Mehmet CAN
Kürt ulusallaşması, tıpkı Türk uluslaşması gibi tarihsel olarak gecikmiş bir ulusallaşmadır. İlk ulusallaşma süreçlerini baz aldığımızda, yani 1789 Fransız Devrimi ile ortaya çıkan ve daha sonra Batı Avrupa’nın diğer yerlerini kapsayan, oradan Balkan coğrafyasına inen, Balkan coğrafyasındaki hareketlenmeler ile birlikte Osmanlı'nın imparatorluk hinterlandını bozan süreç ile karşılaştırıldığında, Türk ve Kürt ulusallaşmaları diğerlerine göre bayağı gerilerden gelen bir pozisyon içerisindedirler.
Tarihsel olarak bu gecikmenin sosyolojik analizini burada yapmayacağım, bu analiz bu sayfaya sığmayacak kadar geniş bir alanı içine alan, kapsayan başlı başına ayrı bir yazı konusu. Bu gecikme ister istemez TC’nin kuruluşu ile birlikte ülkedeki sosyolojik yapının ilericilik anlamında bir değişim yaşamasını engellemiş, geç kapitalistleşen Türkiye Cumhuriyeti bu gecikmeye uygun kendi solunu da yaratmıştır. Türkiye’de sol, Murat Belge’nin ifadesini kullanmak gerekirse ‘’ölü doğmuş’’ bir soldur. Bu ölü doğmuşluk, solun kuruluşundan itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nda bulunan sosyalist hareketlerin bile gerisine düşerek, devletli bir yapı olarak ortaya çıkmasıyla alakalı bir durumdur.
Osmanlı’daki ilk sosyalist hareket Hınçak Partisi'dir. Hınçak Partisi, Komünist Manifesto'nun bu topraklardaki ilk çevrisini yapan, siyasetleri değil rejimi sorgulayan ve bu uğurda Paramaz başta olmak üzere birçok devrimci öğesini yitiren, günümüzde dahi etkilerini hissettiğimiz önemli devrimci ve sosyalist hareketlerden biridir. Cumhuriyet ile birlikte ortaya çıkan sol ise devletten, resmi ideolojiden, resmi tarihten kopamayan ve hatta Kemalizm için kendini bile fesheden, parti kadrolarını kendi eliyle tasfiye eden, rejime göbekten bağlı bir soldur.
Solun Türkiye’de bu şekilde tarih sahnesine çıkması, Kürtler başta olmak üzere diğer ezilen milliyetler ile arasının daha bir açılmasına neden olmuş, Kemalizmin yanında durdukça, sol, ezilen milliyetlere giderek yabancılaşmıştır. Türkiye sosyalist hareketinin sorunlu bir parti programı ile ortaya çıkmasının en önemli nedeni, Sovyetler Birliği'nde yaşanan politik dönüşümle birebir alakalıdır. Sovyetler Birliği'nin dünya devrimi hedefinden vazgeçip "tek ülkede sosyalizm olabilir" gibi gerici bir ideoloji ile kendi yeni teorizasyon süreci içerisine girmesi ve dünyadaki diğer sosyalist hareketleri de bu teorizasyon süreci içerisinde şekillendirmek istemesi, ulus devlet pratiği ile hareket etmesi, aşamalı devrim gibi küçük burjuva önderlikleri desteklemesi (Türkiye’de bunun karşılığı Kemalizmdir) Türkiye sosyalist hareketinin de SSCB’deki bu dönüşümden nasibini almasını sağlamıştır.
Türkiye sosyalist hareketi, kısaca ifade etmek gerekirse, doğuşundan itibaren Stalinist ve Stalinist olduğu için de Kemalisttir. Niye Kemalist olduğunun cevabı, esasında Stalinist olmasıyla alakalı bir durumdur. Tabii bu durum yavaş yavaş değişecek, Türkiye’de özellikle 1960’lar ile birlikte değişmeye başlayacak Türkiye sosyalist hareketi Kürt sorunu, ezilen milliyetler sorununa eskisine göre tam yeterli olmasa bile daha ilerici bir tarzda bakmaya başlayacaktır. Türkiye sosyalist hareketinin Kürt sorununu giderek gündemine alması, Kürtlerin 1938 Dersim direnişinden sonra içine girdikleri sakinliği, suskunluğu bozmalarıyla alakalı bir durumdur.
