Osman CAN
Devlet kendisine layık olduğuna inandığı bir ‘ulus’u laboratuvarda üretmeye kalktı. Türkler de, Kürtler de bu asimilasyon politikasının kurbanı oldu. Devletin ürettiği totaliter, özgürlük karşıtı öz Türk kimliğini de zehirledi. İki kimliği de kuşatan milliyetçilik, ikisinin de vesayet altına alınmasını zorunlu kıldı. Bu durumdan doğan milliyetçilikler birbirinden beslendi, biri ötekinin varlık nedeni haline geldi.
Kürtlerin hakları ve özgürlük talepleriyle ilişkisinin kurulması oldukça güç son dönem eylemlerini “terör” dışında tanımlayabilecek bir kavram olduğunu iddia etmek herhalde çok güçtür. Baskı altındaki kimi grup veya azınlıklar için politik mücadele imkânının bulunmadığı durumlarda terörü siyaseten meşru amaçları gerçekleştirmenin yolu olarak görebilir. Kimileri devletin paradigma değiştirmesi ve meşru talepleri müzakere etmeye yanaşmasıyla “terör”ü yöntem olarak terk etmeye ve demokratik mücadelenin bir parçası olmaya başlar. Kimileri için ise zamanla meşru siyasi “amaç”, “yöntem”in yerini alır. Yöntem, yani “terör” amacın bizatihi kendisine dönüşür. Zira örgüt bir ekonomik artı değer ve buna bağlı olarak muktedir bir siyasal merkez olmaya başlar. Hak ve özgürlük talebi ise araçsallaşmaya başlar.
Örgütlü tüm yapılardaki sorun
İşin doğrusunu söylemek gerekirse, örgütlü tüm yapılarda gözlemlenebilen bir sorundur bu. Örgütlü yapılarda bu kural geçerli olduğuna göre, en büyük örgütlü yapı olarak devlet için de geçerli. Devlet de belirli bir grubun iktidar aracına dönüşerek bireysel, kültürel ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılamak için örgütlenmiş bir siyasi varlık olmaktan çıkar. Ezelden gelip ebede gidecek olan, “bireye” tahammülü olmayan, kendisine sadakati “şeref” olarak görmek isteyen “kutsal” veya “yüce” bir varlık haline dönüştürülür, asli amacına yabancılaştırılır.
Bu yabancılaştırmayı kolaylaştıracak bir ideolojiye ihtiyaç vardır. Milliyetçilik bu ihtiyacı karşılayan düşünce sisteminden başka bir şey değil. Zira iki tarafı da zehirli bir ideoloji olarak hem terörün hedefindeki siyasal yapıda akıl körlüğüne ve keskinliğe yol açmakta, hem de kendinden bir amaca dönüşmüş olan terör örgütü için hayat suyuna dönüşebilmekte.
Türkler de asimilasyon kurbanı
Kürt sorunu özü itibariyle, milliyetçilik ve merkeziyetçilik sayesinde bir toplumsal iyiliği gerçekleştirmenin aracı olmaktan çıkarılıp bizatihi kendinden bir değere ve amaca dönüştürülen devletin ürettiği bir sorun. Bu devlet kendisine layık olduğuna inandığı bir “ulus”u laboratuvarda üretmeye kalktı. Bunun için asimilasyon şarttı. Hem Türkler, hem de Kürtler bu asimilasyon politikasının kurbanı oldular. Ancak yaratılmak istenen kimlik, yapay da olsa, son tahlilde “Türk” kimliği olduğundan, 90 yıllık milliyetçilik zehirlenmesi sayesinde kendini Türk olarak kabul edenler, kaçınılmaz olarak devletin yedeğine çekilebildi. Katı laiklik uygulamaları nedeniyle muhafazakâr Türkler ara sıra yabancılaşma yaşasa da bu kural pek değişmedi. Devletin ürettiği totaliter, özgürlük ve demokrasi karşıtı özü, Kürt Kimliğini zehirlediği kadar, Türk kimliğini de zehirledi. Her iki kimliği kuşatan milliyetçilik, her ikisinin de vesayet altına alınmasını zorunlu kıldı. Bu durumdan doğan milliyetçilikler birbirinden beslendi, biri ötekinin varlık nedeni haline geldi.
