Mensur Akgün

Asker göndermek ya da göndermemek…
26.10.2025
29

29 Eylül’de ilan edilip ilk aşaması ihlallerle de olsa büyük ölçüde aşılan Trump planı şimdilik kaydıyla da olsa işleyeceğe benziyor. Gazze’nin yüzde 47’sinden İsrail askerleri planlandığı gibi çekildi. Esir, mahkûm ve rehine takası gerçekleşti. Geriye kalan yedi rehinenin yıkıntıların altında kalan cansız bedenlerine ulaşılması için samimi çaba harcandı.

Asker ve sivillerden oluşan ateşkes koordinasyon grubu da Kiryat Gat’ta görev başı yaptı. Daha da önemlisi yardım kamyonları Refah sınır kapısından geçmeye, Gazzeliler biraz nefes almaya, temel ihtiyaçlarını az da olsa karşılamaya başladı. Arada çatışma çıksa da daha az insan kaybı olduğu, ateşkese genel anlamda uyulduğu kesin.

Üstelik hazırladıkları ve müzakere edip son şeklini verdikleri yol haritasını Trump Yönetimi bariz bir şekilde ciddiye alıyor. Geçtiğimiz haftaki yoğun diplomasi trafiği de zaten buna işaret ediyor. Damat Kushner, özel temsilci Witkoff, Başkan Yardımcısı Vance ve Dışişleri Bakanı Rubio’nun İsrail’de olmasını başka türlü açıklamak zor.

Belli ki yol haritasının Netanyahu ve koalisyon ortakları tarafından suistimal edilmemesini sağlamaya çalışıyorlar. Kamuya açık sert mesajlar veriyor, Batı Şeria’daki yerleşim yerlerinin genişletilmesi teşebbüsünü eleştiriyorlar. Koordinasyon merkezini ziyaret edip ateşkesin takipçisi olduklarını gösteriyorlar.

Ama ateşkes hala çok kırılgan, Hamas’ın silahlarını teslim edip etmeyeceği tartışmalı, İsrail’in bir bahane bulup tekrar saldırıp saldırmayacağı da en hafif tabiriyle şüpheli. Uluslararası istikrar gücünün ne şekilde çalışacağı, hangi ülkelerin silahlı unsurlarından oluşacağı ve görev emrinin neleri içereceği ise henüz belirsiz.

İstikrar gücünün önemli unsurlarından biri olması muhtemel Mısır, BM Güvenlik Konseyi kararı talep ediyor. Netanyahu ve bazı Amerikalı yetkililerin yaptığı imalı konuşmalardan da Türk askerini Gazze’de görmek istemedikleri anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın muhtelif açıklamalarından Türkiye’nin de bu konuda çok ısrarcı olmadığı ve riskleri gördüğü belli oluyor.

Yol haritasında asker çekmenin üç aşamaya bağlanmış olması, Gazze’nin yeniden inşasına İsrail’in kontrol altında tuttuğu bölgelerden başlanılma olasılığı, takvimlerin muğlaklığı, kurulacak Vesayet Konseyi benzeri yapıda Trump ve Blair dışında kimin olacağının bilinmemesi de aslında başlı başına birer sorun.

20 maddelik mutabakatın çok fazla esnetilmeden uygulanması için her aşamada yoğun diplomatik çaba harcanması, şu an var olan küresel siyasi kararlılığın canlı tutulması şart. Ancak insan kıyımının doruk noktasına ulaştığı, soykırım yöntemlerinden çoğunun uygulandığı bir dönemde ortaya çıkan siyasi iradenin Gazzelilerin durumu biraz iyileştikten sonra da var olacağını söylemek zor.

Kriz yatışınca dünyanın da Arap devletlerinin de ilgisi çok olasıdır ki başka alanlara kayacak. Körfez İran, Amerika Çin, Avrupa Rusya derdine düşecek. Belki yardımlar sürecek, Filistin otoritesi ehil hale getirilmeye çalışılacak. Fakat korkarım iki devlet sözü yine unutulacak. Gazze’de bulunan istikrar gücü de zor seçimler yapmak durumunda kalacak, kendini istemediği çatışmaların içinde ya da arasında bulacak.

Çok uç bir senaryo olmakla birlikte burada güç bulunduran ülkeler garantörlük sorumlulukları gereği bölgesel, belki de küresel bir savaşın içine sürüklenecek ya da siyasi yenilgiyi kabul edip çekilmek zorunda kalacak. Üstelik de Gazze’ye asker gönderenler bugünkü kadar ağırlıklı bir diplomatik rol de oynayamayacak. Tüm bu ve benzeri nedenlerle ben olsam kamuoyu baskısıyla, beklentisiyle hareket edip asker konusunda acele etmez, ısrarcı olmazdım.

Şartların oluşmasını, Türkiye’nin Hamas, İsrail ve hatta savaş ekonomisinden geçinen aşiretlerle karşı karşıya kalma olasılığının en aza indirgenmesini, ortaya bir BM görev emri çıkmasını beklerdim. Dahası, hazır İsrail karşı çıkmışken subaylarımın, diplomatlarımın Gazze yerine Kiryat Gat’taki koordinasyon merkezinde tıpkı Amerikalılar, Kanadalılar, Yunanlılar, Fransızlar gibi görev almasını talep ederdim…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar