Pelin CENGİZ
Japonya’nın önde gelen gazetelerinden Nikkei’de geçen hafta Japonya’nın Osaka kentinde gerçekleştirilen G20 Zirvesi öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılmış bir röportaj yayınladı.
Erdoğan, o röportajda bir süreden beri konuşulan ancak resmî olarak açıklama yapılmayan bir konuya değinerek, Japon-Fransız ortaklığıyla Sinop’ta yapılacak Türkiye’nin ikinci nükleer santral projesinin durduğunu söyledi.
(Röportajın tam metnine şuradan ulaşabilirsiniz)
Erdoğan’a fizibilite çalışmalarının Sinop’ta santralin maliyetinin tahmin edilenin iki katından fazla olduğu ve projenin durdurulduğu söylendiğinde Erdoğan itiraz etmeyerek, şu cevabı veriyor:
“Sinop nükleer enerji santrali projesinde arzu edilen noktada değiliz. Japonya tarafının hazırladığı fizibilite raporu ve maliyet analizi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ve diğer gerekli kurumlarımız tarafından ayrıntısıyla incelendi. Hem maliyet, hem de takvim bakımından başlangıçtaki anlaşmamızla uyum içinde olmayan bir tabloyla karşılaştık.”
Bu demek oluyor ki, 22 milyar dolarlık proje olmuş size 44 milyar dolar… Geçen yıl yaşanan kur kriziyle birlikte bütün hesaplar alt üst olunca, proje astarı yüzünden pahalı bir hale dönüştü.
Tabii iptal oldu demiyor ancak projenin durdurulduğunu en yetkili üst düzey siyasetçinin söylemesi önemli. Projenin tamamen iptal edilmesi Japonlarla olmadı Çinlilerle, Çinlilerle olmadı Amerikalılarla gibi alternatiflerin her zaman masada olmamasını sağlaması açısından da önemli.
Diğer yandan, sorunun ikinci kısmı bir anlamda projenin iptal yolunda olduğuna bir işaret.
Çünkü, “Japonya'nın nükleer santral yatırımının yerini hangi sektörlerde veya altyapı türlerinde görmek istersiniz?” sorusuna Erdoğan, “Japonya ile enerji işbirliğimizi sadece nükleer enerji alanıyla sınırlamıyoruz. Japonya ile temiz kömür, yenilenebilir enerji, Ar-Ge çalışmaları, insan kaynakları gelişimi ve ulaştırma gibi çok alanda birlikte çalışabileceğimizi düşünüyoruz” diyor.
Kömür nükleerden iyi değil elbette ancak burada sadece bir niyet beyanı var, somut bir bilgi yok.
Aslında tam bu noktada Nikkei gazetesinin gerçek bir fikritakip yaparak iyi bir gazetecilik örneği sergilediğini söylemek lazım.
2018’in aralık ayının başlarında yine Nikkei gazetesinde yer alan Japonların Sinop’taki nükleer santralden çekileceğiyle ilgili haber epey ses getirmişti.
O haberde de özetle, Japon Hükümeti ile Mitsubishi şirketinin Sinop nükleer santral projesinden çekilme sürecine girdiği ve bu kararın nedeninin de geçen temmuz ayında santralin inşaat maliyetlerinin ikiye katlanarak 44 milyar dolara ulaşmasının ardından Türkiye ile Japonya arasında projenin geleceğine yönelik bir anlaşmaya varılamamış olmasından bahsediliyordu.
Ne olmuştu şöyle bir geriye giderek hatırlayalım…
Sinop’taki nükleer santral projesi için Mayıs 2013’te Türkiye ve Japonya arasında nükleer santral yapımına ve işbirliğine ilişkin hükümetlerarası anlaşma imzalandı. Nükleer santralin inşasına 2017 yılında başlanması ve 2023 yılında da ilk reaktörün devreye alınması planlanıyordu.
Toplamda 4480 MW’lık dört reaktörü olacağı belirtilen santralin yapımını Japon Mitsubishi Heavy Industries, Itochu Corp. ve Fransız GDF Suez (daha sonra adı Engie olarak değiştirildi) 22 milyar dolar bedelle üstlenmişti. Reaktörleri, Japon Mitsubishi ile Fransız Areva yapacaktı ve ikisinin ortak ürünü olan Atmea-I reaktörleri inşa edilecekti.
