Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Musa Anter’i öldüren ve beni yaralayan Hamit Yıldırım’ın tutuklanmasından sonra önemli gelişmeler yaşandı ve gizli bir güç Hamit’i tahliye ettirmek için seferber oldu.
Yıldırım’ın yakalanması tamamen bir gazetecilik başarısıdır.
Hamit Yıldırım’ın Musa Abi’nin katili olduğunu, Şırnak’ta normal bir hayat yaşadığını, JİTEM’le işbirliğinin sürdüğünü, bölgede görev yapan valiler de, emniyetçiler de, siyasetçiler de, Şırnak halkı da biliyordu.
Savaşın gölgesine sığınmış bu adam ve yaşayıp gitmiş.
Hamit Yıldırım, bir dönemden geriye kalan kolektif bir hafızanın öznelerinden biri gibi duruyor.
Dıjwar kod adlı Yıldırım, herkesin bildiği, ama herkesin kendine ait gerekçelerle saklamaya çalıştığı, inkâr ettiği hakikatimizdir bizim.
Ve Hamit Yıldırım bu kirli savaştan geriye kalmış bir miras, ölümcül ve bedbaht bir miras aslında.
Onun yakalanmasıyla beraber ortaya çıkan gerçekler, PKK’yle savaş adı altında, bir toplumun sosyolojisiyle, geleceğiyle ve siyasi tercihleriyle, geleneksel ahlak normları ve onuruyla nasıl oynandığını ve hem devletin hem bu devletin yurttaşları olan insanların, kirli bir savaş oyununda hep beraber ödediği ağır bedelleri ve aslında hep beraber nasıl da kaybettiğini açıkça göstermesi bakımından son derece önemli bir gelişmedir.
Bir milat, bir araftır.
Hükümetler gelip gidiyor ama bölgede devletin ve siyasetin Kürt toplumuyla kurduğu ilişkiler değişmiyor..
Çünkü savaş sürüyor ve bu savaş sürdükçe, Hamit gibilerine bugün olduğu gibi yarın da ihtiyaç olacak.
Çünkü gelip geçmiş bütün hükümetler, maalesef bu kirli ilişkileri tasfiye etmeyi değil, korumayı tercih ediyor. Bu yüzden de Hamit Yıldırım Musa Anter’i Diyarbakır’da öldürüyor sonra da Şırnak’a gidip müreffeh bir yaşam sürüyor.
Evet bugün Ahmet Cem Ersever ve diğer JİTEM Komutanlarının kurduğu ve tamamen korucu aşiretleriyle PKK’nin samimi itirafçılarından oluşan ‘infaz timleri’ artık doksanlı yıllardaki gibi cinayet işleyemiyorlar. Bu özgürlüklerini önemli oranda kaybettiler. Ama bir zamanlar devletin onlara sunduğu imkânlarla, sorgusuz sualsiz, cinayet işleme özgürlüğünü fazlasıyla kullananlar Şırnak’ta ve başka yerlerde devletin asker sivil bürokrasisinin koruması altında yaşamaya devam ediyorlar.
Devletin onlara vefa borcu bitmedi.
Sıradan bir Kürt köylüsü olan Hamit’i ‘Dıjwar’ yapan gerçeğe aklımızı ve vicdanımızı bu kadar kapalı tutmasak, Hamit’in yakalanmasına belki bu kadar da Fransız kalmayacaktık!
Yıldırım’ın yakalanmasından sonra, bu haber nasıl bir haber merak eden olmadı pek. Abdurrahman Şimşek ve Ferhan Ünlü’yü meslektaşları kıskandı mı bilmiyorum, ama Akit ’in haberi herhalde bu kıskançlığın bir sonucu değildi.
Hamit’i adaletin elinden çekip almaya çalışanlara bilerek ama büyük bir katkıdır bu haber.
Akit, inancı güçlü yurttaşlarımızın okuduğu bir gazete. Ama Akit’in vicdanı, 74 yaşında kurşunlanmış bir ihtiyardan, yani Apê Musa’dan yana değil, dedesi yaşındaki birini gözünü kırpmadan kurşuna dizen bir katil zanlısından yana kıpırdamış!
Ey Akit ’i yönetenler, bu telaşınızın ve acelenizin sebebi ne ola ki?
Avukatı bile daha mahkemeye bir dilekçe dahi vermemişken, siz bu Hamid’in Musa Anter’in katili olmadığını nasıl anladınız?
Vahi mi geldi size, ne oldu?
