Pelin CENGİZ
Sandığa gitmeye çok az bir zaman kaldı. Demokrasi ve sandık arasındaki ilişki son zamanlarda epey gündemde. Başbakan Erdoğan ve şürekâsına göre, demokrasinin temel ölçütü sandık. Sandığın “demokratik gücü”ne bu kadar atıf yapınca, sandığa giden yolun ne kadar demokratik olduğu da derin bir tartışma konusu oluyor.
Katılımcı demokrasinin nasıl tesis edileceği ile ilgili partiler ne diyor, uygulamada ne yapıyor, mesele aslında bunun etrafında dönüyor. Bu noktada yerel demokrasiyi nasıl kurgulayacağınız, cinsiyet eşitliğiyle ilgili ne gibi adımlar attığınız, doğaya, uyumlu bir toplum bilinci oluşturmada neler yaptığınız ve temel kamu hizmetlerini sunma, bu hizmetlere erişim gibi konularda neler önerdiğiniz önem kazanıyor.
Görünen o ki, yerel seçimlerde gerek belediye başkanlıkları gerekse belediye meclis üyeliklerinde koltuklar ezici çoğunlukla yine erkeklere kalacak. İstanbul özelinden bakacak olursak, AKP, CHP ve MHP’nin büyükşehir ve 39 ilçede gösterdiği kadın adaylar yok denecek az. KADER’in (Kadın Adayları Destekleme Derneği) rakamlarına göre, 1930-2009 arasında yapılan 17 yerel seçimde toplam 1159 erkek belediye başkanı seçilirken, sadece altı kadın il belediye başkanı olmuş. 2009 yerel seçimlerinde 2950 belediye başkan adayından sadece 26 kadın belediye başkanı seçilebilmiş. Yerel yönetimlerde kadın oranı ise sadece yüzde 1,2.
Tabii, bu konuda farklı davranan partiler de var. Bu anlamda en ilginç örnek HDP’den geldi. Türkiye’nin batısında HDP, Doğu ve Güneydoğu illerinde BDP ile seçimlere giden bu platform, zor ve daha önce denenmemiş bir yapıyı politika aracı olarak kullanıyor. Nereye oy vereceğini bilemeyenlere farklı bir tercih noktası oluşturulabilecek mi, bunu 30 Mart sonrası göreceğiz. “Şehir Senin” temel şiarıyla “kendimizi de kentimizi de biz yönetmeye talip oluyoruz” diyor. Bunu söylerken, erkek egemen siyasete inat İstanbul Adalar İlçesi’nden de ilginç bir örneğe imza attı. HDP’nin, belediye başkan adayı dâhil, tüm meclis adayları da kadın.
Kampanyanın bir diğer unsuru, mahalleden itibaren kentteki tüm kararlara katılımın ve yerindenliğin önemine vurgu. Özetle, etnik bir aidiyet üzerinden bakmadan, herkesin eşit yurttaş olarak yaşayabildiği, atanmışların seçilmişler üzerinde baskı kurmadığı, kamusal hizmetlerin sağlıklı, temiz, düzgün olarak sunulduğu, ekolojik bir toplum perspektifiyle yaşam alanlarının yönetilmesi için HDP sandıkta oy isteyecek. 55 ilde örgütlenmesini tamamlayarak seçime gidecek olan HDP için en ilginç tecrübe Batı illerinin yanı sıra Karadeniz’de gerçekleşecek gibi duruyor.
Birkaç yıl önce, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bir toplantıda itfaiye aracı olmadığı için yangın çıktığında müdahale edemediklerini anlatan ve kendilerinden yardım isteyen Trabzon’un Düzköy İlçesi’ne bağlı Çayırbağı Belediyesi’ne itfaiye aracı göndermişti. Diyarbakır-Trabzon yolunda aracın başına gelmeyen kalmamıştı. İtfaiye aracının plakasının 21 olması nedeniyle araç yolda 20 kez durdurulmuş, bomba ihbarı yapılmış, araç yol boyu taşlanmış, ardından da aracı götüren şoförün evi basılmıştı.
HDP’nin Adalar’daki kadın adaylarının tanıtımı sırasında Saruhan Oluç’un aktardığı anekdot, bana bu hikâyeyi hatırlattı. Ordu’da HDP seçim kampanyası için çalışan gençler, bir kahvehaneye girer, orada oturan üç ihtiyar adama seçim broşürü verirler. İçlerinden birinin, “Oğlum biz sizi dağda biliyorduk, siz ne zaman dağdan indiniz” demesi üzerine bir diğeri gençlere bakıp şöyle der: “Ha bunlar bizim uşaklar. Bizim uşaklar artık Kürtlerle siyaset yapıyor.”
“Bir önyargıyı ortadan kaldırmak, atomu parçalamaktan daha zordur” sözüne atıfla, HDP’nin Kürt siyasetine yönelik algıları değiştirmesi muhakkak ki zor. Ancak önemi de tam burada yatıyor: Türkiye’nin tarihinden ve toplumsal yapısından kaynaklanan bütün mağduriyetleri siyasetinin merkezine yerleştirmesiyle HDP, Kürt siyasetinin de Türkiyelileşmesi açısından umut vaat eder bir nitelikte.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022