Mensur Akgün
Bundan 44 yıl önce annem ve babam kıt imkanlarıyla İngilizcem gelişsin diye beni Exeter’e gönderdiklerinde okuduğum okulun yakınında düşük gelirli, genellikle de mutsuz, huzursuz insanların oturduğu Radford Road’da mutlu, huzurlu ve hayatlarıyla barışık bir ailenin evinde uzunca bir süre kalmıştım.
Mary ve John o zamanlar yeni evliydi ve sanırım evlerinin ipoteğini ödemek için boş odalarını gelen yabancı öğrencilere açarlardı. John, şehrin hemen dışında babasına ait bir işletmede çalışır, Mary ise ev işleriyle ve kronik sağlık sorunlarıyla ilgilenirdi. Her ikisinin de eğitim düzeyleri, hatta İngilizceleri bile mükemmel sayılmazdı.
Ama ikisi de iyi insanlardı. Onlara yakışan argosu bol aksanlarını, konserve fakat lezzetli fasulyelerini, yanımdan ayrılmayan sevimli köpeklerini, küçük odalı dağınık evlerini, en çok da insani özelliklerini hiç unutmam. Sonraki yıllarda birkaç kez ziyaretlerine gittim. Ancak hayatın akışı bağları koparttı. Yaşıyorlarsa şimdilerde 70’li yaşlarda olmaları gerekir.
***
Mary ve John’u sizinle tanıştırmamım nedeniyse benim onları tanımamdan iki yıl kadar önce ülkelerinin üyesi olduğu Avrupa Topluluğu’na (AB) karşı karamsar bakışları ve tabii ki Birleşik Krallığın 46 yılın ardından AB’den ayrılmak için yaşadığı siyasi sismik sarsıntı, bu sarsıntının doğurabileceği sonuçlar.
Her ikisi de daha ilk günden üyeliğe karşıydılar ve yalnız da değillerdi. Mary buzdolabını açtığında Yeni Zelanda’dan gelen sevdiği marka tereyağı artık yiyemediğinden yakınırken aslında kendi kadar temsil ettiği kesimin de düşüncesini dillendirirdi. Okuduğu gazete, seyrettiği program, desteklediği parti de üyeliği içine sindirememişti.
John da sık sık hayatın pahalılığından söz ederdi. Ne zaman alışverişe gitsek üyelikle birlikte raflardaki fiyatların nasıl arttığını anlatırdı. O da mensubu olduğunu söylediği işçi sınıfı, o sınıfın haklarını önceleyen İşçi Partisi gibi üyeliğe, hayatlarına ilişkin kararların Brüksel’de alınmasına tepkiliydi.
Hiç sormamıştım ama muhtemelen onlar da 5 Haziran 1975’de yapılan referandumda üyeliğe karşı oy kullanmışlardı. Fakat oylamaya katılan yüzde 64’ün yüzde 67’si olumlu oy kullandığı için üyelik sürmüştü. Yine de 1 Ocak 1973’de başlayan üyeliğin devam edip etmemesi gerektiği daha o zaman halka sorulmuştu.
İlerleyen yıllarda Birleşik Krallık Avrupa entegrasyon sürecine hep kuşkuyla yaklaştı. Bilindiği gibi ortak paradan, ortak sınırlardan uzak durdu. Almanlar Mark’ı, Fransızlar Frank’ı terk ederken “İngilizler” Pound’larına sahip çıktı. 1995 Schengen düzenlemesi dışında kalarak vizelerini kendileri verdiler, sınırlarından geçişi kontrol altında tuttular.
Yapılan araştırmalar da zaten üyelik sürecine karşı Britanya adasında tepkinin hiç bitmediğini gösterdi. Nitekim bu karşıtlık zaman içinde yükseldi. Her ne kadar karşı olmak üyelikten ayrılmak anlamına gelmese de, 2015 yılında yüzde 65’lik bir orana ulaştı.
Popülist nitelemesiyle tanımlanan UKIP (Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi), IŞİD tehdidi, Suriye sorununun yarattığı göç dalgası, bir ölçüde de Türkiye’nin AB’ye üyelik ihtimali 2012 yılından itibaren Londra’da karar verme konumunda olanları zorlamaya, üyelik için 2015’deki referandum kararını almaya mecbur etti.
Başbakan David Cameron referandum sözü verdiğinde eminim ki kazanacağını düşünüyordu. Fakat 23 Haziran 2016’da yapılan oylamada yüzde 2’den az bir farkla kaybetti, Mary, John ve onlar gibi düşünenler kazandı. Cameron’un yerine Başbakanlık Koltuğuna oturan Theresa May’e de üyelik sürecini sonlandırmak için AB ile müzakere etmek düştü.
May, Avrupa Birliği Antlaşması’nın 50’inci maddesine istinaden 29 Mart 2017’de üyelikten çekilme başvurusunu yaptı. Uzun müzakereler sonucunda anlaşmalı ayrılık ve minimum zayiat için geçtiğimiz yıl kasım ayında iki taraf taslak bir metin üstünde mutabakata vardı.
***
Ama May, muhataplarıyla uzlaşmasını kendi ülkesine, kendi partisine ve kendi hükümetine kabul ettiremedi. Parlamento, AB ve Birleşik Krallık Hükümeti adına Başbakan May tarafından onaylanan metni sonuncusu 12 Mart’ta olmak üzere üç kez reddetti. Pazartesi günü yapılan oylamada da yasama yürütmenin sorumluluklarını neredeyse üstlendi.
May de, 29 Mart’taki anlaşmasız ayrılıktan kurtulmak için, AB’den 30 Haziran’a kadar süre istedi. AB ise en fazla 12 Nisan’a kadar olur verdi. Şartlarının kabulü halinde bu sürenin 22 Mayıs’a kadar uzatılabileceğini söyledi.
Bu kadar kısa bir süre içinde İngiltere karar verebilir mi, süre AB tarafından yeniden uzatılabilir mi, yoksa “biz aramızda uzlaşamıyoruz üyelik sürsün” denir mi şimdiden kestirimde bulunmak zor. Her an her şey olabilir. May istifa da edebilir, yeniden halka da gidilebilir.
Ancak bundan sonra ne olursa olsun AB büyük bir olasılıkla eski AB olmaz, olamaz. AB de Birleşik Krallık da bu ayrılığın, en iyi ihtimalle “ayrılık teşebbüsünün” sarsıntılarını uzun süre hisseder. Ayrılık gerçekleşirse, özellikle de anlaşmasız, uzlaşmasız olursa sarsıntının şiddeti çok daha fazla olur. Birleşik Krallık adındaki “birleşik” kelimesine bile gerek kalmayabilir…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024