Murat AKSOY
'Yeni Sol'un AK Parti'den çıkabileceği öngörüme pek çok eleştiri geldi. Eleştirilerin temelinde iki nokta var. İlki AK Parti'nin otoriter bir parti olduğu, ikincisi de muhafazakâr gelenekten sol parti çıkamayacağı.
İlk itirazı çok anlamlı bulmasam da ikincisi tartışmaya değer.
Neden AK Parti içinde sol çıkmaz?
Muhafazakârlar solcu olamaz mı?
Şuradan başlayalım. Türkiye'de son on yıl öncesine kadar kendisini sağ ya da sol parti olarak sunan hiçbir parti evrensel anlamı olan bu kavramları hak etmediler. Bu onların olduğu kadar mevcut sistemin de suçudur. Çünkü Türkiye'de siyasal sistem, "siyasetsizlik" üzerine kurulmuştur. Askeri ve sivil bürokrasi siyasal sorunları "devlet politikası" maskesi ile kendi tekeline almış, bunun dışındaki işleri siyasi partilere havale etmiştir. Bu sistemin dışına çıkan lider ve partiler de açık ve örtülü darbelerle hizaya getirilmişlerdir.
AK Parti'yi özel kılan bu sistemin dışına çıkabilmesi ve toplumu esas alan yeni bir siyasal modeli adım adım kurumsal hale getirmesidir. AK Parti toplumu referans alarak bugüne kadar siyasi yelpazenin sağındaki siyasal partilerden ayrışarak yelpazenin soluna geçmiş ve orada kalıcı hale gelmiştir. Türkiye'nin normalleşmesi, sivilleşmesi işte bu sürecin kendisidir. Türkiye'nin siyaseti yeni öğreniyor olmasından kastım budur.
Siyasetin bu kadar yeni olduğu bir ülkede, siyaseti taşıyan kadrolar da onları sınıfsal olarak temsil eden toplumsal tabana da baktığımızda kültürel kimlik olarak muhafazakârları, İslami hassasiyetleri olanları görüyoruz.
Bugüne kadar solculuğu modernlik, yaşam tarzı, laiklikle özdeşleştirme olarak anlayan bir ülkede "Yeni sol AK Parti'den çıkar" öngörüsü elbette kafa karışıklığı yaratabilir. Ama kafa karışıklığının nedeni, bugüne kadar kendine sol/cu diyenlerin gerçekte hiçbir zaman sol/cu olmamalarından kaynaklanmaktadır.
Bu açıdan İdris Küçükömer'in yerinde tespiti ile bizde "sol" kabul edilen İttihat ve Terakki/ Halk Fırkası/ 27 Mayıs çizgisi temsil ettiği devletçi-seçkinci gelenek devleti korumayı ana siyaset olarak kabul ettiği ölçüde 'sol' değil, "sağ" siyasal çizgidir. Aynı şekilde bu devletçi-seçkinci geleneğe karşı halk kitlelerinin hak ve taleplerini savunmaya çalışan Hürriyet ve İtilaf/ Serbest Fırka/ Demokrat Parti/Adalet Partisi daha 'halkçı' bir siyaseti temsil ettikleri ölçüde daha "sol" bir tabana dayanmaktadır.
Artık bazı gerçekleri hem görmek hem kabul etmek hem de yüksek sesle dillendirmek gerekiyor. CHP'nin 1974-1977 dönemi hariç hiçbir zaman sol parti olmadığı bu gerçeklerden biridir. Türkiye'de evrensel sol referanslı kısmen tek deneyim 1960'ların ortasındaki TİP deneyimidir. Üçüncüsü Türkiye'de siyaset, evrensel siyaset yelpazesi ile kıyaslandığında yelpazenin sağında yapılmıştır. Siyasetin meşruiyeti toplum değil devlet olmuştur.
Bu gerçekleri çoğaltmak mümkündür.
AK Parti devleti değil toplumu referans aldığı için siyasal alanda rakipsizdir. Farklı geleneklerden gelen partilerin hepsinin birden "AK Parti karşıtı" olmaları bu yüzdendir.
Teorik olarak solun toplumsal tabanı sistemin dışladığı bütün toplumsal kesimler, sistemin mağdurlardır. Bu solun, ahlaki referansı da toplumsal adalettir. Bu yönü ile sol Türkiye'deki muhafazakârlarla ortak değerleri taşır. Müslümanlığın ahlak ve adalet vurgusunu dikkate aldığımızda, evrensel bir sol ile Müslümanlık ve muhafazakârlar arasında bir sorun olmayacağı gibi, Türkiye koşullarında Müslümanların, muhafazakârların solcu olmaları şaşırtıcı olmayacaktır.
Bunun örneklerini Latin Amerika'da görmek mümkündür. Oradaki sol partilerin birçoğunun kurucusu din adamlarıdır.
Yeni Türkiye'de siyaset AK Parti'nin tek başına durduğu toplumu referans alan yelpazede yapılacaktır. Bu yeni yelpazede sol bir parti yoktur. Bu sol, bugün kendine solcu diyenler tarafından "solcu" bulunmayan demokratlar tarafından doldurulacaktır. Bugün toplumda sol değerleri savunan yani daha çok özgürlük, eşitlik, demokrasi, adalet talep eden, kendini solcu olarak tanımlayan, tanımlamayan ya da kimliği dolayısıyla solcu bulunmayan birçok insan var. Bunların büyük kısmı da oylarını AK Parti'ye veriyorlar. İşte bu yüzden yeni Türkiye'de sol parti de AK Parti'den çıkacaktır.
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018