Japon ve Fransızların Sinop'a inşa etmeyi planladığı Atmea-I model reaktör henüz denenip başarılı olmadı, güvenlik onayı almadı, aynı Rusların Mersin Akkuyu’da kurmayı planladığı VVER-1200 model reaktörde olduğu gibi… Şayet devreye girebilirse ikisi de ilk kez Türkiye'de denenecek.
Atmea-1, sadece ticari kaygılarla nükleer güvenlik kültürü olmayan, gelişmekte olan ülkelere satılmak amacıyla piyasaya sürülmeye çalışılan bir reaktör tipi. Fransa ya da Japonya’da inşa edilme planı yok.
Nükleer enerjinin hali hazırda taşıdığı kritik riskler yanında yapılacak reaktörün hiç denenmemiş olmasına bir de Türkiye’nin geçen yıl yaşadığı kur krizi eklenince, risk de maliyet de katlandı.
Henüz kur krizi yaşanmadan önce Nisan 2018’de yapılan açıklamalarda maliyetlerin iki kat artmasının beklendiği, bunun da öngörülen hesaplamalara uymadığı gerçekçeleriyle konsorsiyumda yer alan Itochu, konsorsiyumdan çıkmıştı.
O dönemde Itochu’nun ayrılmasıyla projenin gecikeceği belliydi. Itochu’nun ayrılığıyla yüzde 30’unun konsorsiyum, yüzde 70’inin diğer finansörler tarafından karşılanacağı düşünülen projenin maliyetinin karşılanması açısından dengeler bozulmuş oldu.
Nükleer enerjiyi savunanların en çok kullandığı ve artık yenilenebilir enerjideki fiyatların daha cazip hale gelmesiyle gerçekliğini tamamen kaybetmiş argümanlardan biri, dünyanın nükleer enerjiden vazgeçmediği ve nükleer enerjinin ucuz olduğu iddiasıdır.
Ancak, nükleer endüstride her geçen gün tecrübe edilen gelişmeler, bu iddiayı giderek daha fazla çürütüyor. Nükleer santral inşaatlarındaki tahminlerin üzerindeki gecikmeler, nükleeri ucuz olmaktan çıkarıp maliyetleri giderek arttırırken, nükleer endüstri şirketlerine büyük zararlar yazdırıyor.
Her yıl uzman bir ekip tarafından hazırlanarak yayınlanan WNISR (World Nuclear Industry Status Report - Dünya Nükleer Endüstri Durum Raporu) raporunun 2018 versiyonunda gecikme ve iptaller bölümünde, “Geçmiş deneyimlerden görüldüğü üzere bir reaktör siparişi vermek hatta inşaatın ileri aşamasında bir nükleer tesise sahip olmak, nihai şebeke bağlantısının ya da enerji üretiminin garantisi değildir ifadesi yer alıyor.
Ayrıca, benzer biçimde maliyetli ve uzun inşaat sürelerine rağmen nükleer santral yatırımlarının gelişmiş ülkeler yerine gelişen ülkelerde devam ediyor olmasının anlamı, nükleer santrallerin güç unsuru olarak kullanılmasından kaynaklanıyor…
(Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz ulaşabilirsiniz)
1951’den 2018’in ortalarına kadar 20 farklı ülkede 762 reaktör inşaatının en az 94’ü (yüzde 12’sine denk geliyor) inşaatının farklı aşamalarında ya durduruldu ya da iptal edildi. Geçen 10 yılda ortalama sekiz reaktör inşaatından birinin iptal edildiğini gösteriyor.
Nükleer santrallerin ilk inşa aşamalarında yaşanan finansal zorluklarla nükleer santrallerin kurulum maliyetlerinin projedeki maliyetten yüksek çıktığına dair pek çok örnek mevcut. Temel olarak yüklenicilerin riski tamamen üstlendikleri için fiyatların çok hızlı ve düzenli arttığı belirtiliyor. Sadece inşaat değil çok uzun süren lisans prosedürlerini ve karmaşık finansman pazarlıkları da hesaba katıldığında süreçler daha da uzuyor.
