Mustafa PAÇAL
Genel seçim sonuçları üzerine yapılacak en yerinde değerlendirme “Erdoğan despotizmine karşı toplumun gösterdiği tepki” demek doğru olacaktır.
Seçim öncesi çokça tartışılan bir sorundu bu, anayasayı hiçe sayan, devletin her türlü olanağını arkasına alan, hattâ bürokrasiyi parti teşkilatı gibi kullanan ve açıkça AKP’yi destekleyen bir seçim kampanyası sürdürdü.
Toplum bunun adaletli bir seçim yarışı olmadığını anladı.
Erdoğan, daha fazla dayatırsa daha fazla oy alacağını zannetti.
Daha görkemli miting ve kutlamalar yaparsam “işi bitiririm” diye düşündü, ama olmadı.
Bence AKP tüm bunlar da olmasaydı bu oranda oy da alamazdı.
Çünkü AB süreci, demokratikleşme ve yeni anayasa yolundan çıkan, totaliter bir siyasi rejim yoluna giren, içeride “paralel devlet” diye “cadı avı” başlatan Erdoğan ve onun AKP’sinin yüzde otuz seviyelerinde bir oy alması gerekirdi.
Dediğim gibi, devletin olanaklarını sınırsız ve hukuk tanımaz şekilde hovardaca kullanmanın yüzde 40 oy almada kuşkusuz etkisi oldu.
Zaten yüzde 10 gibi dünyanın en antidemokratik seçim barajına sahip olunması, siyasi parti yasasındaki engelleyici ve baskıcı düzenlemelerin yanı sıra siyasi partilerin finansmanındaki adaletsizlikleri ve AKP merkezi ve yerel yönetimlerin olanaklarını istediği gibi kullandığını da bunlara eklediğimizde yüzde 40 oranında oy alması bu nedenlerin üzerinden açıklanacak bir şey oluyor.
HDP seçimlerden en başarılı parti olarak çıktı.
Seçim öncesi bir yazımda belirttiğim gibi, HDP’nin seçimlere parti olarak girme kararını vermesi sol ve demokrat çevreleri HDP’ye destek için önemli bir sorumlulukla karşı karşıya bıraktı.
HDP bu başarısıyla siyaseten daha da önemli bir aktör konumuna geldi.
İçte Kürt sorununun çözümü ve yeni demokratik anayasa için, dışta ise bölgesel ilişkilerin normalleşmesinde önemli roller oynaması HDP’den beklenenlerin başında geliyor.
Ayrıca bir bütün olarak toplumsal kutuplaşmanın giderilmesinde ve toplumsal barışın güçlendirilmesinde diyaloga açık ve “yapıcı” bir siyasi yol izlemesi onun daha geniş kitlelerle siyasi temas kurmasına yardımcı olacağı kadar bu seçimlerde kazandığı Türkiye partisi olma kimliğini de daha güçlendirecektir.
Sırrı Süreyya Önder’in “Çözüm sürecini MHP ile de görüşürüz” açıklaması yapıcı siyaset bakımından bu yönde söylenecek en etkili sözdü.
Diğer yanda ise sol ve demokrat çevreler 1965 seçimlerinde TİP’in üzerinden elde ettiği siyasi başarıdan sonra ilk defa HDP üzerinden ülke siyasetine müdahale edebilme olanağını elde ettiler.
Şimdi sıra bu olanağı demokratikleşme mücadelesinde başarılara çevirmeye geldi diye düşünmek gerekiyor.
Bu arada çokça değerlendirmelerin bence en dikkat çekeni, aşağı yukarı beklenen seçim sonuçlarından ziyade çıkan siyasi tablonun içinden nasıl bir koalisyon hükümeti çıkacağı noktasında odaklanıyor.
Seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı meclis aritmetiği üzerinde hükümet kurma hesapları muhtelif seçenekleri oluşturuyorsa da, ben konuya daha çok bu dengeler üzerinden değil demokratikleşme odaklı hükümet programı üzerinden bakılmasını önemli görüyorum.
Hükümet programı üzerinde hangi noktalara itirazları var veya kabul ettikleri noktaları nelerdir, yani Meclis’teki sandalye sayısından ziyade demokratikleşme odaklı ortak bir hükümet programı üzerinden koalisyon kurulmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu saatten sonra kurulacak olan her hükümetin erteleyemeyeceği, çözüm getireceği temel siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunlar var.
Yeni demokratik anayasa, Kürt sorununun çözümü, AB ve bölgesel ilişkilerin normalleşmesi, ekonomide yapısal sorunların çözümü, büyüme ve rekabet odaklı programların uygulanması ve son olarak toplumsal barış ortamının sağlanması…
Her şeyin hayırlısı olsun diyelim.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020
7.02.2020
22.10.2020
12.10.2020
2.09.2020
26.08.2020
15.08.2020