Merve Şebnem Oruç
Korint Kanalı, Yunanistan anakarası ile Mora yarımadası arasında, Korint Körfezi ve Saronik Körfezini bağlayan insan yapımı bir kanal… 6,5 km uzunluğundaki kanal, oldukça kısa olsa da, gemileri Mora Yarımadası etrafında 700 km yol yapmaktan kurtarıyor, Ege ve İyon Denizi’ni birbirine bağlıyor; Adriyatik, Akdeniz ve Karadeniz arasındaki mesafeyi kısaltıyor.
Yapım hayali eski tarihlere, 7. yüzyıla kadar giden Korinth Kanalı, “tanrıların kanalın yapımına kızacağı” dahil türlü argümanlar ve çeşitli zorluklar nedeniyle uzun süre yapılamıyor. Hikayesi uzun ama en nihayetinde Süveyş Kanalı’nın açılmasından sonra, işletme imtiyazı 99 yıllığına Fransızlara verilerek inşasına başlanan kanal, bugün 122 yaşında.
Genişliği 21,4 metre, yani oldukça dar olan kanaldan, yılda ortalama 12 bin gemi geçiyor. Bugün bu kanalı tehlikeli yapan tek şey, bazı maceraseverlerin üzerinden karşıya atlamak için türlü yollar denemesi…
98 km uzunluğundaki Kiel Kanalı ise Kuzey Denizi’nde Elbe Irmağı’nın ağzındaki Brünsbüttelkoog'dan, Baltık Denizi kıyısındaki Holtenau'ya kadar uzanıyor.
1895’te kuzeye gidecek savaş gemilerine kestirme yol açmak için yapılan kanal, Versay Anlaşması ile uluslararası statü kazandı ama yönetimi Almanya’da kaldı. Nazi Almanyası bu hükümleri tanımadığını söylese de Kanal, 2. Dünya Savaşı sonrası eski statüsüne geri döndü. Bugün Almanya ile barış halindeki tüm ülkelerin gemileri Kiel’den geçiş yapabiliyor. Kanal 3500 kişiye iş imkanı sağlıyor.
Yılda 35 binden fazla geminin geçiş yaptığı Kiel Kanalı, popüler benzerleri Süveyş Kanalı ve Panama Kanalı’nın da ötesinde, dünyanın en kalabalık yapay su kanalı. Almanya’nın Kiel Kanalı’nın iyi çalışmasına bağlı olan deniz limanları yılda 29 milyar avro gayri safi değer üretiyor ve ortalama 10,4 milyar dolar vergi geliri getiriyor.
Dünyadaki su kanallarının en popüler örneklerinden biri olan ve 1914 yılında açılan ABD-Panama arasındaki Panama Kanalı geçen yıl 2,6 milyar dolar gelir getirirken, 1869’da açılan Mısır’ın Süveyş Kanalı ise 5,6 milyar dolar kazandırdı.
80 km uzunluğundaki Panama Kanalı’ndan yılda ortalama 14 bin gemi geçiyor; 193 km uzunluğundaki Süveyş kanalından ise ortalama 17 bin.
İstanbul Boğazı’ndan ise yılda ortalama 50 bin gemi geçiyor; 2050 yılı projeksiyonunda bu sayı 78 bine, 2070 projeksiyonunda ise 86 bine çıkıyor. Oysa İstanbul Boğazı’nın emniyetli geçiş kapasitesi yılda maksimum 25 bin.
Diyeceksiniz ki, yukarıda örneklendirdiğim insan yapımı su kanalları, gemilerin seyir yolunu kısalttığı için tercih edilmektedir; hali hazırda ticaret gemileri, serbest geçiş hakkı olan İstanbul Boğazı’nı tercih etmeyip Kanal İstanbul’u tercih etmeyecektir.
Navluncular, ithalat ve ihracatçılar için önemli olan geminin ne kadar yol gittiği değil, malın gemi üzerinde ne kadar kaldığıdır. Bugünkü verilere göre, İstanbul Boğazı’ndan geçen her gemi geçiş için yaklaşık 14 saat bekliyor. Tanker gibi tehlikeli yük gemilerinin bekleme süreleri ise 30 saate ulaşıyor. Taşınan malın gemi üzerinde bekleme süresi arttıkça ekonomik kayıp yükseliyor. Örneğin, 200 metre üstü tankerlerin bekleme nedeniyle yaşadığı günlük kiralama kaybı 120 bin dolara ulaşıyor.
Öte yandan Türkiye, İstanbul Boğazı’ndan geçen gemilerden Montrö Anlaşması ile belirlenen vergi ve harçlar dışında hiçbir ücret almıyor. Fener, tahlisiye ve patenta gibi formalite kalemlerden alınan ücretler, vakti zamanında altın frank üzerinden ödeniyormuş. Altın frank (germinal frank) tedavülden kalktığı için altın miktarının dolar karşılığı bulunarak belirlenen yeni ücret ise, yıllardır 1 gram altının 2,78 dolara sabitlenmesiyle olduğu yerde duruyor. Bugün 1 gram altın 48 doların üstünde olsa bile boğazdan geçiş ödeme kalemlerine yansımıyor. Üstüne üstlük, Türkiye, bu ücretlerde de 1983’te alınan bir Bakanlar Kurulu kararı sayesinde %75 indirime gidiyor. Sebebi, o yıllarda söz konusu formalite ücretlerinden şikayet eden ülkelerin Montrö’yü masaya getirmeye niyetlerinden duyulan endişe.
Dolayısıyla, Türkiye’nin kendisine borç takıp geçmeyen gemilerden bugün toplayabildiği tutar 150 milyon dolar civarı. Yani Türkiye İstanbul Boğazı’ndaki geçişlerden bugün yılda 2,5 milyar dolar gelir elde edebilecek iken devasa bir kayba uğruyor.
Montrö’ye dokunmadan, sözleşmeyi güncellemeden, uğranan zararı yok etmek için onu bypass etmenin yolu ise Kanal İstanbul gibi, “çılgın”, esasen “dahiyane” bir projeden geçiyor. Kanal İstanbul, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı’nı içine alan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni riske atmadan, kaybedilen milyar dolarları, uluslararası ticaretin koşulları çerçevesinde geri getirecek.
Dolayısıyla, “Kolaylık olsun” diyerek ülkedeki paralı yolları ücretsiz olanlara, Allah’ın her günü tercih edenlerin, Kanal İstanbul’a yönelik “Montrö’yü riske atar” endişeleri bu yüzden bırakın yersizi, fazlasıyla yersizdir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018