Mehmet CAN
Bir gün İsrail askerleri Batı Şeria’da tanklarıyla Filistinli bir direnişçinin evini ortadan kaldırırlar. Evi yerle bir ederler fakat evin tamamı ilk darbede yıkılmaz, yarısı yıkılır. Yarısı yıkılan evin bir duvarında, Filistinli direnişçinin duvara yazdığı yazı dikkat çeker: “Dünyanın en güzel yeri değilsin Filistin, bunun farkındayım, üstelik harabeler içindesin, yıkık döküksün, karmakarışık bir ülkesin ama benim yurdumsun”. Ne demiş uçurumda açan çiçek: “Yurdumsun, ey uçurum!”
1948’de siyonist İsrail devletinin kuruluşu ile beraber, Filistin ulusal sorunu da gündemleşmeye başladı. 1948’deki bu kuruluş, başta işgal altındaki Filistin toprakları olmak üzere Ortadoğu’nun demografik yapısını değiştirerek, Ortadoğu’daki dengeleri ve bu dengeler üzerinde şekillenen yeni siyasetleri ortaya çıkararak, gerek ekonomik gerek siyasal gerek sosyo-kültürel anlamda ciddi bir değişimin yaşanmasına sebebiyet verdi. Avrupa’da, özellikle Doğu Avrupa’da, Rusya’da, Moldova’da, Polonya’da Yahudilere karşı büyük soykırımlar yaşanıyordu. İki bin yıldır diasporada yaşayan Yahudi halkı, iki bin yıllık süre zarfında asimile olmayarak varlığını korumayı başardı. Dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan Yahudilerin, yaşadıkları ülkelerin yöneticisi konumuna gelmeleri; hakim, savcı, subay vb. kamuda memur olmaları, bürokraside yükselmeleri belirli gerekçelerle engelleniyordu hep. Kamusal alana nüfuz etmeleri engellenen Yahudiler, ticaret alanına yönelerek bu alanda müthiş bir tecrübe ve deneyim elde ettiler. Özellikle 16. yüzyılda ticaret kapitalizminin gelişmesiyle beraber servetlerine servet katan bazı Yahudiler, yaşadıkları ülkelerin devlet yöneticilerine borç vererek, ekonomik ve sosyal yaşam hakkında da giderek söz sahibi oldular.
Batı ve Doğu Avrupa’da kral ve imparatora, Osmanlı’da ise hanedana, Osmanlı devletine faizle büyük borçlar vermişlerdir. Üretici güçlerinin zamanla geçirdiği bu dönüşümden ötürü zenginleşen bir kısım Yahudi, giderek yönetici kesimi yöneten bir konuma gelmişlerdir. Yahudi toplumu içindeki yönetici sınıf, pre-kapitalist yapıların yıkılıp kapitalist yapıların ortaya çıktığı yeni toplumsal düzenin de efendileri, yönlendiricileri oldu. Fakat bu pre-kapitalist düzenden kapitalist düzene geçiş aşamasında veya taşların yeniden dizildiği ve dünyadaki egemenlik ilişkilerinin yeniden kurulduğu I. ve II. Dünya Savaşı sırasında, Yahudiler yaşadıkları ülkelerin egemenleri tarafından halklara sorunların kaynağı, çözümsüzlüğün nedeni olarak gösterilip, bu halklar tarafından ortadan kaldırılması gereken bir hedef hâline getirildiler. Almanya, Polonya, Moldova, Macaristan, Osmanlı gibi topraklardaki Yahudiler, bu ülkelerin yönetici kesiminin de hedef göstermesi nedeniyle, büyük soykırımlara, toplu katliam, sürgün ve işkencelere maruz kaldılar.
Dünya siyasetinin yeniden yapılanma evresinde dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan Yahudiler, ortak birleşik dernekler ve sivil toplum örgütleri kurarak Tevrat’ta da yazdığı gibi Ortadoğu’nun göbeğine “vaat edilmiş topraklara” yavaş yavaş yerleşmeye başladılar. Özellikle petrolün bulunması, Ortadoğu’yu kritik bir bölge hâline getirdi. 1900’lerin başından beri Ortadoğu’ya Yahudi göçü başladı. Yahudiler ilk etapta toprak satın almaya başladılar. Araplar da bu süreçte para karşılığı topraklarını sattılar fakat Araplar sürecin nereye evrileceğinin farkında değillerdi. Bu yerleşmelerden sonra Yahudi yerleşimciler ufak koloniler kurup, kendilerini savunma adı altında silahlanmaya başladılar. Bu silahlanmanın gerekçesi, her ne kadar savunma olarak dile getirilse de, esas amaç silahlanarak Yahudi yerleşimlerinin sayısını artırmaktı. Yani saldırı amaçlı bir silahlanmaydı bu. Silahlı komitelerin kurulmasıyla beraber, giderek Yahudi yerleşim yerlerinin sayısı artmaya başladı ve genişleye genişleye 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasına yol açtı. Burada dönüm noktası, İsrail devletine giden yol, toprak satın alımından geçiyor, toprak satın alımı 1948’deki İsrail devletinin temellerini atıyor. Bu dönem toprak satın alımını kolaylaştıran ise o dönem bölgenin egemen devleti İngiltere’dir. Britanya, bu dönem bazı yasal düzenlemeler yaparak Yahudilerin toprak satın almasının önünü açıyor. 1948’de İsrail devletinin adım adım bölgede kurulmasının hazırlığını Britanya oluşturuyor. Britanya’nın İsrail devletinin kuruluşunda çok büyük bir rolü vardır. 1948 yılı İsrailliler için zafer anlamına gelirken, bu tarih Filistinlilerin hafızalarına “Nakba”(felaket) olarak yer etti.
Bu dönem BM’nin de olaya müdahil olmasından sonra Batı Şeria, Ürdün’e; Gazze Şeridi ise Mısır’a verildi. 1967’ye yani Altı Gün Savaşları’na kadar da bu iki şehir, Ürdün ve Mısır’da kalmaya devam etti. 1948’de İsrail devleti kurulurken Filistinliler topraklarından sürüldüler, ilk etapta Ürdün, Suriye ve Mısır’ın Filistin üzerinde hak iddiası vardı.
İlk etapta davanın adı Arap-İsrail şeklinde görüldü. Bu topraklar üzerinde hak iddia eden ülkeler, örgütler, birinci dereceden topa girdiler ve İsrail’le savaştılar. Araplar ilk olarak 1947 yılında İsrail’e karşı birleşip savaştılar. Bu savaşta büyük kayıplar veren Araplar yenildiler. İsrail 1947 yılındaki bu galibiyetinin üzerine 1948’de İsrail devletinin resmen kurulduğunu ilan etti. Dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi, siyasetin farklı bir biçimde sürdürülmesi olan savaşlar, Ortadoğu’daki sınırların çizilmesinde belirleyici olmuştur. Basit bir gerçektir aslında bu, savaşlarla olur bu iş, savaşın galibi olan İsrail, Filistin topraklarını kendi çıkarı doğrultusunda, Ortadoğu’yu da kontrol edebilecek bir şekilde çizdi. 1948’teki bu kuruluş büyük bir infiale yol açtı. Bu kuruluştan sonra birçok kez Arap- İsrail savaşı yaşandı. 1948’te İsrail devletini ilk tanıyan Müslüman ülke Türkiye olurken, bir diğer ülke ise Sovyetler Birliği olmuştur.
1948 yılı, soğuk savaşın egemen olduğu, dünyanın iki kutuplu bir yer olduğu bir dönem. Bu dönem, soğuk savaşta taraf olan iki gücün onayını alarak kuruluyor İsrail devleti. Gerek ABD gerekse Sovyetler Birliği, İsrail’in uluslararası arenada resmi bir statü kazanmasını sağlıyorlar. Türkiye’nin Müslüman bir ülke olarak İsrail’i tanıması, Müslüman aleminde Osmanlı’dan beri zaten varolan Ortadoğu’daki öfkenin katlanarak birikmesine neden oluyor. ABD siyasetinin Ortadoğu’daki siyasi uzantısı olan Türkiye, bu tanımayla ABD ile olan tamamlayıcılık konsensüsünü de bir kez daha yerine getirmiş oluyor. 1923’ten beri Batı kapitalizmine göbekten bağlı olan Türkiye, Batı ittifakı ve Batı destekçisi misyonunu her seferinde layıkıyla yerine getiriyor. Aynı şekilde İsrail de kuruluşundan beri Batı kapitalizmi ile müttefiktir. Burada şu ayrımın özellikle altını çizmek lazım: İsrail ile Türkiye’nin işbirliği noktasının, yani Batı’yla olan biçimsel farklılıklarının altını… İsrail, Batı’nın müttefiki olurken, Türkiye Batı’nın, Batı kapitalizminin taşeronudur. İsrail Batı’ya yer yer kendi siyasetini dayatabilirken, Türkiye’nin Batı’ya dayatacağı bir gücü ve siyaseti yoktur.
Batı’nın olmasını istediği siyasetin tamamlayıcısıdır Türkiye. Batı ile İsrail’in müttefiklik ilişkilerini belirleyen şu parametreler olmuştur: İsrail’in var olması Batı’ya bağlı, Batı’nın İsrail’i koruyup kollaması, İsrail’in Ortadoğu’da tutunabilmesinin, kendisini var edebilmesinin en büyük nedeni ve güvencesi. İsrail için Batı, varoluş sorunu. Batı için ise Ortadoğu’da İsrail’in var olması demek, orada, o bölgede sürekli bulunacak, kendisiyle işbirliği yapacak, bölecek, parçalayak, sürekli bölgenin istikrarsızlaşmasını sağlayacak bir olgu. Emperyalizmin böl-parçala-yönet açısından da vazgeçilmez bir müttefik güç İsrail.
Devam edecek…
Mehmet Can
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2018
4.02.2017
13.10.2017
15.09.2017
1.02.2017
2.02.2017
18.07.2017
3.02.2017
10.06.2017
4.02.2017