Ömer F. Gergerlioğlu
“FETÖ" sonrası diğer cemaatler heyecanla ayağa kalkmış durumda. Çünkü boşalan çok kadro var. Liyakat esasına göre hareket etmek yine sözde kalacak gibi.
Bir cemaatın güç hırsının patlamasıyla ortaya çıkan tablo yine ibret alınmadığını veya zaten alınmayacağını gösteriyor. Gülen, bir dönem sıradan bir coşkulu vaiz olarak klasik temalarla cemaat oluşturmaya çalışmıştı. Ancak sonradan makas değiştirerek devlete hakim olmak için takiyye metodunun etkili olduğuna inandı. Bilhassa devletin etkili yerlerinde güç sahibi olmak için öğrencilerine özel yönlendirmelerde bulundu. Elde ettiği güç ulusal sınırları da aşıp uluslararası olduğunda artık kendisine çok güveniyordu. İktidar ile girdiği güç savaşında kaybettiğini anlamayacak kadar güç sarhoşu olmuştu, sonunda inanılmazı yaptı ve darbeye tevessül etti. Başarısız olacağı çok belli olan darbe girişiminin hiç sorgulanmaması bile ne denli hormonlu bir büyümeye sahip özgüvenin olduğunu ortaya koyar.
Şimdi önemli olan diğer cemaatler. Türkiye'de Kemalist kesimler cemaatlerden haz etmezler ancak önlenemeyeceğini halen öğrenemediler. Bu toplumun yapısına uygun ve beklenen, istenen bir yapılanmadır cemaatçilik. Yıllardır en zor koşullarda bile dindar toplumun ne denli zorluklarla cemaatlere destek verdiği genellikle bilinmez. “FETÖ vesilesiyle cemaatleri bitirelim" düşüncesi toplumda karşılık bulmaz. Önemli olan var olan cemaatlerin eski geleneği devam ettiremeyeceğinin ihsas ettirilmesi ve uygulamaya konmasıdır.
Cemaatlerin ileride yeni bir "METÖ", "CETÖ" olacağı bellidir. Zira cemaatin güç isteği ve devlete bir çıkar karşılığında doldurulmaması gerektiği halen anlaşılmamaktadır. Sanki tek suçlu "FETÖ" imiş gibi hareket edilmekte, diğer cemaatler gasp edilen kadro haklarını almak için sabırsızlanmaktadır. Bunun yanlışlığını ifade edenler İslami kesimden olsa bile Şeytanlaştırılmaktadır. Aslında ileride başlarına "FETÖ" benzeri bir felaket gelebilecek olan cemaat mensupları bugün fetöleşmenin mahzurlarının hatırlatılmasından memnun olmalılar. Zira sempatizan düzeyinde cemaatlere destek verme genellikle büyük bir içtenlik, fedakarlıkla yapılmaktadır. Özeleştirisiz bir şekilde bu halin devamına göz yumanlar başlarına gelebilecek hormonlu büyüme güç patlamasından ileride şikayet etmesinler. Şu an ilerideki bu tehlikeden bahsedenleri yerden yere vuran cemaat üyeleri sorunun ne kadar kronik olduğunu hepimize göstermektedir. Bu eleştirilerin cemaatlerinin benmerkezciliğini önleyerek onlara iyilik edeceğinin farkında olmayan kişiler, sızlanmalarına yine de devam edecektir.
Ortadaki çıplak ve önlenemez gerçeği konuşalım, ne iktidar ne de cemaatler "Fetö" meselesinden doğru dersi alacaklar. Aynı hikaye değişik bir versiyonuyla devam edecektir. Şu an devlette hızla kadrolaşan farklı cemaat mensupları “liyakat” dese de kendisinden olmayanın önünü açmayacaktır. Cemaatlere sadece kendisinin haklı olmadığı hatırlatılmadıkça aynı döngü devam edecektir. Partilerin milletvekili aday kotalarında özel yer ayrılan cemaatlerin bundan sonra liyakata saygı göstereceğini düşünmek saflıktır.
Cemaatlar tek haklı, dinen muteber, yönetime layık olanın kendileri olmamayacağını bilmeliler. En büyük hastalık ise devlete eklemlenmeleridir. Cemaatların devleten nemalanması aslında en başta kendi sivil geleneklerine zarar vermekte, eleştirememe hastalığı başlamaktadır. İktidara yapışanlar beraber döndükleri için çelişkili değişimleri eleştirmeyi unutmaktadır. Devlet ve sivil toplum ayrılığının önemini hiç önemsemeyenlere bunları anlatmak zor. Tarihte saygın din adamları ve cemaatların ilkesel olarak devlet görevi kabul etmemesi günümüzde unutulmuş tarihi bir vakadır. Cemaat üyesi devlette yer alsa bile bu ayrımı yapması gerektiği kendisine öğretilmelidir. Sivil toplum örgütleri devletle beraber var olmalı ancak devlete eklemlenerek, yapışarak, kaderdaş olarak bir gelecek inşa etmeye kalkışırlarsa her zaman en büyük kötülüğü en başta üyelerine, sonra devlete ve topluma yapmış olacaklardır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018