Güney Kürdistan’da yükselen Mustafa Barzani hareketi, 1946 yılında İran Kürdistanı’nda ortaya çıkan Mahabat Kürdistan Cumhuriyeti, Kürtlerin tekrardan kendi sorunlarını, yani ulusal bir program ile tekrardan sahneye çıkmaları, ister istemez Kürtlerin aynı coğrafyada beraber yaşadıkları siyasetlerin kendi parti programlarında da revizyona, bir değişime gitmelerini sağlamıştır. Türkiye de, Türkiye İşçi Partisi ile başlayan başta doğu sorunu ve arkasından gelen doğu mitingleri olmak üzere gündeme gelen Kürt sorunu, 1938’den sonraki Türkiye Kürdistanı’ndaki sessizliği bozarak sorunun bu topraklarda farklı bir evreye girmesini sağlamıştır.
1970’ler ile birlikte TİP’in gerek kendi içerisindeki bölünmesi, gerek başka sosyalist grupların yavaş yavaş ortaya çıkması, Kürt sorununun da ideolojik olarak çözümü noktasında, hegemonyanın sağ bir çözümden sol bir çözüme geçmesini sağlamıştır. Bu durum, özellikle Kürt gençliği başta olmak üzere Kürt halkının azımsanmayacak bir kesiminin sosyalist yapılara ilgi duymaya, bu yapılar içerisinde örgütlenmeye başlamalarına neden olmuştur o dönem. Fakat bu birliktelik fazla uzun sürmemiş, Kürtler kendi sorunlarını Türklerin yapacağı devrime ertelemeyerek ayrı örgütlenme kararını almışlardır ve kendi ulusal teorizasyon süreçlerini başlatmışlardır. Bir ulus devlet ideolojisi olan Kemalizm ve milliyetçilik, Kürtlerin sosyalist hareketler ile arasına mesafe koymasının en önemli nedenlerinden biridir. Kürtleri ve diğer ezilen milliyetleri içine almayan bu ideoloji, solun Türkiye’de vazgeçemediği en önemli olgudur. 1970’ler ile birlikte her ne kadar Kürt sorunu, ezilen milliyetler sorunu Türkiye sosyalist hareketinin gündemine girmişse bile, rejimin kutsallarını bütünlüklü bir şekilde eleştiremeyen, vatan, bayrak, yurtseverlik, tarihsel ilerlemecilik tezlerine sarılan, 19 Mayıs'ta Samsun’a yürüyüşler yapan, mahkemede Kemalizm’in ilkelerini savunan, yazdıkları kitaplarda Kemalizm’e anti-emperyalizm diyen Türkiye sosyalist hareketi, Kürtlerin ayrı örgütlenme sürecinin de startını vermeye başlamıştır.
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra ise kadrolarının çoğunu Lübnan’a, Beka Vadisi'ne çeken ve bundan dolayı darbenin yıkıcı etkisinden fazla etkilenmeyen Kürdistan İşçi Partisi (PKK) merkezli olarak Kürt sorunu gelişmeye başlamıştır.
Bitirirken şunu ifade etmek gerekir: Bu kopuş, Türkiye sosyalist hareketi ile Kürt sosyalistlerinin kopuşu, dönemine göre olumlu sayılabilir. Fakat günümüzde Kürt ulusal hareketinin kendi sınırlarını aşıp bölgesel bir düzeyde genişlemesi, sadece Türkiye sosyalistlerinin değil, bölge sosyalistlerinin de üzerinde düşünmesi gereken bir gerçekliği de ifade etmektedir. Eğer gerek Kürtler içerisindeki sosyalistler, gerek Arap, Fars ve Türkiyeli sosyalistler inisiyatif alıp yeni bir devrimci program ile ortaya çıkmazlarsa, Kürt sorununun çözümü sol ve sosyalist bir çözüm değil, sağ bir çözüm olacaktır. Ulusal hareketler dışa karşı bir mücadele verirlerken, unutmamak gerekir ki, kendi içlerinde de kuruluşun karakterinin hangi renkte olacağının mücadelesini verirler. Başta Kürt halkı olmak üzere her halktan ezilenlerin ortaya koyacağı inisiyatif, irade, ancak çözümün sosyalist ve sol bir çözüm olmasını sağlayabilir. Bunun için de eski, demode, sosyalizme bulaştırılmış, bürokratik, yozlaşmış, Stalinist ve Kemalist fikirleri terk edip, enternasyonal bir dayanışma kültürü ile ezilen uluslara ve milliyetlere yaklaşmalıyız.
Mehmet Can
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2018
4.02.2017
13.10.2017
15.09.2017
1.02.2017
2.02.2017
18.07.2017
3.02.2017
10.06.2017
4.02.2017