki IŞİD'cilere yönelik baskınlar ve tutuklamalar yapıldığına dair haberler, kalabalık bir Amerikan heyetinin geçtiğimiz günlerde Türkiye'yi ziyaretine rastlamış ya da rastlatılmıştı. İktidarın, Jihadçı, vahşice adam öldüren IŞİD'cilere karşı yeteri kadar mücadele etmediğine dair ABD'den şikâyet sesleri ne zaman yükselse Türkiye'de bu örgüt mensuplarının ele geçirildiği haberleri yoğunlaşıyor. Tam da ABD heyetinin, Ankara'dan, “Suriye'ye girerim ha” tehditlerini savurması üzerine apar topar Türkiye'ye geldiği geçen hafta, İstanbul dahil 4 ilde düzenlenen operasyonlarda, 3'ü yabancı uyruklu 21 IŞİD militanının yakalandığı ve bir haber sitesinin kapatıldığı haberleri geldi. IŞİD baskınlarına dair haberlerin zamanlaması bu açıdan manidar.

 Ama baskınların doğruluk derecesini, ancak IŞİD'cilerden gelen tepkilerle ölçebiliyoruz. Örneğin, geçen 10 Temmuz'da 4 ilde yapıldığı söylenen operasyonlar sonrası, IŞİD Türkiye'ye efelendi, misilleme tehdidinde bulundu. Böylece, “Demek ki, operasyonlar IŞİD'i hedef almış” diyebiliyoruz.   

 Türkiye'de, gerektiğinde militana dönüşebilecek 7 bin ila 10 bin arasında sempatizanı olduğu söylenen IŞİD'cilere karşı kararlı, topyekûn bir mücadele verilip verilmediğini neden sorgulama gereği duyuyoruz? Bu soruya yanıtlardan biri; şimdi geçici hükümetin başı olan partinin, tek başına iktidarında, bu örgütü bir tehdit olarak görüp, yol yakınken gerekli tedbirleri almamış olması ve tam tersine destek verdiği şüphesinin çok güçlü olması. Diğer yanıtı ise yakalandıkları ve IŞİD'ci oldukları belirtilen kişilerin, sorgulanıp sorgulanmadıkları, yargıya havale edilip edilmedikleri konularının karanlıkta kalıyor olmaları. Böyle olunca da IŞİD'cilerle gerçek anlamda mücadele edilip edilmediğini test edebilecek elimizde bir veri olmuyor. Acaba diyoruz, “Bu IŞİD'ciler tehdit edince, göz boyama mahiyetinde olabilecek operasyonlarda yakalananlar da sonradan serbest mi bırakılıyor?” Son zamanlarda 100'e yakın IŞİD'cinin yakalandığı haberleri geldi. Bunlarla ilgili, örneğin, nasıl bir adli tedbir alındı?

 Bir Niğde örneği var, pek çok örnek arasında, IŞİD'cilere yönelik operasyonların ne ölçüde caydırıcı olduğuna dair. Niğde Ulukışla'da, geçen yıl mart ayında, üç kişiyi katleden El Kaide-IŞİD bağlantılı yabancı uyruklu üç saldırgan tutuklanmıştı, ama şimdi neredeler bilmiyoruz. IŞİD'in, geçen yıl Musul Başkonsolosluğu'nda rehin aldığı Türklerle takas edildikleri iddia edilen Türk cezaevlerindeki 50 kadar bu terör örgütü mensupları arasında, Ulukışla katliamcılarının da yer aldığı yazıldı, çizildi. Ankara'da resmi makamlar bu haberler karşısında sessiz kaldılar.

Türkiye'de ucu devlete dokunduğu şüphesi uyandıran tüm olaylar ve bu olaylarla bağlantılı kimi yargı süreçlerinin üstleri örtüldüğünden dolayı, IŞİD'cilere yapıldığı söylenen operasyonlar doğru bile olsa sonrasında akıbetlerinin ne olduğunu sorgulamamız gerekiyor.

 IŞİD, Suriye'de ya da Irak'ta savaştırmak üzere dış dünyadan adam devşirme ve kaçış yolu yani oksijen tedarikçisi olma özelliğini Türkiye'de devam ettirdiği sürece bu ülke topraklarında eylem yapmaz. Ama Ankara'ya gönderdikleri “Oksijenimizi kesme, yoksa fena olur” mealindeki tehditleri az biraz sıkıştırıldıklarını gösteriyor.

 Türkiye'de karar vericiler, muhalefetin de yüzlerce kez yaptığı uyarılara rağmen radikal İslamcı terör örgütlerinin güçlenmekte ve sempatizan toplamakta oldukları gerçeğini göz ardı ettiler. IŞİD gibi terör örgütlerinin artık ürkütücü boyutlara ulaşan Türkiye'ye dönük güvenlik tehdidini göz ardı edenlerden hesap sormamız gerekiyor. Zira tehdit, korunaklı olanları değil, biz masum vatandaşları hedef alıyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar