Merve Şebnem Oruç
Ve Türkiye’de yeni bir dönem başladı.
2007 yılındaki 367 krizi, e-muhtıra ve Anayasa Değişikliği referandumu ile ayak seslerini duymaya başladığımız, son 5-6 yılımızı büyük oranda yaklaşmakta olan bu büyük değişim nedeniyle çalkantılı bir şekilde yaşadığımız sistem değişikliği, 16 Nisan referandumuyla beraber halk tarafından onaylanmış, 24 Nisan seçimleriyle beraber takvim işlemeye başlamıştı. Türkiye’de 9 Temmuz Pazartesi günü itibarıyla Parlamenter Sistem sona erdi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başladı.
Pazartesi gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni kabineyi açıklamasıyla günlerdir medya ve sosyal medyada oynanan Bakan-Toto oyunu da sona ermiş oldu. Sayısı 16’ya indirilen bakanlıkların başına gelecek isimlerle beraber Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın da kim olacağı bizzat Başkan Erdoğan tarafından kamuoyuna duyuruldu.
Hükümetin işleyiş şeklinden bakanlıkların yapısına, yeni kurul ve ofislere pek çok değişikliğin, büyük dönüşümün parçaları olarak ardı ardına geldiği hızlı günler yaşıyoruz arka arkaya. Ve beraberinde, bugüne kadar bir hayal olarak, soyut bir durum olarak halka tasvir edilen, anlatılan yeni sistem, ete kemiğe bürünerek fiiliyata geçiyor; vatandaşın huzuruna çıkıyor.
Tam da bu nedenle, bu ilk dönemin taşıdığı misyon fazlasıyla büyük. 16 Nisan referandumunda sandıkta “Evet” diyenler, doğru bir karar verip vermediklerinin sağlamasını bu ilk dönemde gerçekleştirilecek dönüşümün ve ortaya konulacak icraatın başarısına göre yapacak. Aynı zamanda sistem değişikliğine karşı çıkan, yeniden yapılanmadan ziyade eskinin yıkımını görmeye odaklananlar için de, hem sistemi hem kendilerini gözden geçirme dönemi olacak bu dönem.
16 Nisan referandumuna giden süreçte yazdığım yazılarda, böylesi büyük değişim ve dönüşümlerin toplumun inandığı, herkeste bulunmayan özelliklere sahip liderler tarafından gerçekleştirildiğinden sık sık bahsetmiştim. Başkan Erdoğan da böylesi kritik bir dönüşümü gerçekleştirebilecek vasıflara sahip olduğunu Türk insanına kanıtladı ki, halk son yıllarda yaşadığı tüm türbülansa rağmen bu değişimin taşıyıcı rolünü ona verdi. İşte bu yüzden, bir vizyon sahibiyken elde ettiği bu zafer, şimdi çok daha büyük bir misyon yükledi Cumhurbaşkanı’na.
En ağır yük, yeni sistemin ilk başkanı olarak taşın altına elini koyan Erdoğan’ın sırtındayken ilk kabine ve yeni sistemin kritik pozisyonlarına gelen tüm isimler için de bir o kadar büyük sınav var şimdi. Çünkü Türkiye’nin bundan sonraki siyasi tarihi, 9 Temmuz 2018 günü itibarıyla mayalanmaya başladı.
Örneğin önceden Başbakan Yardımcılığı’na bağlı Hazine Müsteşarlığı’nın yeni yapılanmada Mali Bakanlığı ile birleştirilmesiyle yeni adı “Hazine ve Maliye Bakanlığı”nın başına gelen eski Enerji Bakanı Berat Albayrak, bu misyon sahibi dönemin kendi zorluklarının yanı sıra, dünyada yaşanan ekonomik türbülansın gelişmekte olan ülkeleri sert etkilediği bu süreçte, yükü en ağır olan bakanların başında geliyor. Başkan Erdoğan’ın damadı olması sebebiyle içeriden ve de özellikle dışarıdan gelecek eleştirileri de boşa çıkarmak zorunda olması, yeni Hazine ve Maliye Bakanı’nın yükünü daha da ağırlaştırıyor.
Türkiye ekonomisine yön veren ve katkı sağlayan diğer bakanlıklar olan Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın başına gelen isimleri de, ekonominin gündemde çok daha fazla öne çıkacağı ve paralelinde büyük bir dönüşümün yaşanacağı bu süreçte zorlu bir görev bekliyor. Hakeza, dijital dönüşüme ve teknolojik yeniliklere vurgu yapılan yeni sistemde Sanayi ve Teknoloji Bakanı olan ve uzun yıllar Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanlığı görevini yürütmüş olan Mustafa Varank da, Türkiye için kritik misyona sahip bir bakanlığın başına gelmiş durumda. Bakan değişikliğinin olmadığı İçişleri, Dışişleri ve Adalet Bakanlıkları hiç azalmayan önemlerinin yanı sıra bir de yeni sistemin ilk döneminin taşıyıcı misyonunu üstlenirken, Türkiye’nin yıllardır tartışılan konularından biri de eğitim ve yeni dönemde Yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un eğitim alanında nasıl bir dönüşüme imza atacağı merakla bekleniyor. Ha keza Sağlık, Gençlik ve Turizm, Çevre ve Şehircilik ile Kültür ve Turizm Bakanlıkları da yapacakları yenilikler açısından dikkatle takip edilecek. İki bakanlığın birleştiği bir diğer bakanlık olan Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı’nın başına gelen Zehra Zümrüt Selçuk’u da kadın ve çocuklara yönelik cinsel suçlar ve cinayet haberlerinin arttığı günlerde meşakkatli bir çalışma süreci bekliyor.
Yeni dönemin ilk kabinesinin en çok konuşulan isimlerinin başında gelen ve Milli Savunma Bakanı olan Hulusi Akar ise, halihazırda 15 Temmuz ve sonrasında çok zor sınavlardan başarıyla çıkmışken şimdi yeni dönemde, hem savunma sanayisi hamlelerinde çıtayı daha da yukarı taşımaya çalışacak hem bakanlık hem de Türkiye’de asker ve sivil ilişkilerinin dönüşümünü tamamlamasına çaba harcayacak.
Ve şüphesiz, Cumhurbaşkanı ve kabinesi kadar Meclis de yasama organı olarak aynı dönüşüm misyonunu taşıyor. Bu değişimle beraber, vaat edildiği gibi büyük, güçlü ve sosyal bir ülke olmak için, Başkan Erdoğan’ın Beştepe’de yaptığı konuşmada ifade ettiği gibi kaybettiğimiz zamanı telafi etmek için, ve de Türk halkına yeni sisteme geçme kararıyla doğru bir adım attığını fiiliyatta göstermek için, şimdi çok, ama çok çalışmak gerekiyor.
Yeni sistem hepimize hayırlar getirsin. Başkan’ın, kabinesinin ve Meclis’in yeni görevleri hayırlı olsun, “ilk” olmanın getirdiği bu zorlu süreçte yolları açık olsun.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018