Mensur Akgün
Hukuk Türkiye’nin en acil ihtiyacı. Hukukun üstünlüğünün sağlanması, yargıda hepimizin bildiği sorunların giderilmesi, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına tereddütsüz uyulması şart. Hukuk bize dış politikamızı sağlıklı sürdürebilmemiz için de gerekli. Çünkü yarattığı meşruiyet güç kaynağı. Mücadelesini verdiğimiz, hakkımızı talep ettiğimiz konularda hukuka yaslandığımız sürece daha rahat hareket edebiliyoruz. Askeri imkanlar yerine kamuoyu baskısını, ikna gücümüzü kullanabiliyoruz.
***
Aslında bunu da çok iyi biliyoruz ama oldum olası siyasi sorunları hukukileştirmekten kaçınıyoruz. Önerdiğimiz çözüm yöntemlerini politik söyleme hukuki argüman olarak yansıtmıyoruz. Dışişleri Bakanlığı Ege veya Doğu Akdeniz’de 1982 BM Deniz Hukuk Sözleşmesi’nin ilgili maddelerine atıfta bulunduğunda bile hakim anlatı hukuki iddiayı gölgeliyor, dışarıdan bakanlar hak temelli talebi yayılmacılık olarak görebiliyor ve gösterebiliyor.
Benzeri sorunlar, daha doğrusu ikilemler pek çok alan için geçerli. Gümrük Birliği’nden doğan komplikasyonları Gümrük Birliği’nin kendi hukuki mekanizmaları çerçevesinde çözmek yerine AB’nin kurduğu tuzağa düşüp konunun siyasallaştırılmasına, güvenlikleştirilmesine, üyelik uyum süreciyle senkronize edilmesine destek olabiliyoruz. Filistinlilerin hakları söz konusu olduğunda da geliştirdiğimiz pek çok inisiyatife rağmen hukukta her nedense geride kalıyoruz.
Halbuki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) 5 Şubat Cuma günkü açıklamasında gördüğümüz gibi iki yargıcın desteğiyle verilen tek bir karar 100 küsur yıllık sorunun akışı üstünde bizim yaptığımız çoğu beyandan, geliştirdiğimiz pek çok inisiyatiften, hatta ABD’nin tasarruflarında, önerdiği barış planlarından daha etkili olabiliyor.
Mahkeme 13 Haziran 2014’den bu yana İsrail’in 1967 sınırları ötesinde gerçekleştirdiği tüm eylemleri yargılama hakkını kendine tanıyor, UCM Savcısına yetki veriyor. Sonucun alınması yıllar sürse dahi bundan sonraki muhtemel müdahaleler üstünde caydırıcı olma olasılığını ortaya çıkartıyor. Hepsinden önemlisi de yeni yerleşim yerlerinin kurulmasına, eskilerinin oldu-bitti olarak kabul edilmesine ciddi bir hukuki engel daha oluşturuyor.
Jerusalem Post’dan Tovah Lazaroff’a göre UCM bundan sonraki süreçte üç konunun üstüne gidecek. 2014’deki Gazze müdahalesinde kullanılan orantısız güç ve insan ölümlerine, 2018-2019 yıllarında yine Gazze’deki eylemlere karşı uygulanan şiddetin niteliğine ve Batı Şeria’da, Kudüs’te yerleşime açılan yerlerin hukuki olup olmadığına bakacak. Lazaroff orantısız şiddete karşı “İsrail mahkemeleri” deneceği için önceliğin yerleşim birimlerine verilebileceğini düşünüyor.
Mahkemenin kararının ne olacağını, hangi konuya öncelik tanıyacağını, özellikle de bu mahkeme bir uluslararası yargı organı olduğunda kestirebilmek güç. İsrail başta olmak üzere ABD ve eminim bazı başka ülkeler de siyasi ve hukuki ağırlıklarını koyup UCM’nin yetkisini kırmak ve kısmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Belki de savcısına koydukları seyahat yasağını genişletecekler, yargı yetkisinin emsal kararlarla artmasının önüne geçmeye çalışacaklardır.
Yine de bunların hiç biri hukuk ve müktesebatın bariz bir şekilde Filistin’den yana olduğunu söylememize engel değil. Unutmayalım ki Filistin toprak anlamında 1948’de bu yana sürekli gerilese de hukuk anlamında sürekli ilerledi, en azından sorunu 1967 yılı itibarıyla dondurmayı başardı. 28 Ocak 2020’de Washington’da açıklanan vizyon belgesi de, Arap ülkelerinin İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesi de bu durumu değiştirmedi.
UCM Savcısı dava açarsa, özellikle de bu dava yerleşim yerlerine yönelik olursa, Mahkeme 1949 tarihli Savaş Zamanında Sivillerin Korunmasına İlişkin Cenevre Sözleşmesini, Genel Kurul’un 1967 tarih 2254 sayılı ve Güvenlik Konseyi’nin 1979 tarih 446 sayılı kararlarını sanırım dikkate almak zorunda kalacaktır. 30 Temmuz 1980’de İsrail’in Kudüs’ü ilhak ettim demesinden sonra alınan 478 sayılı Güvenlik Konseyi kararı da UCM’nin gündeminde olacak, alacağı kararların niteliğini ve yönünü belirleyecektir.
***
İsrail açısından bakıldığında UCM’nin yetki kararı keyfi genişlemenin, istediği çözümü Filistin yönetimine dayatmanın önüne konmuş ciddi bir engeldir. Bu engelin yaratacağı siyasi ve hukuki imkanlardan yararlanmak ise Filistinlilere ve Filistinlilerin devletleşme çabalarına destek olan ülkelere düşmektedir. Umarım onlar bu fırsatı iyi değerlendirir, biz de İsrail’le olan ilişkilerimizi normalleştirip Filistin’e, daha doğrusu iki devletli çözüme verdiğimiz desteği hukuki zemine taşırız. Diğer sorunlarımızı da hukukileştirip kolay yönetilebilir hale getiririz…
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024