Pelin CENGİZ
Türkiye’de uzun yıllardır farklı sebeplerle kırsal alanda yoksulluk artıyor, insanlar yaşadıkları bölgedeki topraktan geçinemez hâle geliyor, kırsal alanlardan kentlere göçler artıyor. Son yıllarda gerçekleştirilen bazı projelerin bu durumu tersine çevirdiğini, kendi kendine yetebilen, aynı zamanda yaptığı üretimden gelir sağlayan köylerin var olduğunu görüyoruz. Hüsnü Özyeğin Vakfı tarafından 2009-2013 arasında Bitlis’in Kavar Havzası’nda yer alan altı köy ve beş mezrada uyguladığı “Kavar Havzası Kırsal Kalkınma Programı”nı yerinde öğrenme fırsatı bulduk.
Proje, kırsal alanların insan, doğa ve sınırlı finansal kaynaklarla dönüşümün sağlanabileceğine iyi bir örnek. En önemli özelliği Kavar köylerinin 1990’larda boşaltılmış, bir kısmının da korucu köyü hâline getirilmiş olması nedeniyle, Türkiye’de çatışmalı bir bölgede uygulanan ilk kapsamlı kalkınma programı olması. Program, köyler arası ilişkilerin yeniden kurulması, köylerin kamuyla ilişkisinin güçlendirilmesi, bozulan toplumsal yapının onarılması, özetle toplumsal barışın yeniden inşa edilmesi ve güçlenmesi açısından önemli.
Barış sürecinin konuşulduğu şu günlerde Kavar deneyimi, çok daha fazla önem kazanıyor. Burası, altı köy beş mezradan oluşan Van Gölü kenarında bir havza... Kavar, Ermenice “taşra” demek, bu havzada Kürt ve Ermeni nüfusu birarada yaşıyormuş, ta ki 1915’e kadar. Ermeni soykırımı sonrası sadece Kürtler kalmış. Bazı köylerde çok az da olsa Müslümanlaşmış ve Kürtleşmiş Ermeni aileler var. Kürtler 1990’lardaki devlet zulmünü bire bir yaşayanlar. Köylerden üçü devlet tarafından boşaltılmış, biri yakılmış, diğer ikisi koruculuğu kabul etmek zorunda kalmış. Havza, tüm gelişmişlik kriterleri açısından Türkiye’nin en yoksul bölgesi. Toplam nüfusu 1800 civarında. Ama toprak alabildiğine ve neredeyse “ekin beni” diye bağırıyor.
Korucu olanlar, gidenlerin topraklarını işgal edince geri dönüşün önü uzun bir süre kapanmış. Yıllar sonra geri gelenler her şeye sıfırdan başlamış. Özyeğin Vakfı’nın projesi de onlara önemli bir ufuk sağlamış. Önce kadınlar, çocuklar gibi farklı gruplarla toplantılar düzenlenerek, programın içeriği belirlenmiş. İlk başlarda köylüler, vakfa şüpheyle yaklaşmış, “Devlet bize plan kurmuş, bizim aramıza gönderiyor bunları” demişler, ancak toplantıların ardından köylüler projeye güven duymaya başlamış. Program, ekonomik kapasitenin geliştirilmesi, kadınların güçlendirilmesi, örgütlenme ve doğal kaynaklar gibi bir birkaç temel üzerine kurulmuş. Havzada ekonomik kapasitenin gelişmesi için bir yandan binlerce ceviz ağacı dikilirken, büyük şehirlerde yaşamak zorunda kaldıkları için temel becerilerini kaybetmiş köylülere temel bazı eğitimler verilmiş. Meyve sebze üretimi ve tarım konusunda destekler verilmiş. Hayvancılığa başlanmasıyla birlikte kadınlar hayvan ve süt hijyeni eğitimi almış. Yine kadınlarla arıcılık, seracılık çalışmaları yapılmış.
Tüm bu faaliyetler 2011’de Kavar Kalkınma Kooperatifi’nin kurulmasıyla daha sağlam bir zemine oturmuş. Kooperatif bünyesinde kurulan süt toplama merkeziyle köylerdeki sütler şirketlere pazarlanıyor. Kavar’ın hububatları paketlenip satılırken, kadınların üretip kutuladığı ballar da tüketiciye ulaştırılıyor.
Süreç ilerledikçe, bölge kırsalından büyük şehirlerin varoşlarına göç etmek zorunda kalanların doğdukları yerlere dönüşü kolaylaşacak. Köylerine, evlerine geri dönmek isteyen bu insanların sayıları da, kırsalda kalkınmanın, kendi kendine yetebilmenin iyi örneklerini gördükçe artacak. İmkânları el verdiğinde ilk fırsatta büyük şehirlerden köylerine dönmek isteyen pek çokları şimdiden gün sayıyor.
Bu program, Kavar köylerinin yarısının boşaltılmış, yarısının korucu köyü olması vesilesiyle özel bir öneme sahip. Çünkü aralarında bir husumet yok. Kavar deneyimi, Türkiye’de bu durumda olan binlerce köy için birlikte yaşamın yeniden tesis edilmesini temel alan farklı bir kalkınma örneği olarak, benzer köylere yönelik örnek bir model olarak görülebilir. Aynı zamanda projenin barış çabalarına olumlu etki edeceği de muhakkak.
[email protected]
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022