Pelin CENGİZ
Erzincan İliç’te SSR Mining ve yerli ortağı Çalık Holding’e ait Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat’ta yaşanan yaşanan facianın ardından Türkiye’deki yüzlerce maden projesi kamuoyunun radarına girdi.
13 Şubat’ta meydana gelen faciada dokuz işçi, 10 milyon metreküp siyanürlü toprağın altında kalarak hayatını kaybetti, Anagold Madencilik faciadan altı ay sonra 187 işçiyi işten çıkardı. Şirket 9 Ağustos'ta açıklanan ÇED iptal kararının ardından bölgede maden araması yapamayacağı için ilk etapta 1900 işçiyi işten çıkarma kararı aldı. İşten çıkartmaların artacağı ve 3 bin işçinin işine son verileceği ifade ediliyor.
Türkiye’nin pek çok yerinde özellikle yeni altın madeni projelerine karşı yükselen bir direniş dalgası yaşanıyor. Bergama’dan bu yana Türkiye altın madencilerinin radarında olmasına rağmen madenlerin yarattığı ekokırım ve emekkırım suçlarını maalesef Türkiye daha yeni yeni konuşmaya başladı.
Her ne kadar zararına neresinden dönülürse kardır desek de, çok geç kalındı, hava, su, toprak bu kadar kirletilmeden, madenlerin çarkı emekçinin kanı üzerinde dönmeden pek çok madencilik faaliyeti önlenebilirdi. Şirketlerine her geçen gün el yükselttiği bir ortamda, konunun gündemde kalmasına ve tehlikelere bıkmadan usanmadan dikkat çekmeye devam etmek gerekiyor.
Peki, biz buraya nasıl geldik, kronolojik olarak anlatalım…
Hatırlanacağı üzere maden faciası, 13 Şubat’ta Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çöpler Altın Madeni’nde meydana geldi. Hacmi yaklaşık 10 milyon metreküp olarak hesaplanan liç yığınının kayması sonucu dokuz işçi toprak altında can verdi.
5 Nisan günü ilk işçinin cansız bedenine ulaşıldı. Kazadan 116 gün sonra 8 Haziran’da ise son işçinin de cansız bedenine ulaşıldı.
Türkiye’yi sarsan bu felaketin üzerinden geçen altı ayın ardından çevre üzerinde olağanüstü zararlara neden olan Anagold Madencilik’e verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) onayı hukuka aykırı bulundu.
Erzincan İdare Mahkemesi’nin kararında, "Maden sahasında yıgˆın lic¸ sahasında bulunan malzemenin lic¸ sahasının dogˆu yo¨nu¨nde bulunan Sabırlı Deresi tarafına ve batısında bulunan ocak sahası tarafına dogˆru aktıgˆı ve is¸letme adına du¨zenlenmis¸ C¸evre I·zin ve Lisans Belgesine esas kos¸ulları ile Maden Atıgˆı Depolama Tesisi/Yıgˆın Lic¸i Onay Belgesi kos¸ullarının ortadan kalktıgˆı tespit edilmis¸ olup C¸evre I·zin ve Lisans Yo¨netmeligˆi'nin 14. maddesi hu¨ku¨mleri c¸erc¸evesinde bahse konu C¸evre I·zin ve Lisans Belgesi iptal edilmis¸tir" denildi.
"KİMSE TÜRKİYE’DE HUKUK VAR, DEMOKRASİ VAR SANMASIN"
Yıllardır Erzincan’daki altın madenine karşı mücadele veren Sedat Cezayirlioğlu’nu navukatı İsmail Hakkı Atal, kararla ilgili değerlendirmesinde şu görüşleri paylaştı:
"Erzincan İdare Mahkemesi’nin verdiği kararla Türkiye’de kimse hukuk var, mahkemeler doğru işliyor gibi bir yanılgıya kapılmasın. AKP, 13 Şubat’ta çökme nedeniyle burayı kapatmak zorunda kaldı. Çevre davalarının düştüğü bütün idare mahkemeleri AKP’li hakimlerle donatıldı. Kanunları uygulamıyorlar, AKP Genel Merkezi’nden aldıkları talimatlarla hareket ediyorlar. Kanunlar çok açık ancak, kanunları uygulamayan adı hakim olan ancak gerçekte AKP’nin memuru olan hakimler var.
