Sinan ÇİFTYÜREK
AKP/Erdoğan, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası, kendisini doğrudan veya dolaylı iktidara taşıyan politikalardan hızla uzaklaşmaya başladı. 8 Haziran sabahı Iğdır’dan Urfa’ya haritanın Kürdistani renge bürünmesi; Devlet aklı MGK’nın “bu harita kabul edilemez gereği yapılacak” stratejisini belirlemesiyle önce AKP siyasi makas değiştirdi, sonrasında sınıra örülen duvarlar ve 31 Mart yerel seçimlerinden günümüze kadar yaşananlar…
AKP’nin Kürt meselesi, liberalizm, AB’ne üyelik süreci, temel hak-özgürlükler ve bunların dinamikleriyle çelişki-çatışması derinleşti. Bir süre, bu dinamikleri tamamıyla karşısına almasa da diyalogda geliştiremedi deyim uygunsa türbülansa girme ya da iki derede bir arada sıkışma halini yaşadı. Hatta tekrardan kimi diyalog-buluşma hamleleri yaptıysa da ötekileştirme, düşmanlaştırma siyaseti derinleşti. Ve Cumhur İttifakı’yla “pazara kadar değil mezara kadar” rotasında ilerleyince türbülanstan çıkış ararken piste iniş yerine mayın tarlasına daldı ve ilerliyor. AKP’nin bir süredir içerisinde yürüdüğü mayın tarlasında neler var.
I – 2015 seçimlerinin ardından, Kürdistan meselesinde devlet aklı stratejisinin yol haritası adım adım uygulandı ve devam ediyor. Kürt sivil siyaset kadrosuna yönelik başlatılan kitlesel gözaltı ve tutuklamalar furyası aralıksız sürüyor.
AKP’nin kendi yasalarını tanımaz uygulamalara rağmen kazanılan belediyelere bu kez kayyum atanması, Kürdistan halklarının iradesini tanımaz bir fiili uygulamaya dönüştürüldü. Kürt halkı seçiyor AKP “senin iradeni tanımam” diyor ve kayyum atıyor. Kürt halkı tekrar seçiyor, AKP tekrar kayyum atıyor. En son 31 Mart 2019’da seçimlerinde kazanılan 65 belediyeden 40’ına kayyum atadı. Kars ve diğerlerine ilişkin de türlü plan-oyunlar sürüyor. Hatta İstanbul, Ankara’ya yönelik de kayyum atamanın ön yoklamaları yapıldığının işaretleri artıyor. İşte dalıp yürüdüğü tarladaki en önemli mayın alanlarından biri!
Millet İttifakı ise bu konuda burjuva demokratik tutum almak bir yana HDP “düşman”laştırılır. M. Akşener’in, Cumhurbaşkanına seslenerek “Bizim kutuplaşarak kaybedecek vaktimiz yok. Belediye başkanlarının paralel ilan edilmesi bambaşka bir problem” diyerek “Millet İttifakı’nın” belediyelerinin “paralel ilan” edilmesinin tehlikesini dile getirirken, HDP’nin Diyarbakır-Mardin-Van…. 40 belediyesine kayyum atanmasına ses çıkarmaz. Hatta “biz kırmızı kuvvetler mavi kuvvetler değiliz… Memleket masası etrafında toplanmamız lazım” deyip Meclis, Meclis dışı tüm sistem partilerini “Mavi Kuvvetler” ilan edip çağrıda bulunurken, desteğiyle belediyeleri kazandığı HDP’nin adını anmayıp “Kırmızı Kuvvet” olarak düşmanlaştırır.
II – AKP’nin liberallerle yol ayrımı, yargıya müdahale ve sınırlı uygulama alanı bulan temel hak ve özgürlüklerin kuşatılarak birey ve kurumların nefes alamaz hale getirilmesi… tarladaki diğer belli başlı mayın alanları. Mahkeme Demirtaş’ın tahliye kararını veriyor, dışarıda kendisini gidip alma hazırlığı var. Tam o saatlerde Cumhurbaşkanı “Sokağa insanları çağırıp Diyarbakır’da 53 evladımızı öldürenleri bu millet unutmuyor, unutmayacaktır da. Bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. Bunları bırakamayız” der. Ve saatler içinde Demirtaş için yeni dava ve yeniden tutuklama kararı verilir. Benzer bir gelişme Osman Kavala tahliyesinde de yaşandı.
Var olan kısmi temel hak-özgürlüklerin (ki ağır bedellerle kazanıldılar) hızla tırpanlanması konserlerin yasaklanmasına kadar vardırıldı. Grup Yorum üyelerinin isyanı bunaydı. Helin-Mustafa-İbrahim, konser verme yasağının kalkması için ölümle sonuçlanan açlık grevlerinin esas nedeni hak ve özgürlükler alanın tümüyle budanmasıydı.
