Serpil Çevikcan
Avrupa Birliği ile şimdi biraz gergin olan ilişkilerin en kısa zamanda düzeleceğini ümit ettiğini söyleyen Başbakan Yıldırım, “Şanghay Birliği ile ilgili telaffuzumuz yeni değil. AB ile ilişkilerimiz normal giderken de yapıyoruz. Şanghay Birliği AB’nin bir alternatifi değil” dedi
Moskova-Kazan
Rusya ve Tataristan gezisine eşlik etme olanağı bulduğumuz Başbakan Binali Yıldırım’ın yolculuğunun ilk durağı olan Moskova’daki temasları yoğundu. Yıldırım, Rusya’da hem Devlet Başkanı Putin, hem de mevkidaşı Medyedev’le bir araya geldi, Federasyon Konseyi’nde, üniversitede programlara katıldı.
Başbakan’a, önceki gün geç saatlerde, Putin’le yaptığı görüşmeden sonra sorularımızı yöneltme fırsatı bulduk.
Dün sabah saatlerinde Rusya’dan ayrılarak Tataristan’a birlikte gittiğimiz Yıldırım’ın, Suriye’den AB ve Şangay Birliği ile ilişkilere, OHAL’den Rusya ile normalleşmeye kadar uzanan yanıtlarını şöyle özetleyebilirim:
ŞANGHAY’A BAŞBAKAN DÜZEYİNDE DAVET:
Biliyorsunuz biz (Şanghay 5’lisi ile) diyalog ortağıyız, yeni çıkmış bir mesele değil. Önümüzdeki yıl başbakanlar düzeyinde bir toplantı yapılacak. Oraya bizi de davet edecekler.
KONUMUMUZ GÜÇLENDİ: (Johnson mektubundan sonra, İnönü, ‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de yerini alır’ demişti. Yeni bir dünya mı kuruluyor?) Tabii olayı o kadar küresel bir boyuta taşımaya lüzum yok. Bizim endişemiz şu, biz terörle ciddi mücadele veriyoruz. Suriye’de ve Irak’ta devlet olmamasının ya da zayıf yönetimler olmasının bedelini biz ödüyoruz. Fırat Kalkanı’nın başlamasının arkasındaki sebep de bu. Türkiye’nin bölgedeki belirleyici konumu güçlendi. Muhataplarımız nezdinde de bunu hissediyoruz. ‘Türkiye ile de konuşalım. Siz ne düşünüyorsunuz?’ Bunu hem ABD’lilerle, hem Ruslarla, İran’la yapıyoruz. Suudi Arabistan, Katar’la aynı doğrultuda hareket ediyoruz. Hedefimiz belli. Bir an önce Suriye’de akan kan dursun. Ama bu sürdürülebilir bir şey değil. Zannediyorum muhataplarımız bunu düne göre bugün daha iyi anlıyor. Şöyle bir riskten söz ediyorlar, ‘Libya gibi olmasın’ diyorlar. ‘Kaddafi gitti Libya düzeldi mi?’ Öyle bir argüman var. Oradaki vahşetin devam etmesi için makul bir düşünce olarak kabul edemeyiz.
