Talat ULUSOY
KURTULUŞ
Tarih 16 Mart 1923. Yer Adana. “(...) Ermenilerin bu feyizli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. (...) Memleket en nihayet yine sahibi aslilerinin elinde kaldı. Ermeniler ve sairenin burada hiçbir hakkı yoktur. Bu bereketli yerler koyu ve öz Türk memleketidir...”
Ulu Önder “Kurtuluş” Savaşı’nın ardından söylüyor bunları.
Burada “ve saire” ile ifade edilenler “feyizli” Osmanlı ülkesinin altı yüz yıllık yerlisi ve altmış yıllık “eşit haklı vatandaşları”dır ve artık “hiçbir hakları yok”tur.
“Kurtuluş Savaşı” için “emperyalizm”e karşı verilmiştir demek ayıp olmuyor mu? Belli ki, bu savaşErmeni ve Rumlar’a karşı verilmiş.
GERİLLA!
Afet İnan’ın yalancısıyım. “Atatürk hakkında hatıralar ve belgeler”de anlatır:
M. Kemal Paşa 14 Nisan 1919 akşamı Sadrazam Damat Ferit’in Nişantaşı’ndaki konağında akşam yemeğindedir. Yemekten sonra Sadrazam,
Bir harita getirtsek de Müfettiş Paşa onun üzerinde bana izahat verse, der.
Harita masaya serilir. Damat Ferit sorar:
Samsun havalisinde ne yapacaksınız?
Afet İnan arada şu açıklamayı yapıyor: “... Samsun havalisinde yapılmak istenen iş, o havali Türklerinin başlattıkları gerillayı bastırmaktır...”
M. Kemal’in “müfettiş”liği savaşın başından beri İttihatçılar’ın Hıristiyanlara karşı sürdürmekte olduğu çete savaşlarının bastırılması içindir.
19 Mayıs 1919’dan önce bu memlekette “kurtuluş” niyetiyle başlatılan bir şeyler varmış demek ki! Eğer öyleyse, bu tarihî hatayı düzeltmek gerekmez mi? Yoksa daha önceki “kahramanlık”lar yok sayılmış olur. Çanakkale’de, Ermeni Temizliği’nde, Sarıkamış Macerası’nda büyük “emek”leri geçen Enver ve Talat “paşa”ların hakkı yenmiş olur.
“İttihatçı zihniyet” inşasının dünyanın gördüğü en büyük “toplum mühendisliği” eseridir. Gençliğin “ilelebet muhafaza ve müdafaa” etmeye mecbur olduğu şey işte bu eserdir. “Eser”in yıkılmaması için Cumhuriyet ile yenilenen İttihatçı zihniyetten “şüphe” edilmemesi şarttır. Mesela, “Kurtuluş Savaşı”nı kim ve ne zaman başlattı? Doğru şıkkı işaretleyin:
a) “23 Ocak 1913’te Harbiye Nâzırı Nâzım Paşa’nın öldürülmesi ile Enver,
b) 19 Mayıs 1919’da Bandırma vapuruyla Samsun’a çıkan M. Kemal.
Hiç “şüphe”siz “b” şıkkı”!
TEK ADAM’LAR ÜLKESİ
Cumhuriyet “Ulu Önder’li, tek dinli, tek dilli”dir.
Saltanat “Ulu Hakan’lı, çok dinli, çok dilli”dir.
“Hakan” aydınlanmamış saltanatın “tek adam”ıdır.
“Önder” aydınlanmış cumhuriyetin “tek adam”ına denir.
“Hakan” dediğinin atası “Osman Bey” diye bilinir.
“Önder”e ata gerekmez, o herkesin “Ata”sıdır.
Bu memleket erkekleri “tek adam” olmak ister, Kasımpaşa’nın eski santraforu da. Ata’dan dededen öyle görmüştür.
“Şikeye şike” diyemeyen toplumun santrafor’u soy ağacını Alpaslan’a, 1071’e, Malazgirt’e, yani epeyi uzaklara dayandırır.
O yüzden memleketim insanı yüz yıldır “daha iyi”sini ararken “Osmanbey- Harbiye- Kasımpaşa” üçgeninde dolanır durur da bir türlü “Kurtuluş”a varamaz!
ŞARKILAR SENİ SÖYLER
Zafer günlerinde, ölüm yıldönümlerinde geleneğimizdir, “Atatürk’ün sevdiği şarkılar” çalınır. Bunlardan “Köşküm var deryaya karşı” beni en duygulandıran şarkıdır. Nedense dinlerkenSelanik değil de, daha çok İzmir düşer aklıma. Körfez kıyısına dizili kömür karası köşkler...
Atatürk’ün sevmediği şarkılar da varmış. O’nun sevmediğini milletçe sevmemek gerekir, öyle öğrendik, ama ben sevmediği şarkılardan birini pek severim! Uşşak makamında güzel bir şarkıdır. Tek çalgıyla, hatta hiç çalgısız Gül Yazıcı’dan dinlemenizi öneririm bu Lemi Atlı bestesini. Şarkının hikâyesi şöyle:
“Tütüncü Yakup Ağa” kod adlı İttihatçı Doktor Nâzım, “İzmir Suikastı” gerekçesiyle 26 Ağustos 1926 günü idam edilecekken son dileği sorulur. O da Nedim’in şu dörtlüğünü söyler:
Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var
Mihnet-medâr olan feleğe intisâbı var
Eyler nesîm-i subhu bize gird-bâd-ı gam
Bu rûzgâr-ı bî-mededin inkılâbı var
Kaşını gözünü yarsam da, hoşgörünüze sığınarak şöyle sadeleştireyim:
Bunca zulümden ki bahtın acelesi var
Dert veren feleğe tez elden eresi var
Seher yeli getirdiğin bir gamlı nefes
Çare yok bu rüzgâr da dönecek, günü var
Bu istek “Paşa”ya gider. “Paşa” şarkıdaki gizli mesajı almış olmalı ki, on yıldan uzun süre çalınıp söylenemez olur. Ardından okullarda “Türk musikisi” öğretilmesi yasaklanır. Radyolarda “şarkı” çalma yasağı 1935’te uygulanmaya başlar. Niye?
Halkı “eski devrin bozuk sazı”ndan kurtarmak içindir bu “yasak”lar!
Radyolarda çalınmaz, plakları basılmaz ama Ata’nın sofrasında sazende ve hanendeler eksik olmaz. İnsan tiryakiyse zor bırakır.
Bütün çabalara rağmen “cahil köylü millet”i “bozuk saz”dan kurtarılamaz! Üstüne bir de “arabesk” gelir. Arabesk’in kralı “âkıl adam” bile olur!
Zamanında üç beş “bozuk sazcı” sallandırılsa olur muydu bunlar? “Diktatör” diyenler utansın!
İsmet Berkan’ın deyimiyle “Evet, Atatürk diktatör”dür der ve sözünü tamamlar: “Ülkeyi tek başına yönetirken de, her dediğini yaptırırken de, bugün de sevilen.. bir diktatördü.”
Bence; renkler, zevkler ve şarkılar tartışılmaz! Diktatör sevgisi de tartışılmamalı.
Sahi Doktor Nâzım o şarkıyla ne demek istemiş, anladınız mı?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.01.2020
20.09.2017
18.07.2017
11.01.2017
16.09.2016
10.01.2016
29.10.2015
10.09.2015
21.04.2015
14.04.2015