Sezin ÖNEY
Kemal Sunal’ın başrolünde oynadığı “Bekçiler Kralı” filmiyle neredeyse yaşıtız ama o zamanda bu yana Türkiye yerinde saymış gibi gözüküyor. Hatta daha fenası; artık Kemal Sunal gibi bizi ortakça güldürecek kimse de yok...
Osman Fahir Seden’in bu filmi, “sistemle” dalgasını geçiyordu. Sunal’ın canlandırdığı mahalle bekçisinin, yetkilerini “kendinden menkul şekilde arttırması” ve mahalle “kodamanlarının” adaletsizliklerine karşı müdahale etmesini anlatıyordu film. Mahalle emniyetinin komiseri de, gelen şikayetlere rağmen bekçi Şaban’a birşey diyemiyordu; zira, onun İçişleri Bakanı’nın akrabası olduğunu sanıyordu.
“Bekçi” kavramına ilişkin çocukluktan kalma anılarım arasında bir bu film, bir de hayal meyal anımsadığım geceleri sokaklarda gezen kahverengi üniformalı bekçiler var... “Boza” diye bağırarak geçen satıcılar ve düdüklerini şöyle bir öttürerek geçen bekçiler...
Geçtiğimiz gecelerden bir gece, ansızın çıkıveren bir Kanun Hükümünde Kararname ile bekçiler, muhteşem bir dönüş yaptı.
Pek kimse üzerinde durmadı bu konunun... Şöyle haberler yazıldı geçti...
“OHAL kapsamında yayımlanan 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatına 7 bin çarşı ve mahalle bekçiliği kadrosu ihdas edildi.”
2007’den beri, Şerif Mardin’in ortaya attığı “mahalle baskısı” kavramı çerçevesinde, “mahalle” konusu konuşulup durdu da; nedense, mahalle bekçiliği uygulamasının geri dönüşü çok fazla ilgi çekmedi... Oysa, bu yeni KHK, var olan bekçilerin sayısının yüzde 100’den fazla bir oranda arttırılmasını öngörüyor. Üstelikte, önümüzdeki dönemlerde, 7 binden çok daha fazla sayıda bekçinin işe alınması söz konusu olacak.
Hürriyet’in haberinden öğrendiğimiz “arka plan” bilgileri şöyle:
“İçişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, çarşı ve mahallelerde halkın can ve mal güvenliğini sağlamada kolluk kuvvetlerine yardımcı olmaları amacıyla, ‘Çarşı ve Mahalle Bekçileri’ teşkilatı güçlendirilecek. Bu kapsamda halihazırda 5 bin 392 olan kadro sayısı kademeli olarak artırılacak. Sonraki süreçte 7 bin yeni bekçi için kadro tahsisinin ardından ise valilikler vatandaşları internet siteleri üzerinden bilgilendirecek. Doğu Anadolu'daki illerin ardından ilk etapta Ankara, Mersin, Adana, Gaziantep ve Hatay için bekçi alımı yapılacak.”
Daha Mart 2016’da, “bekçiliğin canlandırılması” konusu gündeme gelmişti aslında... O zamanlar, en az 20 bin bekçinin işe alınacağı belirtiliyordu. Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala 2016 Mart’ında şöyle bir açıklama yapmıştı: “Doğu ve Güneydoğu’da süren operasyonların bitmesinin ardından sokaklar polise zimmetlenecek. Belli polis noktaları asayiş hizmeti sunacak, belli polis noktalarını da mahalleleri dikkate alarak serpiştireceğiz. Mahallerde bir olay çıkmadan, çıktıktan sonra da anında müdahaleyi mümkün kılacak yeni bir konsept...
İkincisi gece de hizmeti sadece devriye şeklinde değil, vatandaşın, daha görünür, hissedeceği güvenlik sağlayacak mekanizmaları oluşturuyoruz. Şimdi eskiden bekçiler vardı. Yine sokak sokak, mahalle mahalle kimin sorumlu olduğu belli olacak, görevlisi kim sorumlusu kim, böyle bir anlayışa geçiyoruz. Yani sokak sokak, mahalle mahalle güvenlik ve asayiş hizmetini sunacak olan ve oranın düzenini sağlayacak olan mekanizma ve kişiler belli olacak. Taşrada korucu. Jandarma bölgesinde jandarma. Bekçiler hâlâ var. Ve gece sorumluluğu üstlenecek olanlar... Gece daha görünür olacak. Vatandaşın sokağında emniyetini hissedeceği bir düzeni gözden geçiriyoruz.”
Belli ki, o zaman öngörülen bekçilik sistemi, tüm Türkiye’ye değil, sadece Güneydoğu ve Doğu bölgelerine yönelikti. Arşivlere dönüp de bakınca, bu gibi açıklamaların şimdi FETÖ’den tutuklu, darbe girişimi zanlısı üst düzey generaller eşliğinde yapıldığını görüyoruz.