TÜRKİYE OLDUĞU YERDE: Türkiye makas değiştirmiyor bir kere bunu bilin. Türkiye olduğu yerde duruyor. Bölgede yaşanan olaylar karşısında bizim bir sorumluluğumuz var. AB ile ilişkilerimizin 50 yıldan fazla bir geçmişi var. İyi zamanları var, krizli zamanları var, şimdi de biraz gergin. Ümit ederim ki bu da kısa zamanda düzelir. Önümüzdeki yıl 5 tane birlik ülkesinde seçim var. Bir belirsizlik devam edecek burada. Türkiye, Avrupa’da iç siyasetin de bir aracı olarak uzun bir süreden beri işin içine dahil ediliyor. İngiltere’nin birlikten çıkması kampanyasında Türkiye vardı. Avusturya, diğerlerinde benzer şeyler olabilir. Ancak Şanghay birliği ile ilgili telaffuzumuz yeni değil. AB ile ilişkilerimiz normal giderken de yapıyoruz. Benzer ortaklıklarımız var. Karadeniz Ekonomik İşbirliği, İslam İşbirliği Örgütü var. Türkiye coğrafi olarak da kültürel olarak da hem Asya’da hem Avrupa’da. Bu Rusya için de öyledir. Rusya da AB ile ilişkilerini sürdürmek istiyor, aynı zamanda Şanghay teşkilatının da aktif olarak içerisinde. Onun için Şanghay 5’lisi AB’nin bir alternatifi değil. Biz onu AB’yi korkutmak için kullanıyor değiliz.
DOĞAL DEĞİL Mİ?: (Bir eksen kayması mı var?) Bu doğal bir şey değil mi? Türkiye, bölgede karşı karşıya bulunduğu tehditleri, fırsatları ıskalayamaz. Bunu böyle görmek lazım. Bizim ‘tek seçenek AB’dir. AB’nin ne zaman gönlü olursa’ diyecek halimiz yok. AB’den şunu istiyoruz, samimi olsunlar, çifte standart yapmasınlar, Türkiye’nin yanında dursunlar. Türkiye’yi bölmek isteyen, başını ağrıtanlarla iş tutmasınlar. Bu kadar net.
RUSYA İLE İLİŞKİLERDE GELİŞME OLACAK: Rusya ile tatsız olaydan sonra normalleşme süreci başladı. Bunun mimarı sayın Cumhurbaşkanımız ve Putin’dir. 15 Temmuz’dan sonra Rusya çok net duruş sergiledi. Normalleşme süreci hızla devam etti. Ancak uygulamada bunu doğrulayacak hızda sonuç alamadık. Bunu ifade ettik. Gerek gümrük kapılarından, havaalanlarından girişler, gerekse vizeyle ilgili durum, karşılıklı kısıtlamaların kaldırılması. Tarım ürünlerine, tekstil ürünlerine taşımacılık fiilen yapılmıyor mesela. Üçüncü ülkeler taşımacılığı yapıyor. Buralarda biraz daha yoğunlaşacaklarını zannediyorum. Bunun yakından takip edilmesi konusunda mutabakata vardık. Vizelerin kalkması lazım geldiğini açık bir şekilde söyledik. Biz 24 Kasım öncesine döneceksek, enerji alanında karşılıklı yatırımların artırılması... 100 milyar hedef vardı, yüzde 40 gerilemişiz, 30 milyardan 12.5 milyara düşmüşüz. Uçak krizi öncesinden daha ileri götürelim diyor. E tamam götürelim. Ama onun tedbirlerini almak lazım. Kısıtlamaların, malların insanların gidiş gelirlerindeki zorlukların kaldırılması lazım. Turizmle ilgili ciddi anlamda, biraz daha hızlı gelişecek gibi gözüküyor... Biraz kademe kademe gidelim tarzında bir yaklaşımları var. (Kasıtlı bir ağırdan alma mı?) Ben öyle bir şey hissetmedim. Terör her ülke için tehdittir, güvenli bir ülke yok. Tabii ki tedbirler alınacak, istihbarat paylaşımı yapılacak. Operasyonların yapılması noktasında Türkiye ciddi bir konsept değişikliğine gitti. Olayların arkasından değil, önünden gidiyor. Taarruz yapıyoruz. Bazı gelişmeler olacağını düşünüyorum.
DOSTANE ŞEKİLDE ÇÖZELİM: (Doğal gaz indirimi) O konu şu anda biraz ihtilaflı ama şöyle konuştuk. Bunu da dostane bir şekilde çözelim şeklinde. Bir yandan ilişkileri geliştirelim, sınırlamaları kaldıralım derken diğer yandan ihtilaf olması çok doğru bir şey değil. O bağlamda birlikte çalışıp dostane şekilde çözelim.
