Nermin ALPAY
33. Abant Platformu, Abant’da toplanma geleneğinden zorunlu olarak vazgeçmek zorunda kalınca yolu Akçakoca’ya düştü.
Bu dönemin konusu “ Türkiye’nin Yönü” tartışmasına yüzden fazla entelektüel, Profesör ve bilim insanı katıldı. Türkiye’de Demokrasi, demokratik katılım, çevreye duyarlı kalkınma, kuvvetler ayrılığı ve sistem tartışmalarının yapıldığı toplantıya Akçakoca’daki siyasi parti temsilcilerinin ilgisi yoktu. Platform toplantısında “Ortadoğu’daki Gelişmeler ve Türkiye” konusunda sunum yapan Eski Dışişleri Yaşar Yakış, yılların birikiminine rağmen “ bu toplantıda çok şey öğrendiğini” ifade ederken, Akçakoca’nın önde gelen siyasetçileri zaten herşeyi biliyorlardı.
Abant Platformu katılımcıları, giderek otoriterleşen bir iktidar karşısında demokrasinin nasıl korunabileceği ve geliştirilebileceğini tartıştılar. “Hakimlerin siyasi idareden bağımsız olması, İdari otoritenin ekonomik iktidarının kontrolü “ gibi demokratik arayışlar ve alternatifler konuşuldu. Mevcut 12 Eylül 82 Anayasasında yer alan ve bir türlü değiştirilmeyen, %10 baraja dayalı SEÇİM YASASI’nin Kartel partiler yarattığı, seçim sistemi değişmedikçe tüm kesimlerin demokratik olarak temsilinin mümkün olmadığının üzerinde duruldu.
DEMOKRASİ’YE AYDINLARIN MI İHTİYACI VAR?
İfade özgürlüğü ve bilgiye sınırsızca ulaşma hakkı, örgütlenme hakkı, sivil itaatsizlik olarak ifade edilen kavramlar; gelir gurubu düşük olan kesimler için ne ifade ediyor? Halk cahil olduğu için mi makarna+kömür = AK Parti’ye oy veriyor? Ak Partiye oy verenlerin ne kadarı yoksul, ne kadarı AKP ile birlikte yaşam standartını yükseltti ? Yakın zamanda yaşanan SOMA Maden Faciası’nı yaşayanların çoğunluğunun AKP’ye oy vermesi tesadüf mü? Çalışma koşulları kötü de olsa evine ekmek götürmesini sağlayan çarkın başında AKP İktidarını gördüğü için olmasın? “ Denize düşen yılana sarılır.” İşçileri “gönüllü” olarak kölelikten beter çalışma koşullarına iten, sendikalaşmasını engelleyen, yanlızlaştıran 12 Eylül Darbesinin sendikal hareket üzerinde yarattığı tramvadır. Ak Parti iktidarı da taşeronlaşma ile ÖRGÜTLENME HAKKInı tamamen yok etmiştir. ( Var olan sendikanın işveren tarafından nasıl kurgulandığını hep birlikte gördük.)
İŞÇİ SINIFI ÖRGÜTLENEREK HAKLARINI SAVUNABİLİR.
Geçmiş dönemde beyaz yakalı olarak ifade edilen ofis çalışanları ile fabrikada çalışan mavi gömlekli işçiler arasında bu kadar keskin bir ayırım yoktu. Aradaki mesafe açıldıkça, birlikte örgütlenmenin ve mücadele etmenin koşulları da zorlaştı. Oysa bu ayırım o kadar yapay ki… Günde Sekiz saat çalışma hakkının çiğnendiği, birkaç elemanın yapacağı işin tek kişi üzerine yıkıldığı, fazla mesai kavramının çoğu yerde unutulduğu kimse için sır değil. Ama İŞİNİ KAYBETME KORKUSU” her çalışanın içine öyle bir işlemiş ki, örgütlenmek şöyle dursun, örgütlenmenin lafından korkuyor.
Bu ülkede Yaşam hakkı var mı?
Yaşama hakkını; Dünyaya gelen her canlının, barınma beslenme ve kendi türünü devam ettirme hakkı olarak ele alacak olursak; doğduğu yerde karnını doyuramayan, barınamayan bir canlının yaşam hakkının olduğunu söyleyemeyiz.
Eğer Soma’ da toprağını işletemeyen çiftçi, memleketinde iş bulamadığı için Soma’ya göçen işçi bir lokma ekmek uğruna hayatını riske atıyorsa, Devlet okulunda, Harç parasını yatıramayan öğrenci, İstanbul’da Gökdelenin inşaatından düşüp, hayatını kaybediyorsa YAŞAM HAKKI yoktur. Bunların nedenlerinin tartışılması ve ölümcül sonuçların önlenebilmesi için; Demokrasiye, Aydınlardan çok alt gelir gurubundakilerin ihtiyacı vardır. Aydınlar, ölümle- yaşam arasında mücadele eden insanlarla bağ kurabilmek için demokrasiye olan ihtiyacı anlatmanın yollarını, araçlarını bulmak zorundadır.
BU DÜNYA HER CANLIYA YETER…
Yaşam hakkının insan türünün devamı için önemini tartışırken; İnsanın çevresiyle, ( ağacı, kuşu, kurdu, ayısı, solucanı, kedisi, köpeği) birlikte yaratıldığını unutmadan yaşam alanlarımızı korumamız gerekiyor. Yaşamın değersiz olduğu algısı, sokağınızdaki bir ağacın kesilmesiyle, bir sokak köpeğinin zehirlenmesiyle bilinçaltımıza kazınıyor ve kendimizi onlardan ayrıcalıklı görmeye başlıyoruz. “ Ağaçtan daha değerliyiz” duygusundan başlayarak, kendimizi ait gördüğümüz sosyal statüye kadar herşey farkında olmadan değersizleşiyor. Çöpümüzü alan çöpçüyü, madenin derinliklerinde kaybolan madenciyi, mahallemize girip orada olduklarını gözümüze sokmazlarsa görmüyoruz. İnsanlıktan çıkıyoruz ama bunu fark etmiyoruz.
BU YÜZDEN YAŞAM HAKKINI SAVUNMAK İNSANLIĞIMIZI KORUMANIN TEK YOLUDUR.
İnsan, dünyanın efendisidir algısı değişirse; İnsanın efendileri de olmaz. Altta kalanın canı çıksın anlayışından, daha demokratik, daha eşit ve daha yaşanabilir bir dünyaya kavuşmak için, çevreye ve orada yaşayan canlılara saygı göstermek zorundayız.
Demokrasi olursa, herşey rahatça konuşulup, tartışılabilir ve kimse kimseyi kandıramaz. Örgütlenebiliriz ve haklarımızı koruyabiliriz. Gelişkin bir yaşam kalitemiz olur ve kendimize saygı duyarız. İyi bir çevrede yaşamanın kuralının çevreyle, diğer canlılarla uyum içinde olmaktan geçtiğini kavramamız kolaylaşır.
İŞTE O ZAMAN AŞKIN DEMOKRASİ deyince; tüm canlılarla uyum içinde bir yaşamı kastettiğimizi ve bunu hakettiğimizi biliriz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları











































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2019
23.03.2017
18.07.2016
4.09.2014
28.07.2014
23.06.2014
6.04.2014
2.04.2014
6.03.2014