Mehmet AKAY

Mehmet AKAY
Mehmet AKAY
[email protected] Gece Metrosu 1997 Doruk/Dâhiler ve Aşkları 2008 İkaros/Aşk Üzerine Düşünceler 2015 İkaros/Ardıç Konuşması 2017 NoKitap/Ateşin Felaketi 2020 Klaros/ 80 Kuşağının Üç Şairi 2021 Klaros /Göle ağladım/Çöl oldum 2021 Klaros/Gökyüzü Gazelleri Şiirden Yayıncılık2002 Tüm Yazıları
CHP nereye koşuyor....
27.11.2025
205

CHP, son yerel seçimde 'kent uzlaşısı' temelinde büyük şehirlerde (Kürtlerle) gerçekleştirdiği ittifak sonucu yalnız en büyük muhalif parti olmakla kalmadı aynı zamanda iktidar adayı olduğunu da ortaya koymuş oldu. 

CHP, nicelik açısından iktidar adayı kuşkusuz. 

CHP'nin bu gücü iktidar adayı olduğunu şüphesiz önümüze seriyor ama bu niteliksellik iktidar alternatifi yapabilir mi? 

İşte can alıcı sorun bu. 

Niteliksel olarak büyürsünüz ancak içini dolduramazsanız kof bir büyüme olur ki bunun yalnız partinize yarar başka kimseye de hayrı olmaz. 

Türkiye’de muhalefet etmek o kadar zor bir şey değil. Hayat pahallılığına, yolsuzluğa, rüşvet sarmalına, neopotizme, hukuksuzluğa bakınca muhalefet etmek için bereketli topraklarda yaşadığımız görülür. 

Kürt ve göçmen karşıtı, İslamifobist, LGBT düşmanı partiler yavaşta olsa güçleniyorlar. 40 yılın üzerinde yürütülen Türk-Kürt karşıtlığı üzerinden topluma milliyetçilik, ötekileştiricilik ve ırkçılık pompalandı. 2015-2018 yıllarında yakalanan barış ve kardeşlik rüzgârı bugün yakalanmamasının nedenlerinden biri de bu. Halkın büyük çoğunluğu yıllardır maruz kaldığı geri fikirlerin etkisinde. 

CHP, sola mı sağa mı kayıyor 

Bugün yaşasan barış sürecinin geniş halk kitlelerinde yankı bulması için CHP'ye ihtiyaç duyulduğu dillendiriliyor. 

Keşke  CHP, devletin gündemine aldığı bu yeni barış sürecini partiler üstü kavrayıp da adım atsa. Ne yazık ki böyle bir olasılık bugüne kadar yoktu umarım bundan sonra olur. 

CHP, 2015 ve 2018 yılında da barış sürecine mesafeli tutum aldı. CHP konusunda bize umut veren bir önceki Alevi kökenli Parti Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmuştu. 'Helalleşme ve adalet yüryüşleri' o günlerin CHP'si için umuttu. CHP sola doğru esniyor olarak yorumluyorduk. 

Ardından CHP içindeki ulusalcı ve milliyetçi kanat Ekrem İmamoğlu etrafında keletlenerek K. Kılıçdaroğlu'nu ve ekibini tasfiye etti. E. İmamoğlu bulunduğu cezaevinden parti başkanı hatta bir cumhurbaşkanı gibi siyasete müdahale ettiğine, partide liderlik düzeyinde ikililik yarattığına tanık oluyoruz. 

E. İmamoğlu, CHP'yi bırakın sola çektiği eski partisi olan ANAP'laştırdığı  bile söylenebilir. CHP popülist sağ bir parti görünümünde. Özgür Özel de bu sürecin mimarlarından. Önemli konularda E. İmamoğlu'ndan icazet almaya Silivri'nin  yollarını aşındırdırdığı da aşikar. 

