Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
PKK’yi dağdan indirmek kolay değil ve uzlaşmazlık politikaları nedeniyle, her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Lafı fazla uzatmadan Çandar’ın yazdığı raporun aklıma düşürdüğü sorulara değinmek istiyorum
• Bir kere devletin PKK paradigması değişecekse, devletin son Kürt isyanına karşı, isyan yılları boyunca geliştirdiği tutumu anlamak son derece önemlidir. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra baş gösteren lokal ayaklanmaların veya askerî harekâtların sonucunda, dağa çıkan ‘isyancıları’ dağdan indirmek askerler için marifet sayılırdı. Son isyanda bunun tam tersi söz konusudur. İsyancıları dağda tutmak için ordu elinden geleni yapmıştır. Maliyeti: AB üyeliği ve tabii ki Kürtlerle barışın tarihte ikinci kez ıskalanmasıdır.. Son isyanın bu kadar uzun sürmesi, sadece isyancıların siyasi tercihleri ve tutumlarıyla açıklanacak bir durum değildir. Türkiye, PKK’ye rağmen, Kürt hareketinde başka bir şey olmasını hiçbir zaman istemedi. Tam tersine isyan yıllarında devletin ortaya koyduğu bütün programlar, isyanın normalleşmesine, yani sivilleşmesine değil, isyanın şiddet temelinde daha da büyümesine hizmet etti.
• PKK liderleri sık sık devletin ve uluslararası güçlerin PKK’yi tasfiye etmeye çalıştıklarını iddia ederler. Çandar’ın raporuna bu görüş de yansımış. Kanımca bu görüş doğru değildir. PKK içinde, başarısızlıkla sonuçlanan hareketi bölme girişimleri, Ortadoğu’da başlayan yeni sürecin doğal olarak PKK’de de değişime dair bir arzuyu açığa çıkarmasından ve savaşa son verip PKK’ye siyasi bir alan açma girişiminden başka bir şey değildi. Hem Türkiye hem Güney Kürtleri hem de uluslararası aktörler bu değişim arzusunu görmezden geldiler ve seyirci kaldılar. Nihayetinde PKK’deki bu değişim arzuları kanla bastırıldı. Sonuç: Türkiye ve konuyla alakalı uluslararası aktörler, karşılarında birkaç Öcalan değil, tek bir Öcalan ve siyasallaşmak isteyen değil, savaşmak isteyen bir PKK görmeyi her zaman tercih etmiştir.
• İmralı tarihî aydınlanmayı bekliyor. Ama Ergenekon soruşturmalarına yansıyan bilgiler ve Öcalan’ın kendisini zaman zaman ziyaret eden askerlerle arasında geçen kısa diyaloglara ilişkin açıklamaları dahi –Cengiz Kapmaz, Öcalan’ın İmralı Günleri– İmralı sürecinin Ergenekon’la iç içe geçmiş bir süreç olduğunu gösteriyor. Abdullatif Şener’i, Mehmet Ağar’ı, Erkan Mumcu’yu darbe olacak, Meclis’te olmasanız daha iyi olur diye ikna eden Ergenekoncular, Öcalan’ı da ikna etmiş görünüyorlar: Öcalan, sivil siyasete, sivil siyasetin çarpışa çarpışa kaydettiği demokratik üstünlüğe değil, askerlere, daha doğrusu onu sık sık ziyaret edip sorgulayan ve tavsiyelerde bulunan Engin Alan, Atilla Uğur gibi has Ergenekonculara inandı ve güvendi. Kişisel görüşüm bu tercihin ideolojik sebepleri olduğu yönündedir. Çözüm sürecinde PKK’nin iç dinamiklerini olumsuz yönde etkileyecek olan da bu ideolojik tercihlerdir. Nitekim bu sol-ideolojik hattı temsil edenler, Çandar’ın raporundan hiç de memnun olmamış ve şiddetli eleştiriler yöneltmişlerdir..
• AK Parti iktidarına gelinceye kadar, Özal’ın girişimi dışında PKK’yle ve Öcalan’la çözümü gerçekten amaçlayan, devlet mahreçli sivil bir girişim söz konusu değildir. Son on yılda PKK’yle yapılan görüşmelerin tümünü askerler gerçekleştirmiştir, ve bu askerlerin çoğu bugün Ergenekon ve Balyoz davalarının sanıklarıdır. Bu gerçek on yıl boyunca havanda su dövüldüğünü açıkça göstermektedir.
