Melih ALTINOK
Geçen cumartesi bilgisayarımı açar açmaz, okurlarımızın Türkiye’nin manşetini ekledikleri mesajları ve twitleriyle karşılaştım. Bizim gazetenin Genelkurmay Başkanı Özel’in “iki nokta” ile manşetine taşıdığı sözlerini soruyorlardı:
“Şimdi ne diyeceksiniz bakalım?”
Akıl sağlığımı korumak için hiç olmazsa hafta sonları siyaset detoksu yaptığımdan toplu cevap bugüne kaldı.
O halde “hadi bakalım” ne diyecekmişim…
Neydi manşetimiz:
“Özel: Askerlerin evine belgeler bırakıldı. Komutanlara da aynı kumpas kuruldu”
Birincisi, gazete adına açıklama yapacak pozisyonda değilim ama bu sözlerin editoryal bir yazıdan alınmış spotlar olmadığını anlayabilecek kadar “okurum.” İkincisi, Ergenekon ve Balyoz ile ilgili en üst düzey askerî bürokratın açıklamaları, aynı gün Cumhuriyet ve Milliyet’in de yaptığı gibi, pekâlâ manşet olabilir.
İşin kişisel boyutuna gelince. Mübalağasız her gün bu konuyla ilgili konuşuyorum, yazıyorum. Mesela;
“Demokratikleşme tarihini geriye doğru yazamazsınız” 18.12.2013/Türkiye
“Bir taşla iki kuş: Balbay’a tahliye BDP’lilere ret” 17.12.2013/ Türkiye
“Pireye kızıp Ergenekon’u, Balyoz’u yakmak” 13.12.2013/Türkiye
“Balbay’ın tahliyesinden Ergenekon’a beraat çıkartan karanlık” 11.12.2013/Türkiye
Üstelik şerhlerimi ve eleştirilerimi de ekleyerek yaptığım, dava süreçlerinin genel niteliğine dair yorumlarım yeni de değil.
“Şık’ı, Şener’i, Ersanlı’yı, Zarakolu’nu Ergenekon’a kalkan yaptıran yargının fütursuzluğu kadar sorumlu olacak, merkez medyanın ve çığırtkan ulusolcu kesimlerin tehditlerine boyun eğip isyan günlerinde Viyana mimarisinden bahseden dostlarımızın safına düşmek istemiyorum. Evet, üç dört yazıda bir mutlaka cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin, ama özellikle kimsesiz, beş parasız ve medyada dostları olmayanların (yanan beş mahkûmu hatırlayanınız var mı bu arada) seslerine ses vermeye çabalayan bir gazeteci olarak, herhangi birinin tahliyesine karşı çıkacak değilim... Şener’in ya da başka bir tutuklunun/hükümlünün maruz kaldığı, geçmişten ve günümüzden fazlasıyla aşina olduğumuz aşağılayıcı uygulamalar üzerinden Cumhuriyet tarihinin en önemli demokratikleşme davalarının mahkûm edilmesi projesi mayalanıyor. Demek Şık ve Şener tahliye olunca Ergenekon davası da düşmüş sayılıyormuş.” (Dava mı düştü, dağılalım mı, 16.03.2012)
“Melih Pekdemir gibi devrimcilere Ergenekoncu yaftası yapıştırılarak soruşturmalar ciddiyetsizleştirilmeye çalışılıyorsa şimdi de Ahmet Şık gibi, gazetecilik serüveni boyunca demokrasiden yana durmuş bir ismin evinin aranması gibi prosedürler üzerinden tüm sanıklar için masumiyet karineleri çıkartılmaya çalışılıyor.” (Ahmet’in şık gazeteciliği, Ergenekon’u pejmürdeleştiremez 04.03.2011/Taraf)
“Artık Ergenekon’un varlığına dair bir kanıt sunma ihtiyacında değiliz. Darbe günlükleri ortada; örgütün arşivleri çarşaf çarşaf yayımlanıyor. Ancak gelinen noktada patolojik bir vaka olan komplo teorisyenlerinin bu temizlik hareketine, demokrasi mücadelesine zarar verdiğini artık görmeliyiz. Bu fırsatı kaçırmayalım, Ergenekon Susurluk olmasın.”(22.07.2008/ Birgün)
Durum budur.
Ergenekon ve Balyoz olmasaydı, mesela Gezi’den sonra kimlerin durumdan vazife çıkartarak paşa paşa “göreve geleceğini” tahmin etmekte zorlanmıyorum bile. Davalarla eş zamanlı olarak faili meçhullerin, linçlerin bir anda durduğunu ve artık mahkeme salonlarının basılmadığını da görüyorum. Koruma polislerini emniyete geri gönderen yazarları da dinliyorum vs.
Elbette bu söylediklerim Ergenekon ve Balyoz’u oluşturan davalarda arızalar olmadığı anlamına gelmiyor. “Sanıkların mağduriyetleri yok sayılsın” demem de mümkün değil. Zira darbelere net tavır almamın tam olarak nedeni de bu: Hukuksuzluğa karşı olmak. Zaten söyler misiniz, hangi antimilitarist demokrat duruş bize, darbe yargılamalarının niteliğini etkileyecek yeni ve kayda değer iddiaların, delillerin ortaya çıkması hâlinde “zinhar dikkate alınmasınlar” deme hakkını verebilir?
Aynı durum örneğin, KCK davası için de geçerli. KCK, adam kaçıran, haraç alan, cinayet emirleri veren bir örgüt diye, Kürtçe kursuna giden çocukları örgüt üyeliğinden yargılayan, hükümetin düzenlemesine rağmen ölümcül tutuklu-hükümlülerin tedavisine bile direnen, CHP’nin yararlandığı haktan BDP’lileri yararlandırmayan yargı hakkındaki “kasıt iddialarını” görmezden mi geleceğiz?
Davaların sakatlıklarını, darbelerle hesaplaşma perspektifi zarar görmesin diyen vurgulayanlardan esirgenmeyen eleştirel tavrın, Devlet Bakanlarının bahsettiği, “Pensilvanya’ya danışan cemaat imamları” gibi unsurların bu mücadeleye verdikleri hasar karşısında da konuşturulmasını bekliyorum.
Şimdi ne diyecekler, ona da bakalım, değil mi?
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019