Pelin CENGİZ
Türkiye’nin ormanı, havası, suyu, toprağı madencilere karşı varoluş mücadelesi veriyor
5 Ekim 2020 tarihinde TBMM Başkanlığı'na sunulan ve 46 maddeden oluşan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” geçen hafta Sanayi, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı.
Maalesef, özel sektör temsilcileri görüşmelerde yer alırken, toplantıyı izleme isteyen çevre örgütleri temsilcileri ise görüşmelere alınmadı.
Yasa, ilgili komisyonda görüşülmeye başlamadan önce yasa teklifinde yer alan maddelerin bazılarından şu yazıda bahsetmiştik.
Bu hafta da yine bu yasa teklifinin içeriğinden devam etmek istiyorum.
Söz konusu kanun teklifi, aşağıda yer alan kanunlarda değişiklik öngörüyor:
- 3065 Sayılı KDV Kanunu
- 3213 sayılı Maden Kanunu
- 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu
- 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu
- 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun
- 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
- 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu
Yasa teklifinde özellikle üzerinde durulması gereken ve doğrudan Maden Kanunu’nda değişiklik öngören 3’üncü ve 5’inci maddeleri biraz daha detaylandıralım.
1985 yılında yürürlüğe girmiş olan 3213 sayılı Maden Yasası, 2001 yılında bu yana tam 21 kez değiştirildi, yeni teklifle 22’nci değişikliğe hazırlanılıyor.
1985 yılında sonra yabancı sermayeli şirketlerin maden ruhsatı almasının önü açılmıştı. Türkiye’nin her köşesini bu ruhsatlarla parsellemiş güçlü yabancı aktörlerin yerin nasıl altını üstüne getirdiğini o tarihlerden bu yana görüyoruz.
Bu yasada temel olarak 2004 ve 2015 yıllarında yapılan değişiklikler önemli.
2004 yılında önce sadece kısıtlı alanlarda madencilik faaliyetleri yapılabiliyorken, 7’nci maddede yapılan değişiklikle madencilik faaliyetlerinin alanı genişletildi. Devlet ormanlarında, mill park, tabiat koruma alanı gibi korunan alanlarda, tarım alanlarında, su havzalarında, turizm alanlarında, kıyılarda madencilik faaliyetlerinde bulunmak serbest hale geldi.
Yine 2004 yılında Orman Kanunu’nun 16’ncı maddesinde yapılan değişiklikle daha önce Orman Bakanlığı’nın olur kararının arandığı durumlar ortadan kaldırıldı. Madde değişikliğiyle birlikte devlet ormanları içine madencilik faaliyetlerine izin verildi, korunan alanlarda Bakanlığın olur kararı arandı. Ancaki fiiliyatta devlet ormanları olur kararı aranmaksızın madenciliğe açılmış oldu.
2015 yılında daha önce “ekonomik cevher” tanımının yer aldığı Maden Kanunu’nda yapılan değişiklikle işletmeler için arana ekonomik cevher olma şartı kaldırıldı, ekonomik olarak karlı olsun ya da olmasın her madencilik faaliyeti ekonomik sayıldı, ve maden sahalarının işletmeye açılması kolaylaştırıldı.
Yasalar ve yasalardaki değişiklikler, ihtiyaçlardan kaynaklanır. Maden Kanunu’nda bu kadar büyük ve çok sayıda değişiklik yapılması belli ki sermayenin taleplerinden ve ihtiyaçlarından kaynaklanıyor. Çünkü ne ekonomik, ne toplumsal, ne de ekolojik anlamda bu kadar fazla değişiklik gerektirecek bir durum yaşanmış değil..
Gelelim, yeni yasa teklifinin kritik 3’üncü ve 5’inci maddelerine…
3’üncü maddenin içeriği şöyle:
“Madde ile süresi içerisinde süre uzatım talebinde bulunulmuş olmak kaydı ile süre uzatım talebi değerlendirmesi tamamlanmayan ruhsat sahalarında 12 ayı geçmemek üzere Bakan onayı ile maden işletme faaliyetlerine izin verilmesine imkan tanınarak aktif ticari hayatı devam eden ruhsat sahiplerinin ve dolayısıyla ülke ekonomisine üretimden kaynaklı kayıplarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Madencilik sektörünün gelişmesi, üretim ve istihdamın artırılması ile sektörün GSMH içerisindeki payının yükseltilmesi amacıyla bazı konularda Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğunun kaldırılması öngörülmekte ancak bunun yanında madde ile maden arama ve işletme ruhsatlarının verilmesi, birleştirilmesi, sürelerinin uzatılması, devir ve intikalleri ile çevreyle uyum bedeli iadelerine ilişkin müracaatlarda borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu korunmaktadır.”
3213 sayılı Maden Kanunu’nun 24’üncü maddesinde yapılmak istenen değişiklikle kanun kapsamında ruhsat uzatımı başvurusu yapıldıktan sonra, ruhsat uzatımının kesinleşmesi beklenilmeksizin Bakan onayı ile 12 aya kadar faaliyet izni verilecek.
Yani, devlet eliyle, yasayla ruhsatsız şekilde çalışmanın önü açılacak.
Ceza alması ya da iptal edilmesi gereken bir ruhsatın mevzuata aykırı şekilde 12 ay daha faaliyetlerine devam etmesine imkan verilecek.
