Mustafa PAÇAL
Terörsüz Türkiye mottosu altında devam eden sürecin bu aşamasında siyasi partiler, sürece dair sonuç alma önerilerini ve yol haritalarını raporlama aşamasına gelindi.
Partilerin raporları komisyonda tartışılacak ve sonunda bir çözüm yolu bulunmaya çalışılacak.
Önerileri birkaç başlıkta toplayacak olursak öncelikli sırayı örgütün lider kadrosu ve üyelerinin topluma kazandırılması için hangi hukuki ve adli sürecin işletileceği tartışılıyor. Diğer yandan Öcalan için umut hakkı sürecinin işletilip işletilmeyeceği dair başka bir tartışmada sürdürülüyor.
Sürecin diğer bir önemli gündemi ise anayasa ve yasalarda yapılması düşünülen değişikliklerin neler olacağı…
Ve çok tabii ki süreçle doğrudan veya dolaylı siyasi ve toplumsal önerilerde siyasi partilerin sundukları arasında bulunuyor.
Şimdilik durumun nereye doğru ve nasıl bir yol izleyeceği veya yönlendirileceği bilinmemekle beraber bu aşamada fazlaca umutlu olmayı gerektiren somut gelişmelerin olmadığı da bir gerçek olarak ortada duruyor.
Memlekette bir barış veya çözüm süreci havası görülmüyor çünkü, her sabah neye hangi kötüye uyanacağımız meçhul…
Anlayacağınız dikta rejimi devam ediyor.
Örneğin Selahattin Demirtaş, AİHM Büyük Dairesi kararına rağmen hala serbest bırakılmaması ve neredeyse iki aya yakın bir zamandır anayasaya rağmen bu karara ayak diretilmesi bile çözüm süreci iklimi içinde olduğunuz duygusunu insana vermiyor.
Kanımca Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması sonucu ona gösterilen sevgi ve dayanışma gösterilerinin coşkusu ve kitleselliğinden korkuyorlar.
Diğer yandan henüz daha haksız yere görevden el çektirilen belediye başkanlarından bir tanesi bile görevine geri dönemedi.
Sürdürülen duruşmalar için hazırlanan iddianameler, hukuki açıdan içi boş dosyalar gibi sürdürülmekte olan tutuklamalar adeta ceza infazına dönüştürülmüş durumda…
Ekrem İmamoğlu hakkında sürmekte olan davaların toplumda derin bir “adalete güvensizlik” sorunu yarattığının görülmesi ve davaların kamuoyu nezdinde aleniyet içinde sürdürülmüş olmaması da papağan gibi her gün “Türkiye bir hukuk devletidir.” demekle ortadan kalkmıyor.
Kürt sorununun ilkbaharı dediğimiz 2013-15 yılları arası süren süreçte anlaşıldı ki bu sorun devletin baştan aşağıya demokratikleşmesi ve hukukun üstünlüğünün hakim olduğu bir yapıya dönüşmesiyle mümkün olacaktır.
Yani tekçi bir devlet yapısından çoğulcu bir devlet yapısına (ulus devletten, çok uluslu devlete) dönüşmesinden bahsediyorum.
Eşit yurttaşlık hakları bu dönüşümün başında geliyor.
Bunun anlamı Türklerle Kürtler eşit yurttaş olarak birlikte yaşayacak veya hayır biz ayrı yaşamak istiyoruz diyerek ayrılma yani kendi devletini kurma hakkını kullanacak.
İki dilli bir anayasa düzenlemesi olacak Türkçe ve Kürtçe…
İki dilde, ana dili olarak kabul edilecek ve herkes kendi ana dilinde eğitim alma hakkına kavuşacak.
Avrupa Yerel Özerklik Şartı anlaşmasına uygun bir yerel yönetim yapılanmasına gidilmesi gerekecek…
Tüm bunların yapılabilmesi için devletin 1.Cumhuriyetin ideolojik ve siyasi kalıplarında çıkarılması ve Mehmet Altan’ın dediği gibi 2.Cumhuriyete belki 3.Cumhuriyete geçebilmesi gerekiyor.
Bunların bu aşamada yapılabilmesinin siyasi ve toplumsal zeminini şimdilik göremiyorum.
Oysa AB tam üyelik sürecine devam edebilseydi demokratik hukuk devleti olunması yolunda bu adımları atabilir, Kürt sorunu ve diğer sorunları bugüne kadar çözebilirdik.
Devlet ve AK Parti hükümeti bunu istemedi ve kendi başına buyruk yaşamak daha fazla işlerine geldi ve şimdi her alanda gırtlağına kadar batmış bir ülke durumuna getirildik.
Sürecin bir diğer ayağı ise Suriye’deki gelişmeler…
Şimdilik SDG ile Şam yönetimi arasında 10 Mart açıklaması üzerinden bir anlaşma olmasa bile son gelişmelere bakıldığında Şam yönetimi yeni bir teklifte bulundu.
SGD üç tümenle orduya entegre olacak, önemli bakan yardımcılıkları içişleri, savunma gibi verilecek.
Bu durumda yine görüşmeler olacak ve yılsonuna kadar verilen anlaşma süresi yeni yıla sarkacak gibi gözüküyor.
Aslında Suriye, federatif bir siyasi çözüm üzerinden Irak benzeri bir anayasa ile sorunlarını aşabilir.
Türkiye’nin Kürtleri ve SDG’yi tehdit ederek tekçi devlet zihniyeti üzerinden Suriye’de gideceği bir yol bulunmuyor.
Türkiye daha çoğulcu ve barışcı diyaloğa açık bir komşu rolünü üstlenmeli.
Zira bugün yine bir çözüm süreci içindeyiz ve yine demokratik hukuk devleti açısından önümüzde fırsatlar var.
Meclis zemininde ve toplumsal süreçlerde yeni demokratik bir anayasa yapabilme fırsatlarını bu anlamda değerlendirelim.
Yeni demokratik bir anayasa ile hem Kürt sorununu çözülmesi ve hem de AB tam üyelik müzakerelerine güçlü bir geri dönüş yaparak kaçırdığımız fırsatları yeniden birlikte yakalayalım.
Olur mu dersiniz isterseniz olur ama bunu yapabilmek için önce “itibardan tasarruf etmek” lazım…
Yani Kürt baharını kışa çevirmemek lazım…
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
17.11.2025
4.01.2022
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020