Serdar KAYA
İbrahimî teolojinin merkezinde, bu dünyanın imtihan dünyası olduğu öğretisi bulunur. Bu öğreti, dünyayı anlamlandırma adına temel bir çerçeve sunar: Bu dünya geçicidir ve önemsizdir. Önemli olan, Yaratıcı’nın dilekleri ve rızasıdır.
Böyle bir çerçeve, insanların istek ve düşüncelerini ikinci plana iter. Hatta aynı çerçeve, semavi öğretiye ters düşen beşeri argümanların zararlı addedilmelerini de olağanlaştırır. Daha uç noktalarda ise, semavi hüküm ya da işaretlerden hareketle başka insanlara müdahalelerde bulunma yönünde tavırlar yer alır.
Bütün bu tavırların ortak varsayımı, Yaratıcı ile kurulan dikey ilişkinin, sosyal alanda diğer insanlarla kurulan yatay ilişkilerden daha önemli ve değerli olduğudur. Dindar İbrahimîlerin toplumun ya da devletin aleyhteki telkin ve baskıları karşısında dahi Yaratıcı’nın dilek ve rızası doğrultusunda hareket etme eğiliminde olmaları, dikey ilişkiye verdikleri önceliğin bir dışavurumudur. Kimi dindar İbrahimîlerin ilgili dikey ilişkiyi derinleştirme adına diğer insanlardan uzak, münzevi bir hayat sürmeye çalışmaları (örneğin, kimi Hıristiyanların manastırlara kapanırken, kimi Müslümanların erbainler çıkarmaları), yine bu anlayışın yansımaları olarak görülebilir.
Evrenselin ötesi
Yaratıcı ile kurulan dikey ilişkinin niteliği konusunda bir fikir edinme adına üzerinde durulabilecek belki de en iyi örnek, İbrahim’in, oğullarından birini Tanrı’ya kurban etme teşebbüsü hakkındaki kıssadır. Søren Kierkegaard, Korku ve Titreme adlı önemli çalışmasında, ilgili kıssanın etik analizini yapar. Analizinin merkezinde şu soru vardır: İbrahim’in, oğlunu boğazlamaya teşebbüs ederek en temel evrensel normları dahi ihlal ettiği açık iken, onu bir cani değil, inanç kahramanıolarak görebilmemizin bir yolu var mıdır?
Kierkegaard’a göre, İbrahim’in Tanrı karşısında bir yükümlülüğü olması, onu bir inanç kahramanı olarak görmeyi mümkün kılar. Zira, bu şekilde, İbrahim’in ilgili teşebbüsünü, evrensel addedilen her şeyi aşan, mutlak bir boyutta değerlendirmek mümkün hâle gelir. (Bu noktada, İbrahim mutlakolanın önünde bir yükümlülük altına girdiği andan itibaren, evrensel etik kurallarının onun için artık inancı gereği hiçe sayması gereken birer imtihana dönüştüğü de söylenebilir.)
Kierkegaard’a göre, konunun bir diğer önemli yönü de, İbrahim’in, ne oğlunu ne de karısı Sara’yı oğlunu kurban etme kararı hakkında bilgilendirmiş olmasıdır. Bu durum, inançlı bir insanın, Yaratıcı ile olan dikey ilişkisi sözkonusu olduğunda diğer insanlar ile olan yatay ilişkilerini (ya da onların haklarını) nasıl yoksayabileceği konusuna çok iyi bir örnek teşkil eder. Zira, İbrahim, Tanrı’nın ona öz oğlunu kendi elleriyle boğazlamayı emrettiğini düşünmekte ve oğlunun, karısının ya da herhangi bir başka faninin bu konuda ne düşüneceğini umursamamaktadır.
Anarşik bir inanç
Tanrı’nın emrini yerine getirme kararı alan İbrahim’in, oğlunu bundan haberdar etmediği iddiası, İslam dini özelinde geçerli değildir. Zira, Kuran, İbrahim’in oğluna bu konuyu açtığını ve ona ne düşündüğünü sorduğunu (Saffat 102-109) aktarır. Ancak, yine de, ilgili ayeti, Allah’ın katlini emrettiği insanlardan rıza almak gerektiği şeklinde yorumlamak zordur. Kaldı ki, aksi yöndeki örneklere başka ayetlerde (Hızır-Musa kıssası, Kehf 65-82) rastlamak mümkündür. Bu nedenle, Tanrı önündeki imtihanı ve yükümlülükleri diğer her şeyin önüne koyan İbrahimî çerçevenin, İslam dininde de korunduğu söylenebilir.
Bu önceleme, İbrahimî inançların temeli durumundadır. Dolayısıyla, ilgili kıssayı, ilginç bir anekdot değil, İbrahimî teolojinin inanca yüklediği gerçek manaya dair ciddi bir ders olarak okumak gerekir: İbrahim, Yaratıcı karşısındaki yükümlülüğünü istisnasız her şeyin ve herkesin önüne koymak suretiyle imtihanların belki de en büyüğünü başarıyla geçmiştir. Böyle bir teolojide imtihan kavramı o denli merkezdedir ki, bugün İbrahimî dinler insanlara çocuklarını kesmelerini emretmiyorlarsa, bunu yapmıyor olmalarının nedeninin etik ilkeler değil, sıradan insanlardan İbrahim olabilmelerini beklemedikleri olduğu dahi söylenebilir.
İbrahim’in dini böyle bir dindir. Doğası gereği Yaratıcı’dan başka otorite tanımaz. İbrahim’in kendi oğlunu kesmeye hazır olması da, putları kırması da, bu noktada aynıdır; aynı tevhid anlayışının yansımasıdır.
Sonsöz
“Sevdiklerin / Acıların / Tatlı evin / Çocukların / Sahibiysen / Tuzak bunlar”- Teoman
twitter.com/derinsular
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014