AKP’nin memurlarından oluşan Erzincan İdare Mahkemesi bizim lehimizde bu davayı sonuçlandırdı. Neden? Çünkü 13 Şubat’ta maden çökünce AKP’nin Türkiye’yi sürüklediği sömürge madenciliği tamamen ortaya çıktı. Usulsüzlükler, hiçbir denetimin olmaması ortaya çıkınca mahkeme kararını AKP bizim lehimize vermek zorunda kaldı. Maden çökmeden önce 6 Aralık 2023’te keşke gittik. 15 kişilik bilirkişi heyetinin büyük çoğunluğu AKP’lilerden oluşuyordu. Tam bilirkişi raporunu açıklamaya hazırlanırlarken maden çöktü, madeni tekrar açabilecekler mi diye iki kez süre uzatımı aldılar.
Geçtiğimiz günlerde dokuz işçinin canına mal olan yığın liçi kaymasıyla ilgili olarak, madendeki, ÇED olumlu ve 2’nci Kapasite Artışı izinlerini veren yetkilinin dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Murat Kurum olduğu ortaya çıkmıştı.
ŞİRKET VERİLECEK KARAR ÖĞRENDİ, İŞTEN ÇIKARMALARA BAŞLADI
13 Şubat faciası olmasaydı burayı işletmeye devam edeceklerdi. Çökmeden sonra lisansı da iptal etmek zorunda kaldıkları için artık buranın ruhsat iptal şartları oluştu. AKP, bilirkişilere talimat verecekti, ancak bilirkişi raporu lehimize geldi, geçen hafta da muhtemelen Anagold Madencilik verilecek kararı öğrendi ve işçileri çıkarmaya başladı.
Türkiye’de bir demokrasi ve hukuk tiyatrosu oynanıyor. Davayı kazandık, bu bir zafer olarak değerlendirmiyoruz."
Geçtiğimiz günlerde dokuz işçinin canına mal olan yığın liçi kaymasıyla ilgili olarak, madendeki, ÇED olumlu ve 2’nci Kapasite Artışı izinlerini veren yetkilinin dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Murat Kurum olduğu ortaya çıkmıştı.
Murat Kurum imzalı belgeyi açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, "İktidarın maden faciası sonrası sır gibi sakladığı bir belge vardı. Bu belgeye ulaştık. ÇED olur kararını bizzat dönemin bakanı Murat Kurum vermiş" açıklamasında bulunmuştu. Deniz Yılmaz, daha önce de "liç yığını onay belgesinde Kurum’un imzası olduğunu belgelemişti.
Maden faciasının yaşandığı dönemde ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki idi. Facianın ardından 10 gün boyunca İliç’e gitmeyen Özhaseki, o dönemde tepki çekmişti.
ÖZHASEKİ, BAKANLIĞI İLİÇ FACİASI SEBEBİYLE Mİ BIRAKTI?
Maden faciasının yaşandığı dönemde ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki idi. Facianın ardından 10 gün boyunca İliç’e gitmeyen Özhaseki, o dönemde tepki çekmişti. Mehmet Özhaseki’nin 2 Temmuz’da istifa etmesinin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na tekrar İstanbul Milletvekili Murat Kurum atanmıştı.
Avukat İsmail Hakkı Atal, "AKP’nin yıllardır inşa ettiği sistemin bütün çarpıklığı Erzincan İliç’te kabak gibi ortaya çıktı. O göçüğün altında sadece dokuz işçi kalmadı, AKP de kaldı. Buranın tekrar fiziksel olarak açılıp açılamayacağına baktılar, fiziken açamayacaklarını anladılar. Mehmet Özhaseki, bakanlığı bu yüzden bırakmış bile olabilir, daha sonrasında başına gelebilecekleri tahmin ettiği için.
60 milyon tonluk zehirli atığın tamamen temizlenmesinin 800 milyon dolar civarında bir maliyete sebep olacağı belirtiliyor. Anagold Madencilik bu parayı vermek istemez. Ardından da kararın açıklanacağını öğrendi. İliç, Türkiye’de tüm altın madenciliğine karşı direnişin motivasyonu haline geldi. İliç ile birlikte stratejik ve derinden ilerleme şanslarını aslında kaybettiler. Halkı kandırabilme şansları kalmadı" ifadelerini kullandı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022