Mahfi Egilmez
Faiz Meselesi: Kitap İncelemesi
28.07.2019
767
Faiz nedir? Nereden doğmuştur? Tarihi nedir? Kutsal kitaplar faizi niçin yasaklamıştır? Yasaklanan faiz hangisidir? Riba ile bugünkü faiz arasında bir fark var mı? Bu sorular günümüzde başta İslam dünyası olmak üzere dünyada fazlasıyla kafa yorulan sorular. Kimisi faizi asla yaklaşılmaması gereken bir tabu olarak görürken kimisi de bunun basit bir ekonomik işlem olduğunu ve kiradan farkı olmadığını savunuyor.
Son günlerde Faiz Meselesi adlı bir kitabı okuyorum. Kitaba 19 bilim insanı yazılarıyla katkı yapmış (Kitabın künyesi şöyle: Faiz Meselesi: Tarihten Örnek Uygulamalar, Derleyenler: Murat Ustaoğlu ve Ahmet İncekara, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Mayıs, 2019.)
Kitaptaki yazılar bir tarih ve konu silsilesi içinde yer alıyor, dolayısıyla kitap farklı yazarların elinden çıkmış ve onların birbirinden farklı görüşlerini yansıtıyor olsa da son derecede tutarlı bir bütün oluşturuyor. Yazarların bir bölümü ekonomi ve ekonomiyle ilgili alanlarda öğrenim görmüş, bir bölümü de ekonomi ve ilahiyat öğrenimini birlikte görmüş akademisyenler. Dolayısıyla hepsi konunu uzmanı ve konu üzerinde zaman harcamış kişiler.
Kitapta binlerce yıl önce faizin nasıl doğduğundan başlayarak günümüz bankacılık düzenlemelerine kadar gelen, olaylarla desteklenmiş analitik değerlendirmeler var. Birçok ilginç konu dikkat çekiyor. Mesela tapınakların borç alışverişinde ilk sistemli ve kayıtlı merkezler olduğunu ve bugün tefecilik faizi diye bildiğimiz çok yüksek faizlerin ilk kez tapınaklarda alındığı bilinen bir gerçek. Buna karşılık o dönemde ortaya çıkan tefecilerin, tapınaklardaki bu yüksek faizden daha düşük oranlarda faiz uyguladıkları ve bir anlamda ters tefecilik yaptıkları pek bilinen bir şey değil. Tefecilerin ortaya çıkışının gerçek tefeci konumundaki tapınakların tekelci yapısını kırmaya yönelmesi ilginç bir ironi. Yani asıl tefeciler dini temsil eden tapınak rahipleri olurken, sivil tefeciler onların tekelci konumunu kırmak için çıkıp daha düşük faizle işlem yapıyorlar.
Faizi bütün dinler yasaklamış görünüyor. Bu yasağın kökeni Platoncu - Aristotelesçi yaklaşımlara kadar geriye gidiyor. Hatta paradan para kazanma deyimi bile o kadar eski. Dinlerin hepsi bu yasağı oradan devralıp devam ettirmişler. Yasağın ilk kez ve en ağır biçimde yer aldığı din Yahudilik (İslamdaki ribanın karşılığı Yahudilikte ribbit.) Buna karşılık faizi en fazla uygulayanlar ve bu yolla zengin olanlar da Yahudiler. Çünkü zaman içinde Yahudi din düşünürleri faiz yasağını yumuşatan, hatta kaldıran yorumlar getirmişler. Faiz yasağı zaman içinde Hristiyanlıkta da yumuşatılarak ortadan kalkmış bulunuyor. Yasağı günümüze taşıyan tek din İslam. Kitapta, Kur’an’da geçen riba ile bugünkü faizin karşılaştırmasını yapan değerlendirmeler var. Riba ile bugünkü faiz arasında bire bir aynılık var mı? Bu konuda belli başlı iki görüş var. İlki bu iki kavramın tamamen aynı olduğu görüşü. Dolayısıyla dün olduğu gibi bugün de riba ya da faiz yasaktır, haramdır. İkinci görüş riba ile faizin aynı şeyler olmadığı görüşü. Bu görüş çerçevesinde riba, dönemin koşullarının belirlediği bir tefeci faizidir. Oysa günümüzde faiz, devletin koyduğu kurallar çerçevesinde kurumlar (bankalar) eliyle uygulanan düzenlenmiş bir bedeldir. Kitapta bu görüşlerin tartışılmasını, çeşitli filozofların, yazarların görüşleriyle ayrıntılı olarak bulmak mümkün.
Osmanlı toplumunda faizsiz finans arayışlarının yaygın biçimde gündeme geldiği biliniyor. Bulunan çözümlerden birisi olan ve geri alım koşuluyla yapılan satışı ifade eden bey’ul vefa’nın geliştirilmiş hali olan bey’lil-istiğlal bugünkü faizsiz finans sisteminin temelini oluşturuyor. Kişi sattığı malı geri satın almayı taahhüt ederek sözleşme süresince kiralamış oluyor. İşin özünde bugün uygulanan faizden hiçbir farkı yok. Kişinin satışı ve geri alım işlemini karşılıklı olarak (cebir işlemindeki gibi) iptal edersek geriye paranın kirası yani adına ne dersek diyelim faiz kalıyor.
Günümüzde ekonomi teorisi olarak okutulan neoklasik ekonomi yaklaşımının da temelini oluşturan Alfred Marshall ve John Maynard Keynes’in faiz konusundaki görüşlerine de değiniliyor kitapta. Marshall faizi ‘tasarruftan ve paranın tatmininden vazgeçmenin ve beklemenin ödülü’ olarak tanımlarken Keynes ‘para sahibinin parayı nakit olarak elinde bulundurmaktan (likiditeden) vazgeçmesinin bedeli’ olarak tanımlıyor. Kutsal kitapların tanımları dışına çıkıp da konuya ekonomi sistemi açısından bakıldığında bu tanımlar olayın özünü açıklıyor.
Kitapta Ekim 2002’de Mısır Din İşleri Yüksek Kurulu’nun banka faizinin helâl olduğuna ilişkin yayınladığı fetva da yer alıyor. Akla uygun olan yorum da budur. Çünkü kutsal kitapların indiği dönemde faiz bir standarda sahip olmayan ve tefeci faizi konumunda olan bir uygulamaya sahipti. Günümüzde devletin (merkez bankalarının ve bağımsız bankacılık otoritelerinin) denetimi altında olan bankacılık sisteminde büyük ölçüde standardize edilmiş ve tefecilik uygulamasından çoktan çıkmış bir faiz sistemi söz konusu. Bu açıdan bakarsak faiz, kâra göre ve hatta kiraya göre çok daha fazla denetim altında, çok daha fazla standartlaşmış bir getiridir.
Kitabın tümünden örnekler vermem mümkün değil ama faiz konusunda çalışma yapacak olanlara ve faizin antik dünyadan bugüne nasıl evrim geçirdiğini merak edenlere bu çok önemli kitabı okumalarını öneriyorum.
Yazarlar
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
5.08.2025
1.08.2025
26.07.2025
9.06.2025
1.06.2025
29.05.2025
27.04.2025
5.04.2025
12.02.2025