Yine bu uygulama çevreyle, halk sağlığıyla ve iş güvenliğiyle ilgili yürütülmesi gereken süreçleri zora sokacak.
Teklifte yer alan 5’nci maddenin içeriği ise şöyle:
“İşletme izin alanı dışındaki yürütülen faaliyetlere ilişkin hususların kanunun 10’uncu maddesinde düzenlenmiş olması nedeniyle madde ile mevcut metinde yer alan “mücavir sahalara” ibaresinin “ruhsat alanı dışındaki mücavir sahalara tedbirsiz ve dikkatsiz faaliyetler sonucu meydana gelen” şeklinde netleştirilmesi ve bu suretle ruhsat alanı içindeki taşmalara, ayrıca Türk Ceza Kanunu’na göre cezai işlem tesis edilmemesi amaçlanmaktadır.”
3213 sayılı Maden Kanunu’nun Ek 15'inci maddesinde yapılmak istenen değişiklikle kanun kapsamında yapılan madencilik faaliyetlerinde işletme izni sahası dışında mücavir alanlara taşma durumunda TCK kapsamında işlem yapılmaktayken, yeni değişiklik ile “ruhsat sahası” dışındaki mücavir alanlara taşma halinde işlem yapılması öngörülüyor.
Bu durum ÇED mevzuatına tamamen aykırılık teşkil ediyor. Ruhsat sahipleri, ancak “ÇED alanı” ve “işletme izni alanı” içerisinde faaliyette bulunabilir, ÇED alanı ve işletme izni alanı dışındaki alanlarda faaliyette bulunamazlar. Bu durum, ÇED izni olmaksızın ruhsat alanı içerisinde faaliyete izin verilmek anlamına gelir.
Sayıştay’ın Orman Genel Müdürlüğü 2019 yılı denetim raporuna göre, Türkiye’de 687 maden izni sahasından 497’sinde sınır aşımı olduğu, 49’unda Orman Genel Müdürlüğü’nün izni olmayan yapılar yapıldığı, 31 sahada izin amacının dışında kullanılan idare izni olmayan yapılar yapıldığı ve 20 sahanın ise koordinatlarının sorunlu olduğu belirlendi.
Sonuç olarak, cezai yaptırımlara rağmen zaten mevcut madenletin yüzde 72’sinde sınır aşımı tespit edilmiş durumda.
Sınır aşımında cezai yaptırımların kalkması ile birlikte ruhsat alanı dışında yürütülen yasa dışı faaliyetler teşvik edilecek ve meşruluk kazanacak, ruhsat alanı dışında madenciliğe yönelik yürütülen her türlü huyu dışı faaliyet karşılıksız kalacak.
Tema Vakfı tarafından yapılan çalışmaya göre, Kaz Dağları yöresinin yüzde 79’u maden ruhsatlı.
Bu ruhsatların yüzde 41’i aktif. Aktif ruhsatların yüzde 57’si arama, yüzde 43’ü ise işletme ruhsatı safhasında. Ruhsatların yüzde 38’i ise ihale alanı olarak ruhsatlandırılmış durumda.
Bu bölgede orman alanının yüzde 80’i, korunan alanların yüzde 55’i maden ruhsatlı. Kazdağları Milli Parkı’nın yüzde 80’i, Troya Milli Parkı’nın yüzde 10’u, Kazdağı Göknarı Tabiat Koruma Alanı’nı yüzde 99,9’u ruhsatlı.
Yine aynı bölgede önemli doğa alanlarının yüzde 95’i, kültür varlıklarının yüzde 66’sı, tarım alanlarının yüzde 78’i ve büyük ovaların yüzde 60’ı ruhsatlı.
Tema Vakfı tarafından yapılan bir diğer çalışmaya göre, Muğla ve çevresinin yüzde 59’u maden ruhsatlı.
Muğla ve çevresindeki orman alanlarının yüzde 65’i, uluslarası koruma kriterlerine göre belirlenen, nadir flora ve fauna barındıran, dünya ölçeğinde önemli ekosistemler olan Önemli Doğa Alanları’nın yüzde 65’i yine madenler için ruhsatlı.
Tarım alanlarının yüzde 48’i, nadir canlı tür çeşitliliği, doğal ve kültürel özellikleriyle tabiatı koruma alanı, milli park gibi statülerle koruma altına alınmış alanların yüzde 55’i, kültür varlıklarının yüzde 66’sı ruhsatlı.
Türkiye'nin en yaşlı karaçam ormanı (250-700 yaş) ve eşsiz yaban hayatı ile mutlak koruma statüsüne sahip Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı’nın tamamı madenler için ruhsatlandırılmış durumda.
Sadece iki bölgeye bakınca bile mevcut durumun Türkiye geneli için ne kadar vahim olduğunu görmek mümkün. Şimdi yeni gelecek değişikliklerle Türkiye’nin kazılmadık, altı üstüne getirilmedik bir karış toprağı kalmayacak.
Şirketler, ruhsatsız biçimde çalışmalarını sürdürebilecek, cezai yaptırım gerektiren durumlara yönelik hiçbir sorumluluk taşımayacaklar.
Doğal hayat, toplum sağlığı, ekosistem bütünlüğü, temiz, adil, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı tamamen hiçe sayılacak.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022