Lale KEMAL
Türkiye'nin, İncirlik'i, koalisyon güçlerine IŞİD'e saldırı amaçlı açmasına dair ABD ile yaptığı anlaşmadan ilk detaylı bilgilerin, Ankara'dan değil de Washington'dan geliyor olması çok rahatsızlık verici.
Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, IŞİD'le mücadele konusunda Amerika ile fikir birliği sağlandığına dair açıklamasının detaylarını isteyen gazetecilere gizlilik gerekçesini öne sürmüştü. Ama Arınç'ın bu açıklamasından hemen sonra Amerikan üst düzey kaynakları, İncirlik'in kullanıma açılacağına, olası bir fiili güvenlik bölgesinin nereleri kapsayacağına dair bilgileri hem Amerikan hem de Batı medyası ile paylaşmaya başladılar. Geçici hükümetin, ülkenin kaderini etkileyecek ABD ile yaptığı anlaşmaların detayını, kamuoyu ile şeffaf biçimde paylaşmıyor olmasının temel nedeni, tıpkı geçmişteki vesayetçiler gibi kimi hatalı politikalarını kamuoyundan saklama alışkanlığının bir tezahürü olamaz mı?
Türk tarafının, İncirlik'e dair açık ve net olmayan söylemlerini şöyle Türkçeleştirebiliriz belki; İncirlik'i IŞİD'e saldırılar için açma karşılığında Türkiye sınırının Suriye tarafında, bir güvenli bölge oluşturulabilir. Bu güvenli bölge, IŞİD'in kontrolü altında bulunan Cerablus ve Azez hattının, bu terör örgütünden arındırılması hesaplanan bölge olacak. Güvenli bölgeye, mülteciler yerleştirilecek. Ama aynı bölgenin bir yerleri de, hükümetin destek verdiği Suriyeli muhalif grup Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) savaşçıları için tahsis edilecek. Böylece ÖSO güçleri, Suriye'de savaşırken gerektiğinde bu güvenli bölgeye hemen sığınabilecekler.
Bu noktada soru işareti, mültecilerin barındırılması öngörülen güvenli bölgede aynı zamanda, ÖSO savaşçılarının bir arada nasıl tutulacağı dolayısıyla mültecilerin güvenliğinin tehlike altına girip girmeyeceği. Belki Amerikan tarafında bu sorunun cevabı vardır, Türk tarafı bilgi vermediğine göre.
ABD ile teknik detayları üzerinde halen görüşmelerin sürdüğü belirtilen İncirlik karşılığı fiili güvenli bölge mutabakatının bir koşulunun da, Türkiye'nin IŞİD'e eşzamanlı olarak PKK hedeflerine de başlattığı saldırılara tepki verilmemesi. Nitekim ABD Başkanı Obama'nın makamı, önceki günkü açıklamasında, Türkiye'nin PKK ile mücadelesini meşru gördüğünü açıkladı ama barış sürecinin akıbetini sorgulamadı. AB ise farklı bir tutum izledi ve Türkiye'nin terörle mücadelesine destek vermekle birlikte barış sürecinin devam etmesi çağrısında bulundu.
Diğer yandan, birkaç yıldır hem muhalefet hem de kimi Batılı müttefiklerin, “IŞİD'e topraklarınızdan Suriye'ye yabancı savaşçı geçirmesini önleyin, içeride bu örgüt sempatizanlarının yeşermesine izin vermeyin” çağrılarını kulak ardı eden Ankara'nın, şimdi IŞİD'e karşı koalisyon güçlerinin yanında yer alacağı açıklamasının zamanlaması çok manidar.
Bir yandan özellikle ABD'ye, IŞİD'le mücadele havası verilirken diğer yandan da eşzamanlı olarak PKK'ya başlatılan operasyonlar, bir taşla iki kuş vurma stratejisi gibi görünüyor. Öyle olmasa, IŞİD'in zaten Türkiye'de bilinen elemanları ve faaliyetlerinin üzerine çok önceden gidilirdi. “Bir taşla iki kuş vurma meselesinin” arkasında, erken seçim ve bu seçimlerde tek başına hükümet kurmak için gerekli çoğunluğu yakalama hesaplarının güçlü olduğu gözleniyor.
PKK'ya yönelik misilleme saldırıları ve HDP'yi itibarsızlaştırma politikasıyla, bu partiye giden muhafazakâr Kürt oylarının, bir erken seçimde AKP'ye kaydırılması planı var. Keza, Kürtlerle çözüm sürecinin bitirilmesi, yerini güvenlik politikalarının almasıyla birlikte zaten Kürtlerle barışa yanaşmayan MHP'ye giden oyların, bir erken seçimde yeniden AKP'ye dönmesi olasılığı yüksek.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016