Mehmet BARANSU
Ahmet Şık’ın bilgisayarında çıkan kitap taslağı çok tartışmalara neden oldu. Şık’ın tutuklanması, kitaba el konulması, kopyaların alınıp ardından bilgisayardaki nüshalarının silinmesi tartışılırken, kitabın içeriğine hiç girilmedi. Kitabı okumayanlar günlerce kamuoyunda içerik tartışmaları yaptı. Televizyonda saatlerce kitap tartışıldı. Ne programı yapanlar ne de konuk olanlar, kitabı okumadıklarını itiraf ediyor ancak okumadıkları kitap üzerine saatlerce yorum yapabiliyorlardı. Kitabın ismi İmamın Ordusu’ydu ve “cemaatin devleti ele geçirmesi” anlatılıyor olabilirdi. Tüm yorumlar, pozisyon almalar bu düşünceden hareketle yapıldı.
Kitabın internete düşen sansürlenmiş halinin yanı sıra sansürlenmemiş Şık’ın “Ben yazdım” dediği ancak ikinci, üçüncü isimlerin yazdığı net olarak anlaşılan notlu orijinal halini de okudum. (Şık birkaç gün önce bu notların kendisine ait olmadığını itiraf etti.) Kitabı okumadan televizyon programları yapan, köşelerinde yazı yazanların ortaya çıkardıkları toz-bulut içerisinde gerçeklerin gözden kaçtığını fark ettim.
Kitapta, bundan yıllar önce 2001 yılında Ergenekonculara karşı soruşturma ve operasyon için izin istendiği, ancak dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un buna izin vermediği anlatılıyordu.
İsterseniz önce kitapta yer alan satırları okuyalım ve ardından da bu izin vermemenin ne anlama geldiğini irdeleyelim.
Orijinal kitabın 244. sayfası:
“Dayı kod adlı bir kişiyle görüştüğü iddiasını açıklayan Serdar Öztürk, (İrticayla Mücadele Eylem Planı ofisinde yakalanan malulen emekli asker. –M.B.) iddianamede ‘dayı’ olarak belirtilen kişinin Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun olduğunu söyledi. Serdar Öztürk yıllar önce Sabri Uzun ile yardımcısı Recep Güven arasında geçen bir konuşmayı aktardı: Sabri Uzun, Recep Güven’in kendisine yıllar önce Ergenekon belgelerini gösterdiğini söyledi. Sabri Uzun bu belgelerin saçma sapan şeyler olduğunu söylemiş. Recep Güven ısrar edince ‘Tamam getir. Ben bizzat Genelkurmay’a kendim götüreceğim’ diyor. Recep Güven ‘TSK kendi içini temizlemez’ diye yanıtlayınca küfür edip kovuyor.”
Kitapta bu olayın öncesi ve sonrası yaşanan gelişmeler, Tuncay Güney’de 2001 yılında çıkan belgeler, hazırlanan örgüt şeması, dönemin Ege Ordu Komutanı şimdilerin Balyoz sanığı Orgeneral Çetin Doğan’ın bu örgüt şemasındaki yeri gibi onlarca bilgi var. Kitapta, örgüt içerisinde üst rütbeli askerler olduğu, Uzun’un “Bu şemanın hukuki bir tarafı yok” diyerek, olayı kapatması, soruşturmaya izin vermemesi de anlatılıyor.
Kitaba bu bölümün alınmasının nedeni, bugün bu belgelere dayanılarak yapılan Ergenekon soruşturmasının altının boş olduğu izlenimi vermek. Kitabın Ergenekon’la ilgili her satırında bu amaç kendini ele veriyor. Bu proje kitabı hazırlayan ve Şık’a verenler, operasyonların altını boşaltalım derken, farkında olmadan bir gerçeği de faş ediyorlar.
Gelin, Tuncay Güney’in yakalanması ve bir depoda sakladığı belgelerin ele geçirilmesi sonrası üst rütbeli askerlerden korkmayıp soruşturma açılması durumunda neler olacağını hep birlikte düşünelim:
Danıştay saldırısı, Zirve katliamı, Rahip Santoro cinayeti, 110 ayrı kiliseye yapılan saldırı kesinlikle olmayacaktı. Hrant Dink hayatta, çok sevdiği eşi ve çocuklarıyla beraber olacaktı.
Hanefi Avcı’nın kitabından küçük bir alıntıyla aslında ne demek istediğimi açayım: “Geçmişte Türkiye’de meydana gelen pek çok olayın Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı, Rahip Santora cinayeti Ergenekon örgütü tarafından yapıldığı iddia edilerek, epey bir süredir uydurma tanık vs. aranmaya başlandığı net olarak görülüyor. Amacın olayları aydınlatmak değil, Ergenekon’la irtibatlandırmak olduğu açıkça ortadadır.”
Sanırım bu satırlar sözün bittiği yer. Bundan günler önce Zirve katliamının ardında kimlerin olduğu, ses kayıtlarıyla da ortaya çıktı. Katliamdaki düğümler çözüldü ve olayın ardındaki askerlere ulaşılmaya başlandı. İsmi Ergenekon’la özdeşleşen diğer askerlerin katliamdaki rolünün ortaya çıkması ise an meselesi.
Şimdi cinayetlerin ardındakilerin, soruşturmaların gerçek katillere –yani kendilerine- ulaşmaması için neden bir biri ardına proje kitaplar hazırlattıklarını anladınız mı? Gerçek aslında çok uzakta değil, bir adım yakınımızda. Hanefi Avcı kitabında Zirve katliamının ardından şu minvalde cümleler yazmıştı; “Bu soruşturmaları cemaat yürütüyor ve hâkimler, savcılar, polisler görevden derhal alınmalı.”
Avcı, yine aynı kitabında Dink cinayetiyle ilgili olarak da “Dink cinayeti her yönüyle en ince teferruatına kadar araştırılmıştır, karanlıkta kalan hiçbir yanı bulunmayan bir olaydır” demişti. Zirve katliamını, Hrant Dink cinayetinde askerlerin rolü, Avcı’dan daha güzel, bir başka isme kamufle ettirilip, kapattırılamazdı. Yapılan da buydu zaten.
Şık’a yazdırılan kitapta da tıpkı Avcı’ya yazdırılan satırlar gibi onlarca bölüm var. Soruşturmaları kapatıp, gerçek katillere ulaşılmasını engelleme çabası satır satır kendini ele veriyor. Kimse bana İmamın Ordusu kitabının, cemaatle ilgili olduğu palavrasını anlatmasın. Kimse de kitabı okumadan konuşmasın. Hrant Dink’in gerçek katilleri ortaya çıkarılana kadar siz yeni proje kitaplara da hazırlıklı olun derim.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015