Talat ULUSOY
Ispartalıyanlar İzmir’in tanınmış ailelerindendir. Bu yazı bu aile ve Kordon’da yaptırdıkları konağın başından geçenler üstünedir. Ispartalıyan konağı bugün “İzmir Atatürk Müzesi” olarak kullanılmaktadır. Önce, önde gelen bireyleri üzerinden aileyi tanıyalım:
Ispartalıyan ailesi halı ticaretiyle uğraşır. Özellikle Isparta, Kula, Uşak ve Gördes’te dokuttuğu halıları Avrupa’ya satar. İşyerleri Zeytun Çarşısı’ndadır (1). Zenginliğin kaynağı ticarettir, ama ünlenmeleri sadece zenginlikten gelmez. Aile büyüğü Agop Ispartalıyan, 1876’da Meşrutiyet ilânı ertesinde toplanan ilk Meclis’e Aydın, Saruhan ve Menteşe vilayetleri adına giden İzmirli mebuslardan biridir.
Eşit haklı anayasal düzenden hoşnut olmayan ayan-eşraf İslâm ileri gelenleri Sultan Abdülhamit’e baskı yapıp, Meşrutiyet’i askıya aldırınca, Agop Efendi İzmir’e, işinin başına döner gelir ve on dokuzuncu yüzyılın ortalarına doğru girdikleri halı işini hızla büyütür. 1875-1880 Yıllarında Kordon’da, Bella Vista’da (şimdi Gündoğdu) büyük bir konak yaptırır. Konak arka avlusuyla Paralel Sokak’a (şimdi İkinci Kordon) kadar uzanır.
Yirmiyi aşkın odası ve geniş salonuyla pek çok İzmirlinin ağırlandığı konağın baş konuğu Aydın valiliği yaptığı sırada Hüseyin Avni Paşa’dır. Paşa da bir Ispartalı olduğundan, yakın dostu Agop Efendi’yle Isparta ağzıyla Türkçe konuşmanın keyfinden midir nedir, sıkça bu Konak’ta kalır. (2)
Agop Efendi çok zengindir, ama “kendine Hıristiyan” değildir. Kardeşi Hovhannes ile birlikte ticarette kazandığıyla İzmir Ermenilerine eğitim ve sağlık konularında el uzatmaktan geri durmaz. Ermeni Mahallesi’nde 1801’de inşa edilen ve İslâm millet yoksullarına da kucak açan Surp Lusavorçyan Hastanesi 1879’da onun ve kardeşi Hovhannes Ispartalıyan’ın bağışlarıyla yenilenir. Ermeni milleti onlara minnetini göstermek için hastane avlusuna heykellerini diker. (3)
Babadan Oğula
Kanun-ı Esasi 1908’de yeniden yürürlüğe sokulduğunda, bu kez oğul Istepan mebus seçilir. Az ve öz konuşan biridir ve mebusluğu süresince verdiği sadece iki önerge vardır. Birincisi “Uzak Anadolu vilâyetleri halkının durumlarının iyileştirilmesi için gerekli önlemlerin alınması” (4) hakkındadır. 25 Şubat 1909’da Meclis’in on dokuzuncu oturumunda madde madde okunan önergede şunların ivedi olarak yapılmasını istenir :
1- Halkın zorbalara (mütegallibin) vermek ve ödemek zorunda olduğu çeşitli vergilerin kaldırılmasıyla, zorbaların hizaya getirilmesi.
2- Adalet düzeninin tamamlanması.
3- Hamidiye Alayları’nın düzeltilmesi ve temelden kaldırılması.
4- Müslüman olmayan halktan da asker alınmasına ilişkin yasa tasarısının bir an önce incelenip uygulanması.
5- Ülkelerine dönen Osmanlı göçmenlerinin gasp edilmiş emlâk ve arazilerinin kendilerine geri verilmesi.
6- Vergi borçlarının affı.
7- Rumeli Vilâyatı Selasesi’ne (Selanik, Kosova, Manastır-tu) uygulanan vergi (aşar), jandarma ve köy bekçileri usullerinin Anadolu vilayetlerine de uygulanması.
8- Yüksek okul bitiren memurların uzak vilâyetlere de atanmasına çalışılması ve bu memurların yakın vilâyetleri tercih etmelerine izin verilmemesi.
9- Uzak vilâyetlere satılan hububat vergisinin iki seneye kadar kaldırılması ve bazı ekonomik önlemlerin alınması.”
