Melih ALTINOK
Gün geçmiyor ki, yine bir “yeni CHP seferberliği”yle karşı karşıya kalmayalım sayın seyirciler.
İlk ve en şiddetlisine, 2010 ortalarında şahit olmuştuk.
Önlerinde referandum ve genel seçim olan Ergenekon çevreleri, bir devirme ve cilalama operasyonu gerçekleştirmişlerdi. Baykal yönetimindeki CHP’nin AK Parti karşısına çıkmayacağını bildikleri için Kılıçdaroğlu’nu zembille başa getirdiler.
Bendeniz o günlerde “Kılıçdaroğlu her derde deva terramisin midir” başlıklı yazılar yazıyordum. Partinin devletçi, milliyetçi, içe kapanmacı, ontolojisinin yanı sıra buna uygun edimlerini gözardı edemeyeceğimi söylüyordum. Sırf iktidardaki parti gibi dindar olmadığı için CHP’yi destekleyemeyeceğimi yazıyordum.
Yapılan reformların ve ülkedeki değişimin hakkını rakı masalarında verirken, köşelerinde “Aman AKP’li demesinler” refleksiyle hareket eden kalemlere ise gün doğmuştu.
Hürriyet’i ve böyle sola böyle Radikal’i, devlet kuran değil, devletin kurduğu CHP’yi“Çok çalışacağız”, “Hedefimiz yüzde 40” manşetleriyle selamlıyorlardı.
“Bizimkiler” ise “Yetmez ama evet” dedikleri hâlde CHP’nin MHP’nin dümen suyundaki hayır kampanyasına aldırmadılar.
İstanbul sermayesinin, merkez medyanın, Karargâh’ın vs. desteğinin yanı sıra Ergenekon’un parti içindeki müdahalelerini umursamadan umut dolu yazılar yazdılar.
Bereket kimse onları dinlemedi de bugün bile övündüğümüz referandumdan demokrasimiz kazançlı çıktı.
Ama statükonun savaşı bitmemişti. Tabii ki, üç beş yıldır “solcu olmayan” siyasal iktidarı reformlarından ötürü alkışlayan ve karizmayı çizdirip makyaj peşinde koşan araftakilerin umudu da.
Kapıda Haziran 2011 genel seçimleri vardı.
Bizimkiler, bu kez de Demirel-Koç işbirliğiyle tavsiye edilen tutuklu Ergenekon sanıklarının CHP’den aday olmasına karşın partinin kredi notunu alabildiğine yükselttiler.
Ama özgürlükçü solcular ve liberaller yine onları dinlememişti. Partinin seçimlerde MHP ekseninde yürüttüğü “açılım ihaneti” propagandası tutmadı. Sınırlı sayıda Ergenekon sanığı CHP listelerinden vekil seçilebildi.
Yine mi olmadı yoksa?
Şimdi CHP’de yine bir kriz var.
Ve CHP’li Birgül Ayman Güler’in lamı cimi yok, Türkler karşısında Kürtleri ikinci sınıf saydığı ırkçı açıklaması üzerine bonkör bankerler yine sahnede.
Güler’in sözlerinin ardından önce “Kılıçdaroğlu cevabını verir” dediler. “Genel Başkan yönetimden ulusalcıların temizleyecek” kulisleri yazdılar. Tepki istifalarının artarak süreceğini söylediler.
Olmadı. Genel Başkan çıkıp Güler’i sahiplendi. “CHP Milliyetçi ve ulusalcı bir partidir”buyurdu. Sanki sorun Güler’in bu sözlerinin “bilimsel” olması ve “cahil halkın” yanlış anlamasıymış gibi, “Burası üniversite kürsüsü değil, dikkatli olun” dedi. Basını suçladı vs.
Kayda değer bir istifa da gelmedi. Sezgin Tanrıkulu, Hüseyin Ergün falan yerli yerindeler maşallah.
Ya da sanki ırkçılık yapan ve ona sahip çıkan CHP ve bir vekili değilmiş gibi, “AK Parti’ye faşist diyebilir misiniz” diye soruyor bazı dostlar da. Yahu faşiste faşist demekten hiç gocunmadık da, CHP faşistlik yapınca AK Parti’ye niçin faşist diyelim, onu anlamadık?
CHP’nin seçmen sosyolojisinin aslında Birgül Hanım’ın ırkçı çıkışına uygun olmadığını söyleyen arkadaşlarımıza ise Cem Yılmaz’ın sözleriyle seslenmek isterim.
“Hepimiz cips yiyen insanlarız, lütfen birbirimizi kandırmayalım!”
Zira partinin tabanındaki tıpkı Kürtler gibi tarih boyunca ezilmiş, katledilmiş dezavantajlı kesimlerinin bile Güler’in görüşlerine çok uzak olmadığını görmek için alelade bir saha çalışması yeter de artar.
Vallahi Kılıçdaroğlu haklı
Aslında Kılıçdaroğlu dünkü “CHP herkesin kafasına göre tanımladığı parti hâline geldi”yakınmasıyla tartışmaları özetledi.
Sayın Genel Başkan haklı. CHP kurucusu, tarihi, bugünü, felsefesi ve somut icraatlarıyla net olan bir parti.
Ona neredeyse devrimci, reformcu, demokrat ve hatta liberal diyen bizimkilere ne oluyorsa?
Mustafa Kemal’in Türkleri ve Kürtleri eşit gören sözlerini aktaran ve “partinizin kurucusu Atatürk bile sizin gibi değildi” demeye getiren Başbakan da kulak vermeli Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerine.
Zira Başbakan’ın aktardığı bu sözler 1920’ye aitti. Yani Mustafa Kemal’in savaşı kazanmak için Kürtlerin, dindarların desteğine ihtiyaç duyduğu günlerde.
Sayın Başbakanım, tıpkı CHP gibi Atatürk de “herkesin kafasına göre tanımladığı bir idol hâlinde”.
Oysa tüm icraatlarıyla gün gibi ortada duruyor Atatürk.
İsterseniz Mustafa Kemal’in bir de, 1923 darbesinin ardından Kürtlere, dindarlara, solculara, liberallere, kısacası ne kadar “aykırı” kurucu unsur varsa neler ettiğine de bir bakın.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































dilber doğan
benimde düşünüp ifade edemediğim şeyler yazmışsınız.. cesur, adil zihninize sağlık..
dilber doğan
benimde düşünüp ifade edemediğim şeyler yazmışsınız.. cesur, adil zihninize sağlık..