Köprünün altından bir yılda çok sular aktı ama Şubat 2017’de, İstanbul’da 700 ÇMB’nin, yani “çarşı ve mahalle bekçisinin” işe alınmasıyla, aslında zaten bu projenin pilot uygulamasına da başlandı. Çok da ironik ki, Efkan Ala’nın Cizre’den bahsederek kamuoyu ile paylaştığı uygulamanın başlangıç yeri, oradan yaklaşık 1620 kilometre ötedeki İstanbul oluverdi. Kime niyet kime kısmet diye de buna denir.
Aradan geçen süreç içinde, ÇMB’ler için öngörülen maaş da, 1500-1700 TL’den yaklaşık 2700 TL’ye çıkmış. Bekçilik görevine başvuranlar, KPSS’ye girmek zorunda değillermiş; Valilikler veya Kaymakamlıklar tarafından sözlü ve yazılı sınava tabi tutulacaklarmış. Haberlere yansıtıldığına göre, bekçi olmak isteyenlerin “Türk toplum anlayışına göre ‘kötü şöhretli’ olarak tanınmaması” gerekiyormuş.
Bir de yazılı olmayan şartlar aranıyor yeni bekçi adaylarında...
Şubat ayında, ilk “yeni bekçilerin” İstanbul’da işe alınacağı duyurulduğunda, Vali Vasip Şahin, adaylarda, görev yapacakları mahalleleri iyi tanıma şartının aranacağını özellikle vurgulamıştı. Şahin, şöyle konuşmuştu:
"İstanbul'da ilçelerde çalışmak üzere 700 bekçi alınacak... Bunların İstanbul'u tanıyor olması, İstanbul'un caddesi, sokağını biliyor olması, görev yapacak personelimiz açısından bir gereklilik ve avantaj olarak düşünüldü. Bekçilik, mahallelerimizdeki tarihi unsurlardan biridir. Geçmişte bekçiler o mahalledeki, sokaktaki her şeyi bilen kişilerdi, dolayısıyla oradaki güvenlik ihtiyacını en yakından yaşayan ve bilen insanlar olarak önemli bir görevi ifa ediyorlardı. Bundan sonra sokak aralarında, mahallelerde geçmişte olduğu gibi bekçiler görev yapacak.
Ama burada bizim daha çok önemsediğimiz husus, mahalleyi ve mahalleliyi tanıyor olmak. Mahallenin yaşantısını, mahallenin algısını bilen ve o ihtiyaçları tespit edip, diğer bağlı olduğu mercilere iletebilen yapı olması idi."
Şahin, “Mahalle ve Çarşı Bekçileri” ile ilgili bir kanunun zaten var olduğuna da dikkat çekmişti.
772 Sayılı bu kanun, 1966 tarihli ve “Çarşı ve mahalle bekçi teşkilatını”, “en büyük mülkiye amirinin emrinde, genel zabıtaya yardımcı, silahlı bir kuruluş” olarak tarif ediyor.
Kanunda, bekçilerin görev kapsamları da şöyle çerçevelenmiş:
“Çarşı ve mahalle bekçilerinin görevleri şunlardır : A) Genel kolluk kuvvetlerinin derhal müdahalesine imkan bulunmıyan acele ve zaruri hallerdeki görevleri,
1. Bir kimsenin can, mal ve ırzına saldırma ve tehditleri önlemek, saldıranları yakalamak,
2. Suç işlenirken veya işlendikten sonra, henüz izleri meydanda iken sanıkları yakalamak,
3. Kamu düzen ve güvenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların yapılmasına karşı, genel kolluk kuvvetleri gelinceye kadar önleyici tedbirleri almak,
4. Adli kolluk işleriyle ilgili vakalarda, delillerin kaybolmamasını sağlayan muhafaza tedbirlerini almak. (Bekçiler bu benddeki görevlerinin ifasında halkın yardımından da faydalanabilirler.)
B) Genel kolluk kuvvetlerine yardım yönünden görevleri:
1. a) Uyuşturucu maddeler yapılan, satılan veya kullanılan yerleri,
b) Kumar oynanan genel ve herkese açık yerleri,
c) Mıntakası dahilinde gizli fuhuş yapanları,
d) Mıntakası dahiline gelen misafir ve yabancıları,
e) Halkın sükun ve istirahatini bozanları, saldırgan delileri, rezalet çıkaracak derecede sarhoş olup başkalarını rahatsız edenleri,
f) Mevzuat ve yetkili makamlarca tayin edilen saatlerden sonra her ne şekilde olursa olsun, halkın rahat ve huzurunu bozacak surette açık ve kapalı yerlerde gürültü yapanları,
g) Sokak, geçit ve meydanları tıkayarak trafiğe mani olan taşıt ve araçlarını ve diğer engelleri,
h) Yangın, deprem, su baskını gibi afet ve tehlikelerle ilgili önbilgileri,
En kısa zamanda polis ve Jandarma ve itfaiye teşkilatına haber vermek ve önlenmesi gerekenleri önlemek”.
Bunun dışında, mahallede devriye gezmekten yol soranlara yolu tarif etmeye kadar birçok başka görevleri de var ÇMB’lerin... Gerçekten de, mahallelerde yeni bir devir başlıyor...
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024