YERLİ PARAYLA TİCARET: İkisinde (Putin ve Medvedev görüşmeleri) de bazı konular ortak konular, bazıları ayrı. Suriye ve diplomasi, ekonomik ilişkileri sayın Putin’le konuştuk. Sayın Medvedev’le de konuştuk. Yerli parayla da ticaret yapılması, onda da ilgililer. En azından kısa vadeli ticaretin yerel parayla yapılması konusunda bir fikir birliği var. Biz genel hatlarıyla konuları ortaya koyduk. Asıl siyasi iradenin kararları geçerli olacak. Onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.
‘FETÖ’yü anlattım sağlam duruyorlar’
Çok yoğun bir program geçirdik. Genel olarak FETÖ yapılanmasından bahsettik. Örgütün küresel anlamda da ciddi bir tehdit olduğunu anlattık. Sık sorulan bir soru var. ‘Bu kadar tehlikeli bir örgüt nasıl fark edilmedi?’ Sormadan ben anlattım. O çok ilgisini çekti. Burası FETÖ’ye karşı mücadelede sağlam duruyor. Ayrıca Çanakkale’de onların da bir şehitliği var. O şehitliğe bir anıt yapmak istiyorlar.
HALEP’İ KAPSAMADIĞINI ANLATTIK: Suriye’yi konuştuk. Suriye konusunda sayın Cumhurbaşkanımızla, Putin çok sık görüşüyor. Suriye’de biz şu anda çözüm üretme konusunda daha etkin konumdayız. Bu da ağırlıklı olarak Fırat Kalkanı ile başladı. Halep konusundaki kaygılarımızı anlattık. Onlar da şunu teyit etmek istediler. Bizim sanki Fırat Kalkanı’nda El Bab’a yönelik faaliyetlerimizin Halep’i de kapsadığı şeklinde bir algı var. Öyle olmadığını Cumhurbaşkanımız da söylemişti ama tekrar konuyu açtılar. Bizim derdimiz orada günahsız hayatını kaybedenler, akan kanın durdurulması, insani yardımların Halep’e ulaşması. Bunun için ne gerekiyorsa o çalışmayı yapıyoruz. Bu konuda özellikle Rusya’nın rejim üzerinde daha fazla inisiyatifini hissettirmesini beklediğimizi ifade ettik. Bizim oradaki duruşumuz, DEAŞ’a karşı, YPG’ye karşı Türkiye’nin güvenliğini sağlamak, PYD’nin koridor oluşturmasına mani olmak. Güney’de ineceğimiz nokta El Bab’la sınırlı. Onun ötesinde bir planımız olmadığını bilmek istiyorlar. Bizim böyle bir planımız yok. Onlar da rejimin bu konuya müdahil olmaması yönünde gayret gösterecekler. Biz bunu (PYD’yi...) çok net ifade ettik. Onlar da YPG, PYD, PKK’dan farklıdır diye
bir yorum getirmediler.
‘Keyfimizden OHAL ilan etmedik’
(TÜSİAD Başkanı’nın ‘OHAL kaldırılsın, idam tartışmalarını sakıncalı buluyoruz’ açıklamaları) Türkiye demokratik bir ülke, herkes bildiğini açıklar. Biz ne yapacağımızı biliyoruz, sorumluluk bizde. Neyin ne zaman yapılacağı şartlara bağlı bir şey. Keyfimizden OHAL ilan etmedik. Durup dururken mi ilan ettik. Vatandaşa ilan etmedik, kendimize ilan ettik. İçimizdeki virüsleri nasıl temizleyeceğiz. Vatandaş işine gücüne baksın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2018
25.05.2018
23.05.2018
19.05.2018
16.05.2018
12.05.2018
9.02.2018
5.02.2018
2.02.2018
28.04.2018