İkinci önerge daha sonra verilmiş olsa da, daha önce, 19 Şubat 1908 tarihinde okunmuştur ve “Osmanlı memleketlerindeki yabancılar hakkında alınması gerekli önlemler” (5) hakkındadır. Beş maddelik önergenin ilk iki maddesinde şu sözlerle “kapitülasyonlar” eleştirilir:
1- Yabancı şirketlerin esas yasa ve ayrıcalıklı haklarını incelemek amacıyla Meclisi Mebusan tarafından özel bir komisyon oluşturulması.
2- Sözü edilen hak ve ayrıcalıkların değiştirilmesi kabul edilmese bile, devletin gücüyle ilgili olanları yürürlükten kaldırmak…
Her iki önergesinde Meclis’in öncelikle ele almasını istediği maddeler, Istepan Efendi’nin Osmanlı halklarının ve devletinin çıkarları için titizlendiğini gösterir. Istepan Ispartalıyan, Ocak 1911’de Meclis’in feshine kadar mebusluk görevini sürdürür.
Son Kuşak Ispartalıyanlar
1908 Yılında İzmir’de “Ispartalı Biraderler, Yervant Ispartalı ve bir de T.Ispartalıyan ve C. Ispartalıyan biraderler” diye üç tüccar vardır(6). İkinci Kordon’la Eski Balık Pazarı, diğer adıyla Saklı Cadde arasında kalan bir büyük han ve ayrıca iki Kordon’a da cephesi olan iki han sahibidirler. İkincisi ünlü demir-çelik fabrikatörü İsigonislerin makine sergisiyle duvar komşusudur. Macedonya, Rumeli ve Kidonya otelleri de bu sıradadır (7).
Bu varlıklı halleri, Ispartalıyanların halı ticaretinde tekel olduğunu düşündürebilir. Oysa bu alanda ciddi rakipleri vardır. Örneğin Silikciyan, İspencyan ve Kahyayan adlı halı tüccarları Ispartalızadelere karşı birleşir, ona karşı İzmir merkezli bir “Ermeni Şark Halıları İmalat ve Ticarethaneleri” adıyla ortaklık oluşturur (8); İstanbul, Selanik Kayseri Sivas’ta şubeler açarlar, ama nafile, baş edemezler Ispartalıyanlarla. Orta Asya’dan, Sincan’dan yün ve ipek halılar getiren Baltazanos da, İran halısı ticaretiyle ünlü Lambiki Konstanidi ve Koroni de baş edemez bu rakiple; hele ilk halı fabrikasını kuran Polidoru (9) hiç baş edemez. Makine halısı tezgâhta dokunanın yerini tutamaz çünkü.
Birinci Dünya Savaşı, İzmir’de ekonomik canlılığın hızını kesse de, savaş ertesinde Ispartalıyan halıları için Avrupa pazarı yeniden açılmaya başladığı sırada, 9 Eylül 1922 günü İzmir, Ankara Hükümeti kuvvetleri tarafından geri alınır ve 1915 “Tehcir Kanunu” hışmından kurtulabilen İzmir Ermenileri, Rumlarla birlikte göçe zorlanır. “Örfi-idare” (sıkıyönetim) bildirilerinden anlaşıldığı üzere, 18-45 Yaş arası Ermeni ve Rum erkekler kamplara gönderilmek üzere toplanır ve kalan çocuk, kadın ve yaşlıların da memleketi terk etmeleri emredilir (10). Terke zorlanan diğerleri gibi Ispartalıyanların da taşınır ve taşınmaz bütün malları “emvali metruke” (terk edilmiş mallar) olarak adlandırılacaktır artık!
“Emvali metruke”ler ilk günlerde “ganimet” olarak kapanın elinde kalır ve bu durum Ankara’da, Meclis’te uzun tartışmalara yol açar. (11) Ispartalıyan konağı da “ganimet”tir, ama kimseye kaptırılmamış, “milli emlâk” defterine kaydedilmiş bir “ganimet.”
İçindeki nadide eşya ve halılarıyla “terk edilmiş” konağın; “Tüm zemin kat tabanı büyük boy mermer plakalarla döşelidir. Salonda yerde 34,5 m²lik Uşak halısı, sağ ve sol nişlerde mermer heykeller, büyük kristal ayna … vardır. Sağ ve soldaki odada ve küçük salonda 19. yüzyıl stili nefis şömineler vardır. Birinci kata çıkan merdivenlerin başında aplik görevi yapan 2 adet tunç şövalye heykelciği vardır…”(12) Şövalyeler ve şömineler konağın ayrılmaz parçaları, Uşak halısı ise Ispartalıyan sülâlesinden kalan bir “acı” hatıradır büyük olasılıkla!