• Türkiye’nin demokratikleşme tarihi de, askerî vesayetin Kürt sorunundaki egemenliğinin kırılması ve sonrasında başlayan açılım süreci de, Ergenekon’un çökertilmesiyle mümkün olabilmiştir. Bu tarihsel başarı sadece AK Parti hükümeti ve Sayın Başbakan’a aittir. AK Parti hükümeti bu başarıyı maalesef Kürt hareketine ve CHP dâhil bilumum ‘sol’ muhalefete rağmen göstermiştir.
• Türkiye PKK’yle yüzleşmek istiyor mu? Çandar’ın raporu, bu yüzleşmenin kaçınılmaz hale geldiğini gösteriyor. Ama ya PKK, PKK de, bu yüzleşmenin olmasını gerçekten istiyor mu? Başka bir deyişle, PKK’nin ve Öcalan’ın istediği, Türkiye’nin son Kürt isyanıyla yüzleşmesi mi, ve bu yüzleşme üzerinden, birarada yaşamaya hizmet edecek yeni bir zihniyet yapısının Türkiye’de oluşması mı, yoksa sadece PKK’nin siyasi gücünün kayıtsız şartsız tanınması ve Kürt coğrafyasında ‘Kürt statüsü’ adı altında yeni bir egemenlik biçiminin hayata geçirilmesi midir? Bu ikisi bir ve aynı şey değildir. Raporda işaret edildiği gibi, eğer PKK dağdan indirilecek ve Kürt sorunu barışçıl bir çözüme kavuşacaksa, elbette Türkiye’nin PKK paradigması değişmek zorundadır. Çandar bu noktaya dikkat çekmektedir. Ama siyasi bir çözümün olabilmesi için bu yeterli midir derseniz cevabım hayır olur. Türkiye’nin Kürt sorunu algısı hızla değişmekte ve bu değişim PKK’yle alakalı devlet paradigmasını da önemli oranda değişime uğratmaktadır. Ama bu değişim PKK’de karşılığını bulmadıkça yani PKK’nin ve Öcalan’ın ordu-sivil siyasetle alakalı ta Bekaa’dan İmralı’ya taşınan paradigmasında ve mevcut siyasi yapılanmasında ve siyaset kültüründe temel bir değişim yaşanmadıkça, siyasi çözümün ilerleme kaydetmesi mümkün değildir.
• Raporda sözü edilen bir başka konu da, duygusal kopuşun yaşandığı, ‘müzakereye açık kuşağın’ yerini, ‘fırtına çocuklarının’ almakta olduğu şeklindeki söylemdir. Bu söylem, raporda, Muzaffer Ayata ve başka Kürt aktörler tarafından dile getirilmektedir. Duygusal kopuş yaşandığı bir gerçektir, hatta bu köşeyi okuyanlar sık sık iki farklı ulusal psikolojiden söz ettiğimi hatırlayacaklardır. Ama bu duygusal kopuşa rağmen, her iki toplum arasında eskiye göre daha güçlü siyasi, ekonomik ve sosyal entegrasyon olduğu da bir gerçektir. Bugün üniversitelerde gerçekleşen yüzlerce sempozyum, panel ve konferansı, arada bir karşılıklı olarak kaşlarını çatsalar da, Kürt ve Türk gençleri aynı salonlarda beraber izlemekte ve Kürt sorunu dahil bütün sorunları hep beraber tartışmaktadırlar. Kürt şehirlerindeki üniversitelerde, gençler, Kafka’yı, Sartre’ı, Cervantes’i, James Joyce’u, Ahmedê Xanê’yi, Türk akademisyenleriyle, Türk aydınlarıyla beraber tartışmaktadır. Kürt gençlerini, sokakta ‘aktif durumda’ olan gençlerden ibaret görmek ve göstermek son derece yanıltıcıdır ve bizzat Kürt gençlerine de haksızlıktır. Kaldı ki bu ‘aktif’ olma halinin PKK-BDP’nin güncel politikalarına bağlı olduğu bir gerçektir ve her şey normalleşmeye bağlıdır.. Kürdistan’ın şehir ve ilçelerinde, savaşın yol açtığı travmaların içinde büyümüş, ‘bilmediği ve tanımadığı her şeyden nefret eden bir kuşağın’ –bu tarif bana değil, Cizre’de yaşayan bir Kürt yurttaşımıza aittir– yetişmekte olduğu bir gerçektir. Ama peki bu gerçeği kabullenmekle yetinmek, değişmesi için çaba göstermemek sonra da ‘fırtına gençlik geliyor ona göre ha!’ demek sağlıklı bir siyasi tutum olabilir mi?
***
Emrah Gezer cinayetinin görüldüğü davanın bugün Ankara’da duruşması var. Umarım mahkeme, Gezer ailesini ve kamuoyunu tatmin eden adil bir karar alır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012