Markar ESAYAN
İpekböceğini kozasında boğmak…
1.02.2016
1336
Sürekli olarak barış, uzlaşı ve sivil siyaset imkanlarının dinamitlendiği bir ortamda gazetecilik, köşe yazarlığı ve siyaset yapmak hem zor, hem de onurlu bir iş. Aynı anda bu alanları gözetirken, saldırıları da göğüslemek zorundasınız. Tabii bu durum, gerçekten saydığım değerli konular önemseniyorsa geçerli. Yoksa, her malın alıcısı olduğu, tozun dumana karıştığı bir süreçteyiz. Mesele sizin vicdanınıza, altyapınıza, çalışkanlığınıza ve cesaretinize kalmış.
Çözüm Süreci, hepimizin çok değer ve emek verdiği milli, kritik bir eşiği ifade ediyordu. Birazcık vicdanı olan kimse bu emeklerin boşuna gitmesini, anaların yeniden ağlamaya başlamasını istemez. Hele meşru siyaset yapan ve halka karşı hesap verme durumunda olan, kanunlarla denetlenen siyasi aktörler bu konuda çok daha hassastırlar.
Eğer, AK Parti Kürt vatandaşların yaşadığı hak ihlallerini, haklı taleplerini, bunun yanında da PKK terörünü çözme mesuliyetini önemsememiş olsaydı, sanırım, parti olarak bugünkü kadar zorlanmaz, bu kadar düşman edinmezdi. 35 yıldır hamasi söylem ve güvenlikçi politikalarla gelinen noktada, zor olan ezber bozmak, makas değiştirmekti, statükoyu devam ettirmek değil.
Peki AK Parti bu sorunu çözmeye çalışmak yerine, zevahiri kurtarma yoluna gitse, ülke bugün daha iyi bir durumda mı olurdu? Bazıları böyle iddia ediyor, biliyorsunuz.
Kesinlikle hayır. Bu nedenle kimsenin, hele muhalefetin Çözüm Süreci'ni başlattı diye AK Parti'yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nu linç etmeye hakkı yok. Çünkü, bu sorunlar artık var olan haliyle sürdürülemez bir durumdaydı. Şayet AK Parti bu inisiyatifi kullanmasaydı, Kürt vatandaşlarımızın ülke ile duygusal bağları çoktan kopmuş, ortak gelecek için ümitleri tamamen kaybolmuş olacaktı.
Ortadoğu'da radikal biçimde değişen şartlarda, şayet Türkiye kendi barış tecrübesini yaşamamış, ekonomisini ve siyaset kurumunu güçlendirmemiş olsaydı, şu anda hangi durumlarda olurduk?
Mesela, 2016'yı, 2001 krizi Türkiyesi şartlarında karşılasaydık, güçsüz koalisyonlarla bu ülkeyi nasıl derli toplu tutabilir, yanı başımızdaki ateş çemberinden nasıl korunabilirdik?
Zaten seçmenler 1 Kasım'da bunun cevabını güçlü şekilde verdiler. Ancak muhalefet bunu anlamamakta direniyor.
Bu basit bir seçim sonucu değildi. 14 yılın ve 7 Haziran'da ortaya çıkan koalisyon olasılıklarının sağlamasıydı. Seçmeni rüşvet veya korku ile hareket eden bir nesne olarak görmek yerine, onun karar alma ölçülerini anlamaya çalışsak çok daha anlamlı olmaz mı?
Bugün, Esed ve DAEŞ sayesinde tarihinde görmediği alakaya sahip PKK, ülkeyi Suriyelileştirme, Güneydoğu'yu ise kantonlaştırma atağında hiç beklemediği bir bozgun yaşıyorsa, bu Çözüm Süreci'nde ortaya konan vizyon, tecrübe edilen çatışmasızlık dönemi nedeniyledir.
Meclis'te, HDP'nin arkasında gizlenip ateş ederek AK Parti'yi makasa almaya çalışan muhalefet partilerinin bu soruların cevabını vermeleri gerekir.
Çok merak ediyorum, mesela CHP ve MHP, bu ülkeyi gerçekten yönetmeye talip midirler?
İktidar olmak için gerçek siyasi bir iştahları var mıdır? Yoksa 1 Kasım seçimlerinin sonuçlarından aslında gizli bir memnuniyet mi duymaktalar?
Yani davul AK Parti'nin sırtında olsun, onlar da tokmağı çalmaya çalışsınlar. Her şeyi çürütmeye, beyazı, griyi siyah göstermeye, süreçleri zehirlemeye çalışırken, sonuçların hepsi hükümetin sırtına yüklensin.
Sonrası?
Sekiz aydır Meclis'te gözlem yapıyorum. Sonrasını düşündüklerini hiç tesbit etmedim.
Dolayısıyla, yolunda giderken saldırdıkları Çözüm Süreci'ni, kendi amaçları doğrultusunda zehirledikten sonra ona sahip çıkar oldular.
Eskiden cuntaların silahından medet umarlardı, bugün PKK'nın, hatta DAEŞ'in.
Ama köklü değişim süreçleri hep böyle olur. Bizim muhalefeti suçlayarak, şikâyet ederek alacağımız bir yol yok.
Türkiye görülmemiş bir saldırı altında. Çünkü görülmemiş bir sıçrama yaptı ve kabuğundan sıyrılmaya çalıştı. İpek böceğini kozasında öldürmeye çalışmalarından daha doğal ne olabilir ki?
Biz uçmaya hazırlanalım.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019