Kılıçdaroğlulu CHP'nin başında bugün olsaydı 

Geçen yıl Ekim ayında Devlet Bahçeli'nin çıkışına karşı yanıt veren ilk kişi Özgür Özel idi. Meclis Komisyonun İmralı ziyaretine karşı çıkan da o oldu. O. Özel, sürece açıktan değilde örtük, yaşanan hukuksuzluğu bahane edip karşı çıkmakta ayak diremekte. 

Kanlı ve toplumda derin travmalar açan 40 yıllık bir savaş bitmek üzere ve savaşan taraflar masaya oturmakla kalmamış bugün tahayyül edemeyeceğimiz gelişmeleri de hayata geçiriyorlar. Süreci ne AKP, ne'de Erdoğan başlattı. Devletin ta kendisi masada. CHP bunu ya görmüyor, ya da görmek istemiyor. 

CHP'den pek bir umut beklemek gerekir. Bugün CHP'nin başında K. Kılıçdaroğlu olsaydı çok daha iyimser olabilirdim. Ama liderlik dışı kalan K. Kılıçdaroğlu Ankara'dan İmralı ziyaretine karşı olumsuz  tutum alan CHP'yi eleştirdi. Kılıçdaroğlulu bir CHP olsaydı bugün hem süreci kucaklayabilirdi, hem de partisini sola çekebilirdi. Dolaysıyla o zaman CHP iktidar adayı olmakla yetinmez, iktidar alternatifi izlenimi verirdi. 

Artık Kılıçdaroğlu'nun sesi CHP'de yankı bulmuyor. Benim şahsi görüşüm Kılıçdaroğlu'nun CHP'den tamamen ilişkisini kesip yeni bir parti kurmak olmalı. Yani muhalefet popülist milliyetçi ve ırkçı partiler olan İYİ Parti, Zafer Partisi ve CHP'ye muhtaç kalmazdı. 

CHP'den umut kesilmeli mi 

Karar Gazetesinin son sayısında okuduğum bir makale CHP'ye çok iyimser yaklaştığını gördüm. Oldukça zorlama ama belli bir mantıksal dayanakları ve gerekçeler sunuyordu. 

Salih Cem Pişkin'inin 'Yeni çözüm süreci: Bir devler projesinin anatomisi' başlıklı yazısında son İmralı ziyaretinde CHP'yi ve Özgür Özel'in tutumunu iyimser denilebilecek bir değerlendirmede bulunur: " Sürecin demokrasi ve hukuk rotasında ilerlemesi ve toplumsal meşrutiyeti CHP'nin tutumuna bağlı olacak. En önemlisi, iktidarın süreci sadece kendi çıkarı için manipüle etmesini engelleyebilecek tek güç CHP.  Bu nedenle CHP'nin İmralı'ya gitmeme kararı, Öcalan’ın aktör olarak varlığını reddeden ideolojik bir refleks olarak değil, sürecin sağlam ve kalıcı bir sonuca ulaşmasını isteyen sorumlu bir tutum olarak okunmalı.' 

Keşke Pişkin gibi okuyabilsek. 40 yıl boyunca yaşanan hukuksuzluğu, yoksulluğu, enflasyonu ısrarla yürütülen savaşın maliyeti olarak görmeyen, görmezden gelip yalnız '5'li çeteye' bağlayan bir CHP'den bugün değişen bir şey yok. 

CHP, yok olmamak için bugün yoksulluğun ve hukuksuzluğun hesabını soruyor ama kanlı savaşı ve bu savaşa dur diyenleri görmüyor.  CHP toplum ve ülke çıkarı nı parti çıkarının önüne koyduğu açık. Resmi ideolojiye bu kadar bağlı bir partinin esnemesini beklemek saflık olur. Esneseydi Kılıçdaroğlu parti lideri kalırdı. Oysa şimdi popülist ve eski ANAP'lılıktan ve Atatürkçülükten bir adım ileri gidemeyen Karadeniz delikanlı prensine kaldı iş. 

Alın size CHPpppp.....

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar