Mücahit BİLİCİ
Eski yazılar arasında dolaşırken yayınlanmamış bir röportaja rastgeldim. (Gazeteci Nuh Gönültaş’ın Şubat 2013’te Çözüm Süreci’nin başlarında yaptığı ancak gazetesinin yayınlama olgunluğu gösteremediği bir röportaj.) Çözüm sürecinin tıkanma noktasına geldiği bu noktada bu eski söyleşinin giriş kısmını bu köşeden paylaşmak istedim. Arzu eden okurlar, yazının internet baskısında röportajın tamamını bulabilirler.
–PKK’nın silah bırakması sözkonusu. AK Parti bunu nasıl çözmeyi öngörüyor?
Sebepler dairesinde söylüyorum, PKK şiddeti olmasaydı devlet Kürdleri tanımayacaktı. Ben bir mümin olarak asla şiddete tevessül etmem. Ama sebebler dairesinde baktığım zaman, tarihe dünyanın diğer tecrübelerine baktığın zaman şiddet olmadan adam seni görmüyor. Nasıl ki, darbe yapan ya da yapmaya teşebbüs edenleri hapse atınca dindarların hukukunu takdir etmeye başladılar. Biz de insanız demeye başladılar. Bizde insanız, bizim de canımız var, hasta oluyoruz duygusu, bunu anlatma ihtiyacı hissetmeleri ilk kez karşılarındakilerin de insan olmasını tanımalarından neşet ediyor. Bundan önce size bir açıklama yapma ihtiyacı duymazlardı. Çünkü tek yönlü olarak şiddet akıyordu. Onlar kaynaktı, şiddet geliyor, diğerleri muhatap idi. Şiddet noktasında PKK Türkiye tarihinin bir parçasıdır. Cumhuriyetin uzantısıdır ve Kürdlerdeki aynasıdır.
Devlet Kürdlere ne ise PKK Türklere odur. PKK Türklere ne kadar çirkin görülüyorsa devlet de Kürdlere öyle görünüyordu. Olay bu. Bugün birleşiyor olmaları da tesadüf değildir.
Çünkü şiddet egemenlik ifadesidir. Kader gibi. Kader de şiddetle gelir. Kader yırtar. Takdir manasında, Cenab-ı Hakkın tasarrufu kâinatı yırtıyor, insana şiddetli geliyor. Egemenlik öyle bir şeydir. İnsanın hilafeti de öyledir. Diğer varlıklardan farklı olarak tasarruf hakkı verilmiştir insana. O tasarruf hakkının bir havuzda toplanıp, topluca kullanılmasına devlet diyoruz. Bu şiddet kabiliyeti asker formunda, polis formunda muhafaza edilir. Kanunlaşmış şiddet görünmezleşiyor. Ama kanun hâline girmemiş şiddet çok rahatsız edici görünüyor, ona terörizm diyoruz. Yani bu anlamda PKK de bir devlettir.
Kimi sosyologlar devleti şiddet tekelini elinde bulunduran aygıt olarak tarif eder. Çünkü ilk başta herkesin şiddeti var. Tek tek her vatandaş birer teröristtir. Sonra bunlar şiddetlerini cem edip şerife, polise, askere dönüştürürler. Temsilci seçerler olur devlet. Bütün devletlerin kökeninde terörizm vardır. Bizim kurtuluş savaşındaki milisler eski nizama göre teröristti. İşgalci devletin kanununa göre de teröristtiler. Amerika’yı kuranlar İngiliz kraliyet kanununa göre teröristti. Bunu şunun için söylüyorum,PKK teröristtir, çirkindir, atalım yaklaşımının olayı çözmeyeceğini söylemek için söylüyorum. PKK durduk yerde ortaya çıkmadı.
–Sizce bu terör hangi şartlarda duracaktır, nedir son tahlilde talepleri. Bir devlet talebimiz yok diyorlar ama bir taraftan da bir statü elde edilmeden silah bırakmayacağız diyorlar?
PKK’nın ne istediği konusuna tek tek ne söylüyorlar bakmak lazım. PKK uzmanı değilim, ama ben bu sorunun insani, İslami, nasıl derseniz, Türkiye gerçekleri açısından da mahiyeti konusunda daha rahat konuşabilirim.
–O hâlde sorun nedir?
Kürd sorunu en başta ve büyük ölçüde bir insan haysiyeti sorunudur. Bu sorunu çözmek için yapılması gereken başlangıç adımı şudur: Başbakan yanına da cumhurbaşkanını alıp veya tersi, hangisi daha fazla temsil ediyorsa, halka hitap edecekler ve açıkça diyecekler ki “Ey Türkiye’nin Kürd vatandaşları biz size zulmettik, bugüne kadar sizi inkâr ettik. Bundan dolayı resmen özür diliyoruz.” Net bir şekilde diyecek ki siz Kürdlerden devlet olarak özür diliyoruz. İlk bunu diyecek. Bu, olayın yüzde altmışını çözer. Ama bunu açıkça ve samimi bir biçimde söyleyecek. Bu insani ve psikolojik eşiktir.
Özürden sonra, devletin Türkçülükten arındırılması gerekiyor. Eğer sadece Türkler olsaydı devletin Türkçülük üzerine bina edilmesi bir sorun olmayabilirdi. Mesele şudur: Devlet vatandaşına ait olmayı başarmalıdır. Eğer devlet vatandaşına ait değilse yabancı bir nesnedir, reddedilmelidir. Fıtri değildir çünkü. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarının bir kısmına aittir. Adam içinde kendini rahat hissediyor. ‘Ne mutlu Türküm diyene’yi görünce ona batmıyor, rahatsız etmiyor. Hakkıdır, devlet hizmet veriyor ona. Ama Kürd vatandaşını ise rahatsız ediyor. O zaman o devlet o Kürd’ün devleti değildir.O devletin kendini Kürd’ün de devleti yapabilmesi için önümüzde iki seçenek var. Ya Kürd’ü dışarıda bırakacak, Kürd ayrılacak veya devlet Kürd’ü de kabul edecek. Kürd devlete değil, devlet Kürd’e boyun eğecek. Vatandaş devletin altındaki değildir. Egemenlikten payı olana vatandaş denir. Bu adımlar atılırsa Kürdle Türk ilk kez karşılaşacak. Bugün hâlâ Kürd ile Türk karşılaşmamıştır. Devlet üzerinden bir karşılaşma var, ordular savaşmıştır. Ama insanlar karşılaşmamıştır. İnsan olarak karşılaşmışlardır ama Kürd ile Türk olarak değil.
Adam diyor ki ‘benim komşum da Kürttür’. Tabii senin komşun da insan, hayvan değil, zaten seveceksin. Sevmen için sebep var. Ama Kürd kimliği ile aynı rahatlıkla karşılaşmış değilsin sen. Türk kimliği ile Kürd kimliği karşılaşmamıştır henüz. Bunun gerçekleşmesi için devletin hem kendi kurumsal istiğfarını yapması hem de vatandaşlarının evlerinin önünde milli eğitimle biriktirdiği cehalet birikintisini süpürüp yolu açması gerekir…
–PKK olmasaydı Kürt kimliği tanınmayacaktı demek biraz da şiddeti meşrulaştırmak anlamına gelmiyor mu, PKK’yı nasıl tanımlıyorsunuz?
PKK teröristtir. Ama bütün devletler de teröristtir. Olay şu: Egemenlik, hükümranlık, insanın hilafeti şiddet uygulama kapasitesidir. Mesela bir hayvan diğer hayvana zarar vermiyor. Yırtıcı hayvan bile sadece rızkını yiyecek kadar yırtıyor, yiyiyor, öldürüyor. Ama gidip katliam yapmıyor. Bir tek insan denen hayvan katliam yapıyor. Çünkü insana halifelik verilmiş diğer varlıkların sorumluluğu var insanda.
Halife insandaki bu kapasiteyi kullanma anlamında, temsilcidir. O şiddet havuza toplanır, rezerv olur. Kanun da insanlar arasında anlaşmayla yapıldığı için (anayasanın zaten manası odur) o kuralı uygulamak, harici tecavüzden muhafaza etmek için bu şiddeti devlet sınırlara koyar, asker suretinde; içeri salar polis suretinde. Yani terörist ile devlet aynı şeydir, şiddet kaynağı olmak noktasında. Biri meşrudur biri gayri meşrudur. Ama neye göre?
Devletin kanununa göre terörist gayri meşru hâle geliyor. Eğer devletin kanunu meşru bir kanun ise terörist gayri meşru hâle gelir. Eğer Türkiye demokratik bir yapı olsa PKK’nin herhangi bir meşruiyeti kalmaz.
–Uluslararası sistemde terörün tanımı var. Bütün uluslararası kuruluşlar PKK’yı terörist olarak tanıyor?
Bu muktedirlerin tanımıdır. Güçlü hükümranlar biraraya geliyorlar diyorlar ki, küçük hükümranları tanımayalım diye anlaşıyorlar. Aynı şekilde, Filistin’i düşünün, İsrail’i düşünün. Amerika örneğini verdim. Kanun var, nispeten liberal bir kanun var ama bunlar diyorlar ki vergiyi bizden alıyorsun, ama biz temsil edilemiyoruz, konuşamıyoruz. Adam dese ki siz ‘Hanzo’sunuz. Amerikalılar İngiliz kabulüne göre Hanzo sayılırlardı, sizin için düşünenlerimiz var, sizin yerinize düşünüyoruz, başınızı da okşuyoruz daha ne istiyorsunuz? Bu adamlar da silaha sarılıyor. Silaha sarılınca onu tanımak zorunda kalıyorsun.
Şu bir gerçek, Türkiye’de Türkler Kürtlerden korkmadıkları sürece onları eşit görmeyecekler.
Çünkü Türkiye’nin nizamı mütehakkim bir şekilde kurulmuş. Kürd’ü görmeyen ve fakat Türk’ü de fazlasıyla gören bir şekilde. Kürd’ün var olabilmesi için bu devlet dediğimiz şiddetin bir danesinin, bir atomunun her ferde düşmesi lazım. Devletteki şiddet potansiyeli insandaki iradenin cem olmuş hâlidir aslında. O irade büyük mesuliyettir, hani ene nasıl tehlikeli bir şey… Nesnelerde enaniyet yok. Biz onları alıp koyuyoruz yerlerini değiştiriyoruz. Ama insanı alıp bir yere koyma hakkım yok, yapmak istesem bile buna itiraz eder, dur bakalım der.
–PKK ile masaya oturmak Kürtlerle masaya oturmak anlamına geliyor mu?
Güzel bir soru. Kürdlerin bir kısmıyla masaya oturulmuş olur. Ama bu kısımla muhatap olunmadan Kürdlerin sorunu çözülemez. PKK muhatap alınmadan, ama sadece PKK muhatap alınarak da Kürdlerin sorunu çözülemez. Kürdler bir millettir. PKK tabanı da bir millettir. Aynı şey değiller ama ikisi olmadan da barış olmaz.
–Başka ne yapılmalı peki?
Eğer demokratikleşme süreci tamamlanmazsa Kürt sorunu mevcut hâliyle devam eder. Fakat çok yakında PKK aradan çekilecek, Kürt sorunu sivilleşerek genelleşecek.
–TC Kürtler ve Türklerden oluşur denilmesi sizi rahatlatır mı?
Beni rahatlatır, Türkiye’nin adı kalabilir, ama anayasaya Kürdleri koyarlarsa. Ve bu hiç zor da değil, altı üstü bir kelimedir. Aslında Türkiye de sadece bir kelimedir.
–Türkler ve Kürtler açısından bu neyi değiştirir?
Çok şey. Türkler Kürdleri tanımak zorunda kalacaklar. Bunun sonuçları olacak. Şu: Mesela bir Türk birKürd’ün Türkçesine baktığı zaman İngilizce konuşurken yaşadığı kendi sıkıntısıyla aynı şey olduğunu öğrenecek. Türkçe Kürdlerin anadili değildir. Kürdistan’daki konuşma şekli bir beceriksiz konuşmasıolmaktan çıkıp normal bir konuşma hâline gelecek. Bunun gibi Kürdleri itip kakan bütün inkârdan neşet eden cehaletlerden dolayı Türk kitleler mahcup duruma düşecek. Devlet muhayyel bir Türklük adına Kürd’ü döven bir aygıt olmaktan çıkıp, Kürd’ün de devleti olacak.
–Aksan düzelmeyecek ama!
İşte düzelme beklentisi yanlış. Bir kere Kürd var olsa diğer şeyler onun peşinden gelecektir. Kürd varsa Kürtçe de vardır. Şu anda Kürd olmadığı için Kürd’ün Kürtçesi de Türkçesi de hepsi yamuk, bir sapma bir zaaf gibi görünüyor. Kürd Türk’ün dünyasına nasıl giriyor? Ancak bir gariban olarak giriyor. Ben Kürdüm diyerek diklenerek çıkan PKK olduğu için saygı duyarak muhatap olduğumuz tek Kürt PKK’dir.
–İlla demokratik devlet mi meşru devlettir?
Mesela Amerika’da devlet protestana göre kuruldu. İçinde tahakküm vardı, zenciler esir idiler. Sonra onları oradan çıkartmak gerekti. Siyahlar esirlikten çıkınca beyazlar çok rahatsız oldular. Nasıl ki bizim dindarlar özgürleşince laikler dediler ki, “ulan bu dindarlar jipe biniyorlar” tecavüz gibi geliyor bu onlara. Bir sembolik şiddet gibi görüyorlar. Rahatsız oluyorlar. İnsanoğlu alışkanlık mahlûkudur, ülfet üzerine hüküm verir… Yeni bir şey her zaman şiddetli görülür, bize kendini hissettirir. Siyahlar özgür olunca beyazların dengesi bozulur. Çünkü eskiden ne yapacağını biliyordu, şimdi adamı eşit yaptın, ne yapman gerekiyor? Siyahın siyah olarak beyazın iç âleminde, zihninde, yeniden formatlanması gerekiyor. Onu tanımak zorundadır. Bunu hem Kur’anî olarak açıklayabiliriz, hem Hegel üzerinden de anlatabilirim.Tanınma insan eşitliğinin temelidir. Tanınma olmadığı zaman insan insan olamıyor, nesne olarak kalıyor.
Almanya’da Naziler Yahudileri kesmek istediler. Kanunlar var, insanları durduk yerde kesemiyorsun. Önce onları vatandaşlıktan iskat ettiler, düşürdüler. Olağanüstü hâl ilan ettiler, vatandaşlıktan çıkardılar.Hukuken yok ettiler önce. Tanınmasını kaldırdığınız zaman insan yok oluyor. İsmi olmayan bir insan düşünün, kayıtlarda yok, o adam öldürülse bir kuytuda onun öldürüldüğünü bilecek miyiz? Çünküdoğmamış ki ölsün.
–İyi ama Kürtler vatandaş…
Ama Türk olarak vatandaş, Kürt olarak yok. Kürtler cumhurbaşkanı da oluyor deniliyor ya, yok canım.Sadece Türk olarak cumhurbaşkanı olabilir. Benim ninem de Kürttür dersen, uzak bir damar göstererek ancak olur.
Kürtler tanındığı zaman bunu demekle Kürtler tanınmadan bunu demek arasında çok fark var.Çünkü biri yasaldır, diğeri dost ahbap sohbetidir.
Devlet açıkça Kürtlerden özür dileyecek ve Kürt kimliğini tanıyacak. Anayasal tanınma gerek. Kim özür dilerse o kader önünde, tarih önünde kazanacaktır. Maliyeti sıfır bir özür. Maliyeti sıfır ama getirisi çok fazla olur.
Gerisi, adem-i merkeziyetçi politikalar olur. Eyalet sistemine geç. Diyarbakır’ın kendi polisi olur. İnsan kendini görmek ister. Kendini gördüğü zaman hür hisseder. İktidarda kendini görürse hürriyet odur.
Amerikan toplumu mesela önce beyazlarındı, sonra siyahlar çıktı, sonra multi-kültürel oldu. Malcolm X’in saçını düzeltmeye çalışmasıyla, Kürd’ün aksanını düzelmeye çalışması aynı şeydir, zulümdür.İnsana o eziyeti yapan zalimdir. Diyebilir ki herkese aynı şeyi teklif ediyorum. Zulümdür, adaletsiz, gadirli bir ortamda herkese aynı şeyi teklif etmek zulümdür. Adalet değildir. Azınlığı tanımak ve hattâ sana karşı bazı yanlış şeyler olursa çoğunluktaki adama yapılan yanlışa göstereceğim hassasiyetten fazlasını göstereceğim derse adalet olur…
İki ihtimal var, ya Türkiye kendi içinde kendini dönüştürecek, ya da karpuz gibi yarılacak. PKK dediğimiz hâlâ 70’lerin sarkan bir hareketidir. Kürdlerin hukukunu vaktiyle savunmayan dindarlar, dindar Kürdlere bile Kürtçülük suçlaması yapanlar bundan dolayı utanmalılar. Neticede Kürdlerin bir kısmı da dinden uzak yetişti. Kürdleri inkâr ve sorunu ertelemede artık deniz bitti. Nasıl dindarlar daha iyi kaliteli, nitelikli kişiler çıkardılar, Kemalizm karikatüre döndü. Çünkü mağdur, mazlum ve haklı idiler, kader onların yanında yer aldı. Kürdler için de aynısı olacak. Ya hep beraber kadere teslim olup trene bineceğiz, ya da tren gelip üzerimizden geçecek.
–PKK’nın şiddet üzerinden Kürtlerin haklarını talep ediyor görünmesi aslında Kürtlerdeki uyanışı geciktiriyor bir taraftan da diyebilir miyiz?
Tekelci olduğu için. Kemalizmin yaşamasına da vesile oluyor. PKK Kürdlerin Kemalist ordusu gibidir. Bu devletin Kürdlere yaptığı muamelenin ve husule getirdiği tepkinin aynı olduğunu görmemiz açısından böyle söylüyorum.
İnsanlar lokal teneffüs etmeli, herşey Ankara’ya uğramamalı. Polisi, hâkimi kendinden olunca onu hissedecek, yansıtacak. O kendi evinde hissedecek. Amaç vatandaşı kendi evinde hissettirmektir.Kürd’ün evi Kürdistan, Türk’ün evi Türkistan yahut Anadolu’dur. Buna topluca Türkiye demeye rıza gösterirlerse işte orası ikisine o zaman vatan olur.
–PKK’nın ideolojik yapısı ile mi olacak bu, mümkün mü?
PKK ideolojisi eriyecek. PKK temelinde Kürdlere yapılan haksızlığa karşı çıkmış bir harekettir. Marksizm, Leninizm bunlar zamanın şartları gereği dönemseldir. Nasıl ki, dinî cemaatler milliyetçidir. Onun gibi onlar da aşılacak.
–PKK’nın sağladığı bir hürriyet ortamında orada dindar Kürtler mesela Türkiye’deki gibi sekülerist bağlamda gördüğü zulüm gibi zulüm görmeyecektir diyebilir misiniz?
Herkes kendi despotunu bile başkasının despotuna tercih eder. Demokraside iyi veya kötü yoktur.Demokrasi prosedürler bütünüdür. İnsanın teneffüs etmesi demektir. Yoksa yönetici olarak seçilmiş adamı değil de IQ’sü yüksek, iki tane doktorası olan adamı koyardın yönetici olarak. Demokraside iradenin teneffüs etmesi esastır.
PKK’ye giden adam ile vatanını korumak için askere giden arasında bir fark yoktur. Bunlar zor gelebilir. Kürdleri vurmak için askere giden bir adam şehit değildir. Ama samimi olarak vatanını korumak için iki taraftan da giden adam samimiyetinden dolayı şehit olur. Niye böyle söylüyorum, çünkü devlet sadece Kürt olarak PKK’lileri tanıyor, başka Kürt tanımıyor. Bu anlamda PKK’yi tek bırakan da devletin izlediği politikalardır. Demokratik ifadeye imkân vermediğin zaman geriye sadece şiddet dili kalıyor. Konuşturmadığın adamdan tekme yersen, niye tekme atıyor, konuşmuyor diyemezsin.
–Sizce Türkiye’de yaşayan Kürtlerin ne kadarı özerklikten yana, bir çalışma var mı bu konuda?
Kürdlerin çoğunun istediği şudur aslında: Şu anki mevcut devletin (ki adı şu an geçici olarak Türkiye’dir ve rızalar tahsil edilirse kalıcı hâle getirilebilir) Kürdlerin de devleti hâline gelmesi…
Ya bu ülkeyi Kürdlerin de devleti hâline getireceğiz, ya da Kürdlerin devlet olmaya hakkı bakidir, buna hiç kimse itiraz edemez, insani olarak, İslami olarak, ve demokratik olarak.
Sadece Hakkâri ayrılmak istese yine bir şey yapamazsın. Ben Kürdlerle Türklerin birarada olması taraftarıyım. Ama bunun sağlıklı bir birliktelik olması lazım. Kürdlerin hürriyetinin sadaka suretinde değil egemenlik olarak tam tanınması lazım. Ne zaman ki, Türkler Kürdlere “kardeşim ayrılabilirsiniz” derse o zaman Kürdler kalacaktır. Türkler bunu deme olgunluğuna varmadıkça Kürd sorunu çözülemez.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025