Melih ALTINOK
Annesi kaybettiğinde nasıl ağladığını da gördüm. Ama daha ziyade, masada eğilmiş, dünyayı omuzlarında taşıyan annelerimizin en kıdemlilerinden Berfo Nine’yi dinlerken, yüzündeki ifadesini hatırlıyorum Başbakan Erdoğan’ın.
Roboski’deki evinin önünde, bir eliyle başındaki yazmayı düzeltip diğer eliyle gözünün yaşını silen Felek Encü’yü dinlerken, onu henüz 13 yaşında kaybettiği yavrusu için teselli etmeye çırpınırken de “analar ağlamasın” diyen Başbakan’ın o yüz ifadesini hatırlayıp güç bulmuştum.
Erdoğan’ın Pakistan’da Uludere ile ilgili çıkışının ardından, acısını biraz olsun hafifletmek için gazeteciliğimi bir kenara koyup “devir değişti artık mutlaka üstüne gidilir” dediğim Felek Hanım’ın inanmak isteyen gözleri geliyor aklıma sık sık.
Ne hissetmişti acaba Başbakan’ın şu sözlerinin ardından “Allah aşkına tazminatsa tazminat... Bizim resmî tazminatımız ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz. Kusura bakmasınlar!"
Eminim, kendisini “başımızın üstünde yeri var” diyerek karşılayan Roboskili annelerle tek tek dertleşen Emine Erdoğan da içine sindirememiştir kocasının sözlerini.
Başbakan Erdoğan kasıt, özgüvenin neden olduğu aymazlık, ihmal ya da her neyse, yaşanılanların katliam olduğu gerçeğini değiştirmeyen bu dramda, kastının olduğunun ima edilmesine tahammül edemiyor olmalı. Sert çıkışı da bu yüzdendir belki.
Benim kanaatim de siyasal iktidarın bu işte bir kastının olmadığı yönünde. Eleştirim katliamda görev alanların hiç olmazsa soruşturma süresince açığa alınmamasına, demokratikleşme davalarındaki kararlı tutumun sergilenmemesine, ağız dolusu özrün esirgenmesine.
Zihnimde, bugün Uludere için bas bas bağırdığı halde, derdinin yitip giden canlar olmayanların maskesi de çoktan düştü.
Ama bu bir bahane olabilir mi?
Hangi kişisel ya da siyasi neden, evladı vahşice öldürülmüş annelerin karşısına “sitemle” çıkmayı mazur kılabilir.
Kaldı ki Başbakan, bu tavrının tam da konuşmasında dikkat çektiği “terör örgütünün” istediği şey olduğunu fark etmiyor mu?
Bu sözlerinin ardından, ellerini ovuşturarak dinleyen savaş tüccarları değil, o acılı anneler ve onların acısını yüreğinde hisseden Türkiyeliler kusura baktı. Hatta kusur ne kelime kahroldular, kahır...
Yetmiyormuş gibi, üstüne bir de İçişleri Bakanı İdris Şahin çıktı, yine...
Ortada özür dilenecek mahiyette bir olay yokmuş, gençlerimiz de zaten orada olmamalıymış...
Bereket Ankara’da Hüseyin Çelikler var. Sayın Çelik’in parti ve hükümet içerisindeki yaygın kanaati yansıttığını bildiğim “Bakanın sözleri insani değil” çıkışı bir nebze olsun yüreğimize su serpti.
Ama yetmez.
Başbakan, hükümet ve parti kurumsal olarak Uludere konusundaki tutumunu revize etmedikçe, her geçen gün yüreklerde harlanan Uludere ateşini kova kova su dökseniz inanın sönmez.
Kasıt, hata, ihmal, ahmaklık
Memlekette konu ne olursa olsun karşınızdakine küfretmeyince, hamaset yapmayınca, slogan atmayınca, peşin hüküm vermeyince, klişeleri tekrar etmeyince muhalefet etmiş sayılmıyorsunuz. Dahası ihanetle, gaflete düşmekle suçlanıyorsunuz.
Uludere ile ilgili en kararlı gazeteciliği yapan Taraf’ın yayınları ortadayken, yazılarımız, haberlerimiz, fikri takibimiz şuracıkta dururken, klavye başında ahkâm kesen tiplerin atarlanmalarıyla uğraşıyoruz bir de.
Neymiş, Uludere’de katliamında, “askerin özgüveninden kaynaklanan operasyonel refleksleri gözardı edilmemeli” diyerek hem AK Parti’yi hemi de askeri aklamaya çalışıyormuşum.
Yuh!
Yahu hükümete çok ama çok yakın “paralel merkez medya” olayın ilk ânından itibaren “hükümeti yıpratmak isteyen bir gurubun komplosu bu” tezini dillendirmiyor mu?
Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve olayın ardından soruşturma süresince bu isimleri görevden almayan hükümeti korumak için topu Ergenekon’a, derin devlete, MİT içerisindeki bir kanada falan havale edenler ortalıkta cirit atmıyor mu?
O halde biz susalım, onlar konuşsun da aydınlansın Uludere katliamı.
Tamam ironik dilim zaman zaman anlaşılmamı zorlaştırıyor olabilir de, ahmaklar için yazdığımı hiçbir zaman iddia etmedim.
Fakat manipülasyonların önüne geçmek için bazen zorunlu açılmalar yapmak zorunda kalıyoruz işte.
O halde tane tane anlatayım.
Uludere katliamı için “kasıt var” hükmü vermediğim gibi, bir hatadan kaynaklanmıştır da demedim.
Yazılarımda, sosyal medyada, televizyon programlarında tekrar tekrar vurguladığım gibi, derdim gazetecilik, olayın aydınlanması ve acıların bir nebze dinmesi için politik rezervlerimi bir yana koyarak gerçeğin peşine düşmek.
Bunun tek yolunun da her türlü alternatifin üzerine gitmekten, olayın tüm aktörlerini dinlemekten geçtiğini düşünüyorum.
Hüküm vermiyorum, soru soruyorum.
Biliyorum kimilerinin alışık olduğu üzere, liseli çocuklar gibi aforizma üretip “vijdanzörlük” yapsam, yani bu kara lekenin silinmesi önüne bir engel de ben çıkartsam hiç sorun etmeyecekler ama.
Ne yapalım denizkızı girmiş düşünceme ben iflah olmam.
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019