Aynısının yıllardır zaten Rosatom’un Akkuyu’da yapmaya çalıştığı nükleer santral projesinde de yaşandığı herkesin malumu.
Akkuyu nükleer santrali, üreteceği elektriğin yüzde 50’sini 15 yıl boyunca, Sinop nükleer santrali de üreteceği elektriğin tamamını 20 yıl boyunca, yapılan anlaşmalar gereği TETAŞ isimli devlet şirketine satacak.
Türkiye, yasayla Akkuyu’da üretilecek elektriğin yarısını KWH başına 12.35 dolar/sent bedelle, Sinop’ta tümünü KWH başına 11.80-12 dolar/sent bedelle alma taahhüdü verdi.
Türkiye’nin Japonya ile anlaşma yaptığı Mayıs 2013’te dolar kuru 1.85’ti. Bugünkü kur 5.80 seviyesinde. Şu anki tahminlerle 44 milyar dolar bulunsa ve nükleer santral inşa edilse bile devreye girdiğinde muhtemelen o dönemdeki yenilenebilir enerji yatırımlarından gelen elektriğin fiyatı en az beşte bir daha ucuz olacak.
İnsana en fazla dokunan ise doğru dürüst finansal fizibilitesi bile ortada olmayan bir proje için Sinop’ta 650 bin ağaç kesilmiş olması. 2013’te imzalanan anlaşmadan bu yana Japonlar, Sinop’ta zemin etütleri yapıyordu. Geçen yıl Sinop’ta daha lisansı dahi alınmamış santral için en az 650 bin ağaç kesildiği, yüz binlercesinin daha kesileceği belirtilmişti. Görünen zarar bununla sınırlı kalacak, ancak gidenin telafisi var mı, işte epey başta yerelden olmak üzere örgütlü, sistematik bir mücadeleyi gerektiriyor.
Peki ne yapılabilir? İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, şunları öneriyor:
“Arazinin ekolojik değerlendirmesi yapılmalı. Bu ekolojik değerlendirmede yöredeki endemik türlerin (Isatis arenaria, Verbascum degenii ve Crocus speciosus gini endemik türler olduğu biliniyor) bulunduğu alanlar belirlenmeli ve buralar korumaya alınmalı. Yöredeki dik yamaçlar, kıyı alanları, dere yatakları gibi ekolojik olarak hassas alanlar belirlenmeli, buralar ağaçlandırılmamalı, doğal türler korunmalı. Korumaya alınacak alan tahrip edilmişse yöredeki doğal ağaç ve çalı türlerinin tohumları ile buralar tekrar bitkilendirilmeli. Toprakların derin olduğu ağaçlandırmaya uygun alanlarda yine yörede doğal olarak yetişen meşe, kayın, gürgen ve diğer geniş yapraklı ağaçların tohumları ile yeniden ormanlaştırma yapılmalı. Bu ormanlaştırma çalışmasında yöredeki yaban hayatı için açıklık alanlar bırakılmalıdır.”
AKP iktidarları öteden parti adında yer alan adaleti bitirdi, ayaklar altında paspas etti. Adındaki diğer ifade olan kalkınma ise krizde, adeta can çekişiyor. Kalkınma adı altında neye el attılarsa, ne yaptılarsa ekonomiyi dara soktular, ekolojik kıyım yaptılar, işçileri katlettiler, toplumsal kodlarla oynadılar. Mega projelerin, yap-işlet-devret işlerinin birileri saltanatını sürerken, hem adaleti hem kalkınmayı iflas ettirdiler. Tablo son tahlilde bu.
Peki Sinop için ne yapmalı? Yapılması gerekenler belli, kolları sıvama ve bölgenin tekrar ormanlık alan haline getirilmesi için çaba gösterme zamanı. Belki de bu olanlar kesilen ağaçların ahıdır, kim bilir… Eğer öyleyse bir an önce o ahın sorumluluları bulması dileğiyle…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022