Markar ESAYAN
Haziran seçim sonuçları ülkeyi enteresan bir noktaya taşıdı. Aslında zaten enteresan olan durumu, siyaset zemininde ve o siyasi aktörler üzerinden düşünebilmemizi sağladı. Bu enteresan durum 12 yıllık AK Parti refomlarının ülkede ideolojik kalıpları kırması, bunun karşısında tüm siyasi aktörlerin fark etmeden değişirken, AK Parti karşıtlığı üzerinden ittifaklaşması sonucu oluştu.
Önce darbe teşebbüsleri, sonra Gezi, sonra 17/25 Aralık darbe girişimi ve nihayetinde 6-8 Ekim kalkışmasının etkisizleştirmeye çalıştığı sandığın şifa verici etkisi de diyebiliriz buna.
Kimsenin koalisyon seçenekleri veya seçim olasılığını can sıkıcı bir engel olarak görmemesi için söylüyorum bunu. Bugün ülke koalisyon veya seçim olasılıklarına kilitlenmiş durumda. Gezi veya 6-8 Ekim kalkışmasında siyaset zemininin kırılmaya çalışılması noktasından, siyasetin tekrar belirleyici olduğu bir aşamaya gelmek büyük bir başarıdır.
Ve bu başarı AK Parti direndiği ve ayakta kaldığı için gelmiştir.
Unutmayalım ki, AK Parti dışındaki tüm aktörler, siyaset zeminini kırmak üzere tüm yollara ya başvurdular, ya onayladılar, ya da bu denemelerin nesnesi oldular.
Biz tabii ki bu aktörlere karşı önyargılı olmayacağız ve oradaki müsbet değişimleri, eğer olursa, izleyecek ve kalıcı olmalarını dileyeceğiz.
Lakin Gezi ile başlayan süreç, üç seçimi hedefleyen, AK Parti ve sosyolojisini dağıtmak üzere bir girişimdi. 17/25 Aralık darbesi ve 6-8 Ekim kalkışmasının murad edilen sonucu vermemesi ile iki seçim başarısından sonra, AK Partisiz mümkün olmayacak koalisyon gerçeği ile bizi buluşturdu.
Yani asıl murad gerçekleşmedi.
Gerçekleşmemiş, gerçekleşememiş olması, bu muradın terk edildiği anlamına gelir mi? Elimizde böyle bir veri var mı?
Sanırım yok.
Diğer yanda, kutuplaşmanın asıl nedeninin muhafazakarların eşitlik taleplerinin hazmedilememesi ve buna dair geliştirilen siyaset dışı yöntemler eşliğinde laik/beyaz Türklerin medya ve CHP yolu ile çıldırtılmasından kaynaklandığını görmezden gelen analizler eksiktir.
Bu çabaların koalisyon kurulduktan sonra devam etmeyeceğini söylemek anlamsızdır.
Yani AK Parti'ye dönük otoriterlerleşme suçlamalarının, “nefsi müdafaadan vazgeç” anlamına gelmemesi gerekir. Bu ülkeyi normalleştirecek olan, AK Parti ve tabanının teslim olması değildir.
Çok ilginç bir şekilde, medyada kutuplaşmanın asıl müsebbipleri hiç sorunsallaştırılmazken, ülkedeki gerginliğin tek nedeni AK Parti'ymiş gibi bir baskı kurulmak isteniyor. Muhafazakarların bir kısmında görülen konformizm/yorgunluk işaretlerine güvenerek “Ver kurtul” baskısı yaratma çabası epeydir gündemde.
Siyaset, basit bir mantıkla yürür. Oy almak ve iktidar olmak... Oy kitlesini muhafaza etmek, arttırmaya çalışmak. Siyasi rakiplerin yanında, seçmenlere anlamlı bir fark hissettirmek. Bu olduğunda yorgunluk, tereddüt kalmaz. Muhafazakarlar haklarını elde ediyor diye darbe yapmaya kalkışanlar ve onların argümanlarına inanan kitleler için başka tedavi yöntemleri bulmak gerekir, muhafazakarlara örtülü bir “vazgeç” teklifi yapmak değil.
AK Parti, bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da taban hacmini muhafaza etmek ve mümkünse arttırmaya çalışacaktır. Oyun planlarını, koalisyon seçeneklerini buna göre değerlendirecektir.
İktidar olarak tüm vatandaşlardan sorumlusunuzdur ama, bir siyasi parti olarak kendi tabanınızın önceliklerini düşünmek zorundasınız. Bu anlamda AK Parti muhalefet partilerinin tabanlarının sorumluluğunu onların yerine üstlenemez. Bu rasyonel değildir.
Ancak bu konuda yaptığı hatalar veya yapmadığı doğrular varsa bunları düşünmek durumundadır.
AK Parti, kendi tabanında yaşanan sosyolojik değişimleri, talep farklılaşmasını, yeni heyecanlar yaratacak siyasi ufukları kucaklamakla mesul. Öncelikli hedefi, tabanının gerisinde kalmamak, onu peşinden sürüklemektir.
Önümüzdeki sürecin yeni fırsatlar yarattığını, koalisyon seçeneklerinden ürkülmemesi gerektiğini düşünüyorum. İktidarda olunsa da olunmasa da, “dezavantajlıların muhalefet partisi” olma kimliği AK Parti'nin en büyük avantajıdır.
Bunu doğru yapabilmek için de durumu, şartları, sorunları, fırsatları ve kendinizi doğru tanımlama mecburiyeti vardır.
AK Parti'nin elinde bir sihirli değnek olmadığına göre, CHP veya MHP ile yapılacak koalisyon, CHP ve MHP ile yapılacaktır; Norveç sosyal demokratları veya İsveç yeşilleri ile değil. Fark yaratmadan seçimlerden farklı sonuç alınması ihtimaline de dikkatli yaklaşmak gerekir.
Bu zor sürecin bir krize yol açması ile ülkeyi 2023 hedeflerine taşıyacak yeni fırsatlar yaratması, kabul edelim ki tek başına AK Parti'nin sırtına binen bir yük olarak duruyor. Muhalefetin farkı ise, hiçbir şey yapmak zorunda olmaması.
Çünkü kendi başarılarını AK Parti'nin teklemesine bağlamış durumdalar. Denklem böyle olduğu için müsbet anlamda değişmeleri de AK Parti'nin başarmasına bağlı. CHP bugün başörtüsü ile barıştıysa, AK Parti'nin yarattığı değişim baskısı nedeniyle. Örnekleri arttırmak mümkün.
Hasılı, normalleşme AK Parti güçlü olursa gelecek, AK Parti kendi olmaktan vazgeçtiğinde değil.
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019