Nermin ALPAY
Önceki sayıda liman mı, barınak mı, tuzak mı, ne olduğu belli olmayan “limanın” büyütülmesinin Akçakoca’nın merkezinde kalan son plajının da kumuna verebileceği zararlardan bahseden yazıma, gazetemiz yazarlarından Ergün Bey
oldukça ağır bir eleştiri yazısı döşenmiş…
Bizler, onun deyimiyle “ nostalji çeteleri” sırf nostalji takıntımız yüzünden geleceğe ait ufukları göremiyoruz. Geçmişte tıkılıp, kalmışız…
Akçakoca’ya barınak penceresinden bakmak, insanı körleştiriyor… Görüş alanınız balıkçı barınağını ne olursa olsun korumakla sınırlı kalınca, var olan değerlerin geleceğe kalması için söz söyleyenlere “ nostalji çetesi” yaftasını yapıştırıveriyorsunuz. Akçakoca’nın geleceğine balıkçı barınağından bakarsanız, yazılanları kendi varlığınıza tehdit olarak algılamanız da kaçınılmaz olur. Oysa bizler, Akçakoca’nın kumuna zarar vermeden balıkçıların yaşamını sürdürebilecekleri alanları nasıl yaratabileceğimizi tartışmalıydık. Balıkçıları barınak gibi alanlara tıkmak yerine; ülkemizde ve dünyada örnekleri olan “balıkçı köyü” formatında bir yaşam alanı yaratmak için projeler hazırlayabilmeliydik.
O bölgenin balıkçı barınağı yapılmadan önceki haline dönmesinin mümkün olmadığının farkındayım. Bu yüzden “ah, o günler” diye hayıflanarak, bugünkü durumuna razı olmalı mıyız? Balıkçı barınaklarının kiralama ve düzenleme işlemleriyle, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ilgileniyor. Yerel halkın istekleri dikkate alınmadan, Akçakoca’yı bilmeden, merkezden (tepeden) hazırlanmış yönetmeliklere dayanarak; Halka açık olması gereken bu alan kiralanırken baştan hata yapılmıştır. Akçakoca balıkçılar kooperatif yönetimi;popülist yoksul edebiyatı yapmak yerine, kiraladığı alanı işletme konusunda neden başarısız olduğunu anlatabilirse, bizler o bölgenin sorununu daha iyi anlayabiliriz. ( Bu ülke de, Fiskobirlik dahil kooperatiflerin neden iyi bir işletme olamadıklarını ayrıca incelemek lazım) Akçakoca’nın en güzel yerinde, temizlenmeyen, düzenleme yapılmayan, sahipli ama “yetim kalmış” barınak bölgesinde; etraf, çerden çöpten geçilmiyor.
Orada yaşayanlar kendi alanlarını temiz tutmak konusunda gereken özeni göstermeyince, dışarıdan gelenler de bölgeye çöplük muamelesi yapıyor.
Daha geçen sayımızda Akçakoca dışından gelen teknelerin barınağı pislik içinde bırakarak, şehrimize tek kuruş kazandırmadan geçtiklerinden bahsetmiştik.
( Birilerine gelir kazandırıyorsa neden o gelirden düzenlemeye pay aktarılmıyor.)Kentin merkezinde bulunan barınak, tüm Akçakoca halkı’nın vizyonu olarak,
sizce neye hizmet ediyor?
Bu popülist politikalar yüzünden, büyükşehirleri gecekondularla donatmadık mı? Ormancılar işsiz kalmasın, günü kurtarsın diye ağaçları kesmedik mi? Fındık yetiştirmek için ormanları talan etmedik mi?
Bu yüzden insanlar daha iyisini istemek yerine, elindekine sarılıyor. Yoksul insan, kendisine dayatılan bu kısır döngüye teslim oldukça, iyileşme gerçekleşmeyecek.
Açlığın, işsizliğin çözümü, bugün elimizdeki kültürel ve doğal varlıkları tüketerek, gelecek nesillere çöl ve beton bırakmaktan geçmez.Doğanın korunması ile insanı karşı karşıya getiren politikalar, yoksulluğun nedenini göz ardı ediyor. Oysa, doğal dokuya zarar vermeden insan odaklı projeler üretmek gerekiyor.
Balıkçılar için, barınak gibi primitif çözümler yerine, yüz yıllarca kalacak alternatif projeler üretilmelidir.
Derme-çatma gecekondu benzeri barınak için enerji harcamak yerine;çevre koruma projelerinden destek alınarak ( başka destekler araştırılarak), Akçakoca’ya ve balıkçılara yakışacak örnek bir balıkçı köyü inşa edilemez mi? Böyle bir proje, hem balıkçıları, hem de Akçakoca’yı kurtaracak büyüklükte olacaktır. Artık, soğan-ekmekten başka lezzet bilmediği için, zengin olunca da “soğanın cücüğü” ile yetinen çoban psikolojisinden kurtulmalıyız.
Ben hala, Akçakoca’nın nadir bulunan kumunun önemli bir hazine olduğunu düşünüyorum. Halka açık olması gereken alanlar, merkezi yerler, hiçbir kurum tarafından özel kuruluşlara kiralanmamalıdır. Ama; bizde maalesef, yetkili merciler, doğru veya yanlış bir karar almışlarsa “zararın neresinden dönsek kardır” diye hareket etmezler. Bu yüzden, o bölgede inşaata başlanmadan önce, kumun denizdeki hareketini inceleyerek, liman inşaatının verebileceği zararları iyi hesaplamalarını istemekten ve önlem almalarını dilemekten başka çaremiz yok görünüyor.
Keşke ! var olan barınak bölgesinde; çevre düzenlemesi yapılarak, halka açık çay bahçeleri vb. mekanlar oluşturulabilse. Su Parkı (AQUA PARK) olsa mesela…O zaman, liman bölgesinde büyüyen gençler de kendileri için bir şeyler ifade eden mekandan ayrılmak zorunda kalmayacakları gibi, daha yaşanabilir alanlara kavuşabilirlerdi.
Ben insan soyunun her zaman daha iyisine layık olduğunu düşünüyorum. Var olandan daha iyisini istemek için de bilgi ve görgü sahibi olmak gerekiyor.
İnsanlara güven ve huzur veren bir balıkçı köyü inşa edilebilseydi, Akçakoca’nın turizm açılımına ve yüzyıllık geleceğine inanılmaz bir katkı sağlayabilirdi.
Kimbilir ? Belki hala umut vardır…
Nermin Alpay
e-mail: [email protected]
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2019
23.03.2017
18.07.2016
4.09.2014
28.07.2014
23.06.2014
6.04.2014
2.04.2014
6.03.2014