Türkler 100 yıldır vesayet altında
Yani Kürt sorunu kadar aslında bir Türk sorunu da var ve bu, Türklerin “Kürtlerden nefret etmesi” ile ilgili olmayıp, Türklerin de vesayet altında olmasıyla, onların tarihsel gerçekliklerinin yüz yıldan beri esaret altına alınmasıyla ilgili. Yani Türk sorunu da kendinden bir amaca dönüşmüş, milliyetçiliği esas alan merkeziyetçi devlet aygıtının ürettiği sorun. Tarihi bir sürece giren Türkiye, bu sürecin gereğine uygun olarak özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren doğru politikalar izledi. Demokratikleşme, özgürlük alanının genişletilmesi, toplumda çoğulcu dinamiklerin gelişmesi ve bireysel ve kültürel kimlik taleplerinin karşılanması bakımından önemli adımlar attı. Türkiye ekonomik yönden gelişirken, toplumu zehirleyen milliyetçiliğe karşı da mesafeli olmaya başladı. Tartışılması dahi yasaklanan anlamsız pek çok yasaklar ortadan kalktı. Buradan alınan güçle demokratik açılım süreci başlatılarak Kürt sorununun hemen çözülebileceği düşünüldü.
Demokratikleşmede atlanan nokta
Ancak Kürt kimliğine ilişkin yasaklar ortadan kalkmaya başlayınca sorunun çözüleceğine ilişkin iyi niyetli beklenti yerini hayal kırıklığına bıraktı. Hayal kırıklığını yaşatan husus hep Kürt milliyetçilerinin olumsuz tutumu olarak anlaşıldı. Elbette ki Kürt milliyetçiliğinin arzusu demokratik bir Türkiye değil. En azından buna inanmak için elde çok güçlü kanıtlar yok.
Türk milliyetçiliğinin de demokrasi gibi bir arzusu yok. Bugün için demokrasiye yakın durmasında, ülke sınırları içinde çoğunluğa sahip olmanın rahatlığının etkisi oldukça yüksektir. Bu nedenle demokrasi talebi genellikle çoğunlukçuluğun ötesine taşamıyor. Demokratik açılımlarla demokratik merkez güçlenmeye başlayınca, yalnızca Kürt milliyetçiliğinin direnç göstermeyeceğini hesap etmek gerekirdi. Ancak esas sorunun Türk milliyetçiliğinden ve bundan beslenen devlet aklından geleceği öngörülemedi.
Demokratikleşme sürecinde bu nokta atlandı. Yani Kürt kimliği üzerindeki devlet vesayeti azaltılırken, Türk kimliğinin halen 1920’lerin etkisinden kurtarılması gerekliliği düşünülmedi. Türkler de Kürtler kadar kültürel, etnik ve bireysel açıdan yüz yıllık bir esarete maruz kaldılar.
Çözüm: Çoğulcu Anayasal düzen
Dolayısıyla Türkiye’nin demokratikleşmesi yalnızca Kürtlere değil, Türklere de özgürlük tanınmasıyla, onun kendi kültürünü, dilini, inancını özgürce yaşaması ve kendi tarihini bilmesiyle ve onunla yüzleşmesiyle mümkündür.
Bunun yolu 20’ler ve 30’larda inşa edilen siyasal yapılanmanın tüm ideolojik öncülleriyle, milliyetçi tercih ve referanslarıyla, merkeziyetçi yapısıyla ve tüm vesayet anlayışıyla aşılması, Türkiye’nin tam anlamıyla demokratik ve çoğulcu bir anayasal düzene kavuşmasıdır. Kürt Milliyetçiliği demokratik süreci baltalamakla Türk milliyetçiliğini palazlandıracağını, Türkleri devletin resmi söylemine itmekle bu imkânı ortadan kaldırabileceğini ve kendini kurtaracağını biliyor. Siyasal aktörlerin devletin resmi söylemine sarılmayla da başarılı olacağını biliyor.
Bu menfur saldırılarla ilgili analizler yaparken, biraz da bu yönden bakmakta yarar var.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015