AKP, hak ve özgürlüklerin budanmasıyla da yetinmiyor, Yeni torba yasa teklifiyle “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun”da da değişiklikler öngörüyor. Hedef; doğrudan Youtube, Twitter, Facebook vb sosyal ağların tamamıyla zapturapt altına alınarak tek adam rejimine eleştirel yaklaşan herkesin ağzını-gözünü-kulağını bantlamak. İşte diğer mayın alanları ve AKP’nin, AB ve liberallerle başlayan yol ayrımını derinleştiren kriz noktaları.
III – Baro ve TMMOB bileşeni meslek odalarını istediği gibi “yerli ve milli yapamayan” AKP yeni yasa hazırlığıyla bu kurumları susturmak ya da iktidar şakşakçısı haline getirmenin yolarını arıyordu, aradığı bahaneyi buldu. Diyanet Başkanı Erbaş’ın “İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti” demişti.
Buna Ankara Barosu ve farklı kurumlardan haklı tepkilerin sosyal medya da gelişmesi ve Erbaş hakkında suç duyuruların yapılması; devlet yetkililerinden peş peşe “Erbaş yalnız değildir” açıklamaları geldi. İbrahim Kalın “Zamanı ve mekanı yaratan Allah’ın hükmüne dil uzatanlar bu dünyada da ahirette de hüsrandadır… Ali Erbaş yalnız değildir” derken; Erdoğan “kullanılan üslup, konu ve şahıs boyutunu aşıp doğrudan İslam’a yönelen kasıtlı saldırı halini almıştır. Zira Diyanet İşleri Başkanımıza yapılan saldırı devlete yapılan saldırıdır” dedi. Ve AKP MYK toplantısında, “Oda ve barolarla ilgili düzenleme konusunda bu konuda derhal çalışmalı ve meclisimizin takdirine bunu sunmalıyız” talimat verdi. Yani “Söylenmek istenen ‘tarafsızlığı güvenceye alan bağımsız bir yargı kalmadığından avukata ve barolara gerek yoktur!’ Ya da memurlaştırılmış bir avukatlık amaçlanmaktadır.” (M. Emin Aktar) Baro, TMMOB vb. demokratik kurumların sırf iktidarın beğenmediği açıklamaları nedeniyle seslerini kısıp denetim altına alacak yasa değişikliğine gitmek tarladaki mayınları tetiklemektir.
IV – AKP dün Cumhurbaşkanlığı seçim sistemine kendilerinin getirdiği %50+1’i değiştirme hazırlığını da yapıyor. Çünkü AKP, MHP ile de %50+1’i almayacağını görüyor ve “belki salt çoğunlukla alırız” kişiye özel yasa değişikliğine gidiyor. Zira “illa da iktidar da kalmalıyım” hırsı ve korkusu her şeyi belirliyor.
V – Cumhur İttifakı olarak, açık ideolojik, etnik ayrımcılık ve öfkeyi içeren yeni Ceza İnfaz Yasası’yla mafya babaları, uyuşturucu baronları, kadın katillerini… bırakıp vekil, belediye başkanı, gazeteci, aydınları içeride bırakmasının toplumda yarattığı büyük tepkiler, AKP için mayın tarlası olmaya devam edecek. Aynı yaklaşım Sünni Hanefi mezhebi dışındaki inançlara özellikle Alevi inancına yönelik de sürmekte.
VI – Bir süredir zaten ekonomik sorunlar altında bunalan AKP, şimdi mayın tarlasındaki bütün kriz noktalarını patlatacak ekonomik krizi ağırlaştıran koronavirüsle yüzleşti. Tüm iktidarlar gibi AKP’de kriz altında 1929 Almanyası benzeri adımlar atabilir, zaten bir süredir atıyor. Yani içeri de ve dışarı da daha fazla otoriter rejim ve savaş siyasetini derinleştiriyor.
İşte AKP/Erdoğan politikalarını eleştirip muhalefet eden herkesin hedef tahtasına alındığı mayınlı tarlada yürüme halini ağırlaştıran tablo. Bütün bunların temelinde iki şey yatıyor:
İlki; Yüz yıllık Cumhuriyet deneyimi, Kürdistan meselesi çözülmeden Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklerin yaşam alanı bulamayacağını gösterdi. Türk rejimi “demokrasi ve özgürlükler gelişirse bundan ayrılıkçı Kürt siyaseti yararlanacak” stratejisin izlemiş. Demokrasi ve temel hak, özgürlükler uğruna mücadeleyi de bu stratejiyle daima baskılamış.
İkincisi; Erdoğan/AKP söz konusu mayın tarlasında yürümekte zorlanıyor ancak “ilk seçimde iktidardan düşerim ne olur halim” kâbusuyla “ya herro ya merro” diyerek yürüyor. MHP, AKP’nin sıkışıp yalpaladığını gördüğünden “haydi aslanım bu zeminde yürümeye mezara kadar devam et, arkandayım” ayarı verilmekte. MHP yöneticilerinin son çıkışının özeti bu.
Çözüm; ne AKP’den ne de Millet İttifakı’ndan beklenti içerisinde olmadan, halkların ulusal özgürlük ve geniş demokrasi cephesinin örülmesidir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018