Herkes bilsin ki, Akit haberi yapmadan önce ne benimle, ne Rahşan, Dicle ve Anter Anter’le ne Hamit Yıldırım’ı, Ahmet Cem Ersever, Yeşil ve Ali Ozansoy’la beraber cinayetten bir yıl önce, 1991 yılında gidip Zaho’dan getiren; cinayetin işlendiği geceden sonra da Diyarbakır JİTEM merkezinde onu ilk gören, dinleyen ve dolayısıyla onu en iyi tanıyan kişi olan Abdulkadir Aygan’la konuşma gereği duymadan, Hamit Yıldırım’ın akrabalarıyla konuştu ve bir katil zanlısını suçsuz ilan etti. Bu haber, basın tarihine kara bir leke olarak geçecek.
Yıldırım’ın, Sosyalist Partisi il başkanı Ömer Güven’in öldürülmesi ve Güçlükonak katliamında da adının geçtiğini, bu konuda yapılmış suç duyurularını Akit bilmez mi ki?
Endişe içindeyim ve huzursuzum.
Bir dönemin aydınlanması ve hesabının sorulması için verilen mücadelenin, ortaya konulan çabaların bir kez daha boşa çıkacağından korkuyorum.
Bu korkum boşuna değil.
Musa Anter’le ilgili cinayet dosyasını en az yazdığım kitaplar kadar iyi biliyorum.
Yıldırım tutuklanmadan önce Diyarbakır’daydım ve savcılığa yeniden ifade verdim.
Dosyada neden şimdiye kadar bir ilerleme sağlanamadığını, cinayeti soruşturmakla görevli olanların aradan geçen yirmi yıla rağmen, dosyaya neden kayda değer bir tek bilgi, belge koyamadıklarını veya koymak istemediklerini çok iyi biliyorum. Zamanı geldiğinde mahkemede bunun da hesabını sorma fırsatı bulacağız elbette.
Madem Hamit Yıldırım’ı araştırıyorlardı, onun cinayetin işlendiği yılda veya öncesinde çekilmiş fotoğrafını bulmayı neden akıl edemediler?
Bir gazetecinin, Abdurrahman Şimşek’in bulduğu bir fotoğrafı koskoca devlet yirmi yıl neden bulamadı acaba?
Dosyaya bakan savcı 2009 yılında, Şırnak’taki savcılığa Hamit Yıldırım adıyla kaç kişinin korucu olarak görev yaptığını sormuştu.
Şırnak Jandarma Komutanı, bana gelen duyumlara göre, Hamit Yıldırım’ı makama çağırmış ve demiş ki, “seni soruşturuyorlar ama merak etme, kimse seni teşhis edemez!”
Ve Hamit Yıldırım’ı kimse teşhis edemesin diye, aynı askeri yetkili ne yapmış biliyor musunuz?
1981 doğumlu bir korucuyu bile arkadan, yandan, önden fotoğraflamış ve savcıya yollamış..
1981 doğumlu, yani cinayet tarihinde 10-11 yaşında olan biri Anter’i ve beni nasıl vurabilirdi?
Hamit Yıldırım’ı korumak isteyen herkese-onlar kendilerini biliyorlarseslenmek ve uyarmak istiyorum.
Bu uğursuz ve ahlaksızca çabadan vazgeçin, bu Hamit, Anter’i vuran Hamit değil, o öldü gibi yalanlarla, dezenfermasyonla, mahkemeyi etkilemeye çalışmayın.
Dosyadaki tanıklıklar, Hamit Yıldırım hakkında ortaya çıkan gerçekler, ‘JİTEMŞırnak Cumhuriyeti’nde yıllardır olup bitenler adil bir yargılama yapmaya yeterlidir.
Aradan çekilin ve bu davayı rahat bırakın.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 2071’ E DOĞRU: TÜRKLER V KÜRTLER..
7.10.2012 - Vur kendini dağlara! Vur kendini Maxmur’a!
3.09.2012 - Kürt aydınının trajedisi (2)
1.09.2012 - Kürt aydınlarının trajedisi (1)
30.08.2012 - Roj baş hevaller!
27.08.2012 - Bu savaş kimin için
25.08.2012 - Zulmedene benzemek ve suskunluk
23.08.2012 - Ruh sağlığım gayet yerinde
20.08.2012 - Ali Fikri Işık
18.08.2012 - Yoksa, Aygün ‘devletin iyi Kürdü’ mü
16.08.2012
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
harikasın yine:)