Lale KEMAL
Doğu Akdeniz’de zayıf da olsa bir çatışma riski yaratan sorunlar, şimdiki Türkiye yönetiminin, hesaplaşmakta çok gecikilen derin devletten aldığı miras olarak yeniden bizi köşeye sıkıştırıcı nitelik kazandı. Hükümet, bir yandan da, bazı iktidar milletvekillerinin de kışkırtmasıyla sanki cihad seferine çıkan insani yardım örgütünün Mavi Marmara olayı sonrası İsrail ile patlak veren gerilimi askerî tehdit içerikli politikasıyla tırmandırıyor. Türkiye’yi “Hep maraza” çıkartan ülke görünümünden sorunlarını diplomasi yoluyla çözebilecek medeni ülke konumuna getiren iktidarın, etrafa tehditler yağdıran eski Türkiye elbisesini giyer görünüm veriyor olması çok can sıkıcı. Keza, terörle mücadelenin gerçek sahibi olduğunu geç de olsa fark eden hükümetin, Kuzey Irak’ı işgali anlamına gelebilecek kara harekâtını dillendiriyor olması da, yumuşak gücünü ön plana çıkartma arayışındaki AK Parti iktidarında Türkiye’ye ne oluyor, sorularını sorduruyor insana.
Ankara’yı, yukarıda değindiğim Mavi Marmara olayını kötü yönetme konusunda eleştirirken, askerî vesayetin olanca ağırlığını hissettirdiği eski Türkiye özlemi içindeki İsrail’in komandolarınca dokuz Türk’ün öldürülmüş olması kabul edilebilecek bir durum değildir. İsrail, dokuz kişinin ölümünden sorumlu olduğu halde özür dileme büyüklüğünü göstermeyerek aslında küçüldüğünü görmek zorunda.
Bu hususu belirttikten sonra asıl konuya dönelim. Rum kesiminin, Doğu Akdeniz’deki yetki alanında Noble adlı yabancı petrol şirketinin petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına başlamasına izin vererek, Türkiye’ye, neden ve nasıl meydan okuyabildiğine dikkati çekmek istiyorum.
Güney Kıbrıs’ın, Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge ilan etmiş olması ve petrol ve doğalgaz aramaları için yabancı firmalarla anlaşma yapıyor olması hukuken doğru. Diğer yandan, Rum kesimi, Türkiye’nin taraf olmadığı Deniz Hukuk Sözleşmesi’nden kaynaklanan bu hukuki hakkını siyaseten istismar ediyor ve kötü niyetli. Zira Kıbrıs Türk toplumu ile barış müzakereleri yapmakta iken, münhasır ekonomik bölge ilan ederek, Türk tarafı ile eşit düzeyde temsil edileceği bir ortak devlet kurma iradesinin olmadığını gösteriyor. Rum kesiminin niyeti fena halde kötü.
Türkiye’nin ise, TPAO’nun katılımıyla Kuzey Kıbrıs bölgesinde petrol ve doğalgaz aramalarına başlayacağını açıklamış olması hukuki değil. Nedenine gelince, biz tanımasak da Rum kesimi, BM tarafından, adayı temsilen tanınmış bir devlet ve AB üyesi bir ülke. Dolayısıyla, Kıbrıs bölgesi de AB suları içine giriyor. Deniz Hukuk Sözleşmesi’ne göre, bizim Rum kesimi dediğimiz “Kıbrıs Cumhuriyeti”, Türkiye’nin tepki verdiği alanda sondaj vs. yaptırabilir.
Maalesef, pek çok mensubu darbe yapmak ve darbe planları hazırlamakla meşgul iken siyasi iradelerin göz yumması sonucu yaratılan gri ortamlar, Türkiye’yi dış politikada sıkıştırmış, manevra alanını sıfıra indirmiş, sürekli arıza çıkartan ülke konumunda tutmuştur.
Mevcut siyasi irade, içerideki şiddetli direnişe rağmen Kıbrıs sorununun çözümü için verdiği mücadele sonucunda 2004 yılında çözüm kapılarını aralamışken AB’den de şiddetli bir darbe yedi.
Önceki gün sözcüsünün, yüzü kızarmadan, Türkiye’yi, sınır anlaşmazlıklarına barışçıl çözüm bulmaya çağırdığı AB, Ankara’da ortaya çıkan çözüm iradesine sırtını çevirip, Rum tarafını birliğe tam üye yaparak tarihsel bir hata yaptığını görmek istemiyor.
İçeride çözümsüzlük isteyenlerin katkısıyla AB’nin işlediği hata, Türkiye’nin elini, birlik üyesi Rum yönetimi ve destekçisi Yunanistan’a karşı hep zayıflattı, şimdi zayıflattığı gibi.
Dolayısıyla, bugün Doğu Akdeniz’de Rum yönetimi ile yaşanmakta olan sondaj krizine misilleme olarak Kıbrıs Türk sularında arama yapacağını açıklaması Türkiye’ye maalesef haklı çıkartmıyor. Zira Ankara, bu politikasıyla hukuken sahip olmadığı hakkını siyaseten istismar ediyor.
Velhasıl, Doğu Akdeniz’deki paylaşım mücadelesinde Ankara çok dikkatli olmak zorunda.
Başbakanlık Basın Bürosu sorunlu...
Seçimler sonrası yeni hükümetin kurulmasıyla birlikte, Başbakanlık Basın Bürosu, basına yeni telefon rehberi dağıtır ya da taslağını verir, kitapçık hazır değilse. Geçenlerde, Başbakanlık Basın Bürosu’nu arayıp, yeni Bakanlar Kurulu listesi ve telefon numaralarını istedim. Telefona çıkan bir kadın, “Hanımefendi burası telefon rehberi değil” diye yanıt vermez mi. Bu garip cevap üzerine, adını isteyince, “Adımı ne yapacaksınız” diye çıkışıp, yüzüme de telefonu kapatıverdi. Onlarca yılım Ankara’da gazetecilik mesleği ile geçti. Bu mesleği icra ederken pek çok sorunla karşılaştım ama yüzüne telefonu kapatan küstah bir çalışan ile karşılaşmadığımı söylemem gerekiyor.Onca demokratik reforma imza atıp, medeni bir Türkiye yaratma arayışındaki AK Parti iktidarının başbakanının basın bürosu, asla çağdışı görünüm vermemeli. İlgili kişiye yaptığım şikâyet üzerine bir özür ile geri dönüş olmaması üzerine, bu saygısız, haddini aşan, küstah davranışı siz okuyucularla paylaşmak zorunda kaldım.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016