Hoş Gelişler Ola Gazi Paşa!
“Atatürk, 12 Şubat 1923’te toplanan İzmir İktisat Kongresi için geldiğinde bu evde ilk kez konaklamış, toplantılarını ve kişisel çalışmalarını burada sürdürmüştür. Kongre bitiminde Karargâh taşındıktan sonra hazine, binayı Naim Bey’e (Naim Palas) otel olarak kullanmak üzere kiralamıştır.”(13)
“Kurtuluş”tan altı ay sonra “Ulu Önder”in ağırlanabildiği yer dayalı döşeli olsa gerektir. Yani diğer pek çok ev, köşk, konak gibi içi boşaltılamamıştır (14).
“16 Haziran 1926'da İzmir'e gelen Atatürk, İsmet Paşa ile birlikte Naim Palas'ta kalmıştır.” Atatürk çok beğenmiş olmalı ki, “13 Ekim 1926'da bina İzmir Belediyesi tarafından satın alınmış ve bazı yeni eşyalar da konularak Atatürk'e hediye edilmiştir. Atatürk 1930-1934 yılları arasında İzmir’e her gelişinde hep bu evde kalmıştır...” (15)
Burada karanlıkta kalan bir nokta var: “Terkedilmiş mallar”ın talandan arta kalanları, idare tarafından, şahıslara “müzayede” ile satılır ya da kiralanır, ya da, merkezi yönetim ve belediyeye ihtiyacına göre tahsis edilebilir. Ispartalıyan konağı belediye tarafından satın alındıysa, kaç paraya satın alınmıştır? Yok, gösterilen ihtiyaca dayanarak belediyeye verilmiş ise, İzmir Belediyesi ne tür bir ihtiyaç belirterek almıştır bu konağı?
Binanın tapusu “Ulu Önder”in üzerine yapıldıktan sonra, iç mekânlar yeniden işlevlendirilir: “1.katta Atatürk'ün kullanım odaları bulunmaktadır. Bunlar: Toplantı salonu, çalışma odası, yatak odası, misafir odası, berber odası, muhafız odası, bekleme-kabul odası, kütüphane, yemek odası ve banyodur. Toplantı salonunda ortada yeşil çuhalı rulet masası ve etrafında 12 adet Cosmos marka sandalye yer almaktadır. Salon duvarlarına dayalı 10 adet küçük boy maun sandalyelerin arkalıklarındaki çini plakalar üzerinde Shakespeare'nin eserlerinden kimi sahneler canlandırılmıştır. Yatak odasında maun karyola, 2 komidin, 2 kadife koltuk, 1 kanepe, 1 şezlong, 1 markiz, 3 dolap vardır. Yatak odaları günün modasına göre döşenmiştir. Kütüphanede Fransızca bir ansiklopedi bulunmaktadır. Çalışma odasında meşe kaplama çalışma masası ve onun üzerinde Atatürk'ün kullandığı yazı takımı vardır. Odalar bronz dolama heykeller, vazolar ve yağlıboya tablolarla süslenmiştir…” (16)
Altı yıl sonra eski Ispartalıyan konağı, yeni sahibinin adıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün konağı bir kez daha şehir meclisi (belediye meclisi) gündemine gelir. Belediye başkanı Dr. Behçet Uz Daimi Encümen’den gelen mazbatayı okur:
Başkan: “Gazi Konağı mefruşatına dair 1500 liralık tahsisat münakalesi için” daimi encümen mazbatasını okur:
“Gazi hazretlerinin konaklarında evvelce satın alımı tamamlanmayan yatak takımlarının noksanlığı dolayısıyla her an için kullanıma hazır şeklinin korunması amacıyla tamamlanması gerekli olan ve bayii ile anlaşılan eşyanın satın alınması için 1500 liralık ödeneğe ihtiyaç bulunduğuna ve bütçenin, misafir ve ziyaretçi ağırlama tertibinde halen mevcut olan ödeneğin yetmeyeceğinin anlaşılmış olmasına dayanarak söz konusu bu iş için 1500 liralık ödenek eklenmesini gerektiği için, sigorta şirketlerinden tahsil olunan itfaiye payının bütçede kabul edilen 20000 lira olduğu halde 27 Nisan 932’ye kadar 15,177,75 lira fazlasıyla, 37,177,75 lira tahsilat vuku bulmuş olduğu için söz konusu fazlalıktan … 1500 lirasının misafir ve ziyaretçi ağırlama tertibine ek ödenek olarak konulması konusunun görüşülmesine ilişkin belediