Ömer F. Gergerlioğlu
Kanal D'de Beyazıt Öztürk'ün programında bir seyircinin canlı yayına bağlanması ve söylediği sözler Türkiye'nin önemli bir yarasını gündeme getirdiği ve ardından o yaraya tuz basıldığı için hepimizin gündeminde.
Ayşe Çelik'in sözleri iktidar medyası tepki göstermese herkesin altına imza atabileceği sözlerdi. Ama iktidar medyası, Ayşe öğretmeni, Beyazıt Öztürk'ü ve Kanal D'yi "PKK'cı" ilan edince işler değişti, suç olmayan sözler için özür dilendi. Söylediği insani, vicdani sözler değil, öğretmen olup olmadığının tartışmaya açıldığı bir cinnet hali yaşamaya başladık. Bebek beklediği öğrenilen Ayşe Çelik büyük bir korkuyla olayları izlemeye başladı.
"Kral çıplak" demeye cesaret edecek kaç kişi var acaba şu toplumda? Toplum o denli kutuplaşmış durumdaki yukarılardan gelen bir sese göre "doğru, yanlış" tanımı yapılıyor. Aslında Ayşe Çelik'in bu feryadı, şu an Diyarbakır'da veya bölgenin diğer yerlerinde sokakta durdurup durumu soracağınız herhangi bir kişinin söyleyeceği sözlerdir. Kısa bir süre önce bulunduğum Diyarbakır'da toplumun sesi bu yöndeydi. Ayşe öğretmen bu duygu ve düşünceyi sadece yüksek sesle seslendirdi .
"Barışı isteyenler" grubu olarak farklı kesimlerden yazar, sanatçı ve akademisyenler olarak 10 gün kadar önce, 106 kişi Diyarbakır'daydık. Biz Diyarbakır'da ilk önce önemli bir sitemi hissetmiştik. Batıdaki insanlara yönelik "burada ne olup bittiğinin farkında mısınız?" şeklindeki sorulara muhatap kalmıştık. Ayşe Çelik de aynı feryadı dile getirdi, Diyarbakırlıların sesi oldu.Yalnız kalan insan büyük bir çaresizlik içindedir. Ayşe Çelik de bunun için siyasi içerikli bir programı değil, bir eğlence programını arayarak sorununa çözüm bulmaya çalıştı. Sesini duyurmaya çalışan yalnız bir insanın, bir toplumun davranışıydı onun yaptığı.
Ayşe Çelik'in "bu yaşananlara bir sanatçı olarak , insan olarak sessiz kalmamalısınız, dur demelisiniz" sözünün aynısını Diyarbakırlılar da bize söylüyordu. Ses getirebilecek her kesime uzanma çabasının yansımasıydı Ayşe öğretmenin yaptığı. Biz bu sesi duymuş ve elimizden gelen her türlü yolla bu feryadı her yere duyurmaya çalışıyorduk. Bu feryadı ilk önce Diyarbakır Valisine sonrasında da Başbakan Ahmet Davutoğlu'na kadar iletiyorduk ve yine de sorunların çözülemediğini daha çok ses yükseltmek gerektiğini görüyorduk. Ayşe öğretmen içten bir sesle bu kısır döngüye müdahil oluyordu sadece.
Ayşe Çelik haklı, ölen çocuklara sevinenlerden bahsediyor, belki bu birilerine abartı gelebiliyor ama "çocuklar ölmesin" dediği için hakkında terör örgütüne destek olma soruşturması başlatıldı. Demek ölen çocukları savunmak suç unsuru birşey..! Ayrıca biz batıda Taybet ana'yı, Miray bebeği, Helin Şen'i gündeme getirdiğimizde bir refleksle bizi de düşman safına koyan, "PKK destekçisi" ilan eden çok kişi var. Bu kişilerin gözleri o denli siyasi hırslarla, taraftarlık duyguları ve komplo vehimleriyle dolmuş ki vicdandan çıkan bir sesi boğmaya, imha etmeye çalışıyorlar. Ayşe Çelik bir de batıda "barış" diyene "terörist" dendiğini duysaydı ne derdi?
Batıda çocuklar okullarına rahatça gidebiliyor. Ancak okullar başladığından beri okuluna gidemeyen çok çocuk var Diyarbakır ve diğer illerde. Diyarbakır'dayken biz okuluna gidemeyen ve bu yüzden ağlayan çocuklarla konuşmuştuk. Böylesi bir halde ve savaş için öğretmenlerin memleketlerine yollandığı bir ortamda ne deseydi Ayşe öğretmen?
"Buralarda yaşananlar medyada çok farklı anlatılıyor" deniyorsa vicdan ehli kişilerin oralara giderek birebir gözlemlerle ne yaşandığını gözlemlemesi gerekmez mi? Bir iddia varsa kendi önyargılarımızla mı hareket edeceğiz, yoksa yerinde gözlem mi yapacağız? Biz bunu yapmaya çalıştık ve kendi adıma şehadet ederim ki Ayşe öğretmen doğru söylüyor. Doğru söyleyenin 9 köyden de kovulduğu günlere kalsak da 10. köyün vicdani rahatlığı hiçbir şeye değiştirilemez.
Ayşe öğretmen sesi olduğu Diyarbakırlılar adına "sessiz kalmayın" derken onun sesini de boğmaya çalışıyorlar. Bu, kabul edilebilecek birşey değil. Bir mazlumun feryadına herkesin kulak kabartması gerekirken olay siyasi mülahazalara kurban ediliyor ve feryad eden suçlu ilan ediliyor. Böylesi bir gerçeklerin ters yüz edilme girişimine karşı hepimiz imtihan halindeyiz. Buna boyun eğip onurumuzu mu çiğneteceğiz, yoksa hakkı mı haykıracağız?
Öylesine bir dünyada yaşıyoruz ki "çocuklar ölmesin" diyenler tedirgin, korku içinde, bu sözden hoşnut olmayanlar gayet mağrur ve mutlu. Çatışmanın siyasi yaklaşımlarla değil, insani yaklaşımlarla olması gerektiğini söyleyeni aklı selimi, çözümü bulan olarak görmek yerine, hedefe koymak, bunu yapmaya çalışanı ötekileştirmek, suçlu ilan etmek ne acı!
Aslında sadece Ayşe Çelik değil tüm Diyarbakırlılar hakkında suç duyurusu yapmalılar(!) Çünkü bomba, kurşun sesleri arasında tüm Diyarbakırlılar her iki tarafa da "masaya gelin, 30 yıldır savaşla çözülmeyen, yine savaşla çözülmez, çocuklar ölmesin " diyor. Maşeri vicdanın sesinin korkutmayla boğulmaya çalışılması nasıl bir şaşkınlık içinde olunduğunun göstergesidir.
Gerçekler ters yüz edilebilir ama vicdanlar ters yüz olmamalı. Bu konuda görev tüm topluma düşüyor. Çıkarı için değil vicdanı için düşünenler için çok önemli günler başlıyor artık. Daha çok imtihan edileceğiz ve kazanırsak daha çok insan olacağız.
@gergerliogluof
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018