Nabi YAĞCI
8 MART’I KUTLARKEN ONDAN ÖĞRENMEK...
9.03.2022
1001
Kadın Hareketi bir yandan anılmayı yani bu uğurda geçmişten günümüze verilen çok zorlu ama o ölçüde de onurlu olan o mücadeleleri hatırlamayı gerektirir, başka deyişle çiçeklerle, güzellemelerle ya da sloganlarla yılda bir defa kutlanacak bir gün değil 8 Mart; Öte yandan elbette yalnızca geçmişi hatırlayıp anmak değil aynı zamanda kutlamak da gerekiyor, zira bugün bizde ve dünyanın hemen her yerinde pek çok kadın şiddet görüyor, eşitsizliklerle, türlü mağduriyetlerle karşılaşıyor ama bu çıplak gerçeklere karşın yine de Kadın Hareketi dünya ölçeğinde kendini varedebilmiş, erkek dünyası karşısında bir Kadın Dünyası yaratabilmiş, etkili bir küresel özgürlük hareketi niteliği kazanmış ve dünyayı değiştirmeye soyunmuş ve böylece kendisinin kutlanmasını fazlasıyla hak etmiştir, o nedenle çiçekli, şenlikli bir bayram olarak kutlanmalıdır elbette. Ne yazık ki, bizde öyle olamıyor, bu 8 Mart’ta da, engellemeler vardı, barikatlar kuruldu, yer yer biber gazı, coplar konuştu yine, ama yine de engellenemediler.
Bütün bunlar bir yana şu soru üstüne düşünmeyi tam da bugün çok önemsiyorum:
Kadınlar bu başarıyı nasıl yakaladılar?
Bu konuda esas olarak kadınlar konuşmalıdır, onların başarılarını onlara öğretmek gibi bir haddini bilmezlik içine düşmekten sakınırım. Bu konuda başkaca referanslar da verilebilir ama ben İstanbul Bilgi Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Birimi tarafından düzenlenen 2007 konferanslar dizisi içinde yer almış olan Prof. Dr. Fatmagül Berktay’ın “ Kadınların İnsan Haklarının Gelişimi ve Türkiye” başlıklı makalesini öneriyorum. Eğer ulaşırsanız bu makalede özellikle “ Yeni bir kavram “Kadınların İnsan Hakları” bölümüne bakmanız yararlı olur. Bu makale hayli uzun o nedenle aktaramıyorum, dilerseniz internet üzerinden ulaşabilirsiniz.
Biliyoruz ki, Kadın Hareketi, Feminist hareket tek parça, monolitik bir hareket değil, içinde ideolojik, siyasi, din, dil, etnik, renk, örgüt farklılıklarına karşın, bütün bu farklılıkları bölünüp parçalanma nedeni değil bir zenginlik nedeni haline getirmeyi başarmış bir hareket. Bunu görüp söylemek için derin analizler gerekmiyor şüphesiz. Ama yukarıda sözünü ettiğim makaleden kalkarak şunun altını çizmek istiyorum: Kadınların, halâ mağdur olsalar bile mazlum olmaktan çıkıp hak talep eder duruma gelmelerinde yani muktedir bir güç olma pozisyonu kazanmalarında, yalnız hukuk alanında değil siyasal, kültürel, sanatsal, özel ve kamusal her alanda kadın sorununu “EVRENSEL İNSAN HAKLARI SORUNU” olarak ortaya koymaları belirleyici olmuştur. Diğer yandan insan hakları ilkesi “ÜST BELİRLEYİCİBİR İLKE” olarak kadın hareketini, içindeki tüm farklılıklara karşın çoğulcu, dayanışmacı bir özgürlük hareketi olarak ortaya çıkmasını, Feminist hareket olarak kendine özgü bir kişilik kazanmasını sağlamıştır. “Kadın, ne erkeğin ne de toplumun güzellik nesnesi değil, kölesi hiç değil eşit haklı bir insandır” gerçeğinin, aslında bu çok doğal, yalın gerçeğin pek çok aşamadan geçen zorlu mücadelelerle ilke düzeyine yükseltilerek kabul ettirilmesi demekti bu.
Kadın Hareketinin, Feminist hareketin başarılarının nedenlerini görmek, yalnızca bu hareketi daha iyi anlamak için değil, son derece güncel ve hayati başka bir nedenle önemlidir. Daha önce Suriye ve başka yerlerde de gördüğümüz ama bugünlerde Putin’li Rusya’nın Ukrayna’yı her tür insan haklarını çiğneyerek işgal etmesiyle artık iyice su yüzüne çıkmış olan; diğer yandan gerisinde “Batı ittifakı” perdesiyle gizlenmiş silah tekellerinin yer aldığı küresel çapta savaşın ve ırkçılığın “yeni” dalgasına karşı durabilmek için; bir başka açıdan ise, ikinci dünya savaşından iyi bildiğimiz “vatan savunması” şovenizmiyle toplumların şaşırtılıp silahlandırılmasına, militarize edilmesine karşı koyabilmek için, tüm bunlar için küresel çapta bileşik bir barış hareketinin yaratılabilmesi hedefiyle kadın hareketinden çıkaracağımız dersler önemlidir kanımca.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.09.2022
10.06.2022
9.03.2022
12.09.2021
6.04.2021
17.03.2021
12.02.2021
8.02.2021
6.02.2021
3.05.2020