Mensur Akgün
İran’da yoksulluğu protesto gerekçesiyle başlayan olaylar giderek yaygınlaşıyor, sorun derinleşiyor. Dün itibarıyla 20’ye yakın insan hayatını kaybetmiş, 400’den fazla gösterici gözaltına alınmış, olaylar ülkenin hemen her vilayetine sıçramıştı. Baktığınız yere bağlı olarak beklenti ya da korku olayların hükümet, hatta rejim değişikliğine yol açabileceği yönündeydi.
Oysa daha yedi ay önce yüzde 57’lik bir destekle Cumhurbaşkanlığı koltuğuna yeniden oturan Ruhani’nin sokakta yenilmesi, yerinden edilmesi imkansız. Aynı şeyi rejim için de söylemek mümkün. Bunca baskıya direnen 1979 İran devrimi tüm kurum ve düzeniyle yerli yerinde. Yeter ki rejimin koruyucularıyla iktidar bloğu kendi arasında kriz yaşamasın, taraflardan biri kaostan yararlanmaya kalkmasın.
***
Ufukta şimdilik böyle bir olasılık görünmüyor. Cumhurbaşkanı Ruhani ve Dini Lider Hamaney’in açıklamaları aynı yönde. Birbirlerini değil dış güçleri çıkan olaylardan sorumlu tutuyorlar. İtidal çağrısında bulunuyorlar. Olayların yatışma ihtimali yüksek. Soruna baştan ya da sonradan dahli varsa bile dış güçlerin başarılı olma, özellikle de amaçları rejim değişikliğiyse, istedikleri sonucu elde etme şansları neredeyse sıfır.
Fakat amaçları İran’ı yormak, istikrarını sarsmak, ilgisini başka yerlere yoğunlaştırmamasını sağlamak da olabilir. Bir başka muhtemel hedef de İran’ı sokak hareketlerini yönetme biçimine, vereceği polisiye tepkiye istinaden yalnızlaştırmak, Avrupa’dan aldığı desteği azaltmak, P5+1 ile iki yıl önce varılan nükleer mutabakatı bozmaya zorlamak olabilir.
Doğal olarak bunların hepsi birer varsayım, yani tahmin. Belki de üçüncü tarafların bu olaylara hiç bir dahli yok. Fakat sorunların varlığı, Suudi Arabistan-İran rekabeti, İsrail’in İran’ı varoluşsal bir tehdit olarak görmesi, Trump Amerika’sının İran politikası ben de dahil pek çok gözlemciyi bu tür varsayımlar üstünden analiz yapmaya teşvik ediyor.
ABD’nin bilinen müdahaleler tarihine baktığımızda İran’da da, başka yerlerde de örtülü operasyon izleri arıyoruz. Göremesek bile ikna olmuyoruz. Çünkü biliyoruz ki ABD bu tür operasyonları Yunanistan’dan Guatemala’ya kadar pek çok yerde yaptı. Şili’de rejim değiştirdi. Soğuk Savaş sırasında olayların akışını etkileyecek inisiyatifler geliştirdi. Sonra da durmadı.
Bazılarında başarısız olsa, hedeflediği siyasi amaca ulaşamasa da müdahalede bulundurduğu ülkeleri sarstı, can kayıplarına yol açtı. Popüler kültürün yarattığı imaj sayesinde sempatiyle baktığımız ABD başkanları bile örtülü operasyonlar gerçekleştirilmesine, sivillerin hayatına mal olan drone saldırıları yapılmasına onay verdi.
Ayrıca 15 Temmuz darbe teşebbüsünün arkasında ABD olabileceği konusundaki kuşkularımız da bizi kaçınılmaz olarak bu şekilde düşünmeye sevk ediyor. Haklı olup olmadığımızı tabii ki zaman gösterecek. Fakat haklı olsak da olmasak da İran’ın bu sorunu iyi yönetememesi halinde sonuç değişmeyecek.
İran’ın istikrarsızlaşmasından, hırçınlaşmasından, bölgesel bir çatışmaya taraf olmasından Türkiye olarak biz de etkileneceğiz. İran istikrarsızlaşırsa Suriye sorununun çözümü zorlaşacak, İran hırçınlaşırsa Basra Körfezi’ndeki gerilim artacak. Yemen sorunu içinden çıkılamaz hale gelecek. Yeni Suudi liderliği Lübnan’ı, ve belki Ürdün’ü hedef alacak.
İran, İsrail ile ister doğrudan ister vekilleri aracılığıyla savaşsın Ortadoğu bir kez daha karışacak. P5+1 mutabakatının sona ermesi de İran’ın bazılarının zannettiği gibi nükleer silahsızlanmasına değil, tam tersine silahlanmasına yol açacak. Bölgedeki kırılgan dengeler iyice sarsılacak. İlk anda olan bitene sevinenler de aslında sonuçlardan etkilenecek.
***
Umarız bu sorun daha fazla kan dökülmeden, kendi hukukunun sınırları ve evrensel kabul görmüş ilkeler çerçevesinde bir an önce çözülür. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında belirtildiği gibi sükûnet sağlanır, sağduyu hakim kılınarak olayların önüne geçilir, gelişmeleri kışkırtan söylem ve dış müdahalelerden kaçınılır. İran halkı provokasyonlara kapılmaz. Dış müdahaleler de amacına ulaşmaz/ulaşamaz…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024