Mehmet Ata UÇUM
Genel Gündemde Hukuk!
Türkiye’nin genel gündeminde hukuk hep önde gelen bir konudur. Bunun bir sebebi sivil ve yeni anayasa ihtiyacıdır. Diğer sebebi hukuk uygulamalarına ilişkin aktüel gündemde yapılan tartışmaların genel gündeme etkisidir. Bu etki sürekli bir hukuk reformu yaklaşımını genel gündemde öne çıkarıyor. Bu sebeplerle hukukun merkezi bir konu olarak sürekli gündemde olması kaçınılmaz ve olağan bir haldir.
Önemli olan gerek yeni anayasa gerekse genel mevzuata ilişkin reform yaklaşımını somutlayacak adımlarla hukuk gündeminin ilerlemesini sağlamaktır. Herkesin hukuk gündemini pozitif yönde ilerletmek için yapacağı bir katkı mutlaka olur ve her katkı kıymetlidir.
Hukuk Düzenini Tanımama Siyaseti!
Buna karşın aktüel siyasette ve temsil alanlarında bir kısım muhalefetin ve bazı kesimlerin pozitif hukuk düzenini ve yargısal süreçleri hedef alan adeta hukuksuzluğu meşrulaştırmaya çalışan saldırgan bir yaklaşım içinde oldukları görülüyor.
Ceza soruşturmalarını yapan savcıların, yargılama yapan hakimlerin hedef gösterilmesi ise yargı aktörlerine karşı bir savaş açma görüntüsü veriyor.
Elbette tüm bu saldırganlık, hukuk düzeninin işlemesine, yargısal süreçlerin ilerlemesine asla engel olamaz. Ayrıca hukuk düzenine ve yargıya saldıranların bundan siyasi ve sosyal menfaat elde etmeleri, geçmiş tecrübeler de gösteriyor ki, mümkün değil.
Unutulmasın ki, bir hukuk düzenini tanımayan o hukuk düzeninden doğan haklardan adeta feragat etmiş gibi olur. Gayri meşru duruma düşer. Yine o hukuk düzenine ilişkin değişim ve gelişim taleplerini ileri sürme imkanını kullanmaktan kaçınmış bir hale girer.
Yani bir kısım muhalefetin hukuk düzeni ve yargı konusunda izlediği yol ve kurdukları dil çok sorunlu gözüküyor. Böyle yapanlar farkına varmadan emperyalist odakların Türkiye’ye yönelik daimi olarak el altında tuttuğu kaos stratejisinin aracı olurlar. Bir an önce hukuk düzeni ve yargıya saldırganlığı bırakmaları, eleştiri hakkının sınırları içine çekilmeleri kendi faydalarınadır. En önemlisi de olması gereken hukuk konusunda katkı yapma imkanını kullanmaları olur.
Olması Gerek Hukukun Önemi!
Pozitif hukuk düzeninde normatif kesinlik görelidir. Yani norm uygulandığı sürece kesinlik vardır. Norm her zaman değişebilir. Bu nedenle yürürlükteki hukuk bir norm sistemi olsa da mutlak bir normatif kesinliğe sahip olmadığı için pozitif (olan) hukuk düzeni olarak nitelenir. Olan hukuk tanımı aynı zamanda olması gereken hukuka da bir göndermedir.
Hukuk öğretisinde yürürlükteki hukuk kurallarının yanısıra bazen olması gereken hukuka göre de konu incelenir. Bunun temel sebebi sosyal, siyasal ve ekonomik ihtiyaçların ortaya çıkardığı yeni norm taleplerini olması gereken hukuk açısından değerlendirmektir. Olması gereken hukukun daimi varlığı, yürürlükteki kuralların değişim ihtimalini hep gündemde tutar. Bu yaklaşım toplumsal gerçekliğe de uygundur.
Her ne kadar hukuk düzeninin statik karakteri baskın olsa da toplumsal gerçeklik her zaman yeni hukuk normlarına ihtiyaç ürettiğinden, hukuk düzeninin değişim dinamiği nesnel bir durumdur. İnsanlığın hukuk birikimi olan ve bugün tartışılması asla kabul edilemeyecek ilkesel normlar açısından bile gelecekte nasıl etkilerin olacağı bilinemeyeceğinden normatif kesinlikten söz edilemez. Geleceğe yönelik öngörüler de normatif kesinlik için hiçbir zaman yeterli olmaz.
Sonuç olarak hiç bir hukuk düzeninin geleceği de kapsayacak şekilde mutlak normatif kesinliği olamaz. Bu nedenle ilke normları da dahil yürürlükteki tüm hukuk düzenleri normatif kesinliği göreli pozitif hukuktur. Sadece milli devletler açısından devamlılık ilkesine ilişkin normlar daimi istisna alanında kalır.
Bu gerçeğin farkında olarak demokratik siyaset yapmak herkese kazandırır. Elbette Terörsüz Türkiye’ye geçişin hukuku ve sonra gündeme gelecek reform hukuku konuları olması gereken hukuk perspektifiyle ele alınacaktır. Olması gereken hukuka aykırı taleplerin kabul görmeyeceği açıktır.
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZCumhuriyete ikinci yüzyılında yeni kalıp arayışı 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-2 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale alan şirket açıkladı: Casusluk iddiasında adı geçen yöneticiyi attık 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİbrahim Kalın'la Heidegger'in Kulübesi'ne Yolculuk 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm süreci iktidar bilmecesini nasıl çözecek? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
26.01.2025
23.12.2024
14.02.2016
3.02.2016
28.01.2016
20.01.2016
13.01.2016
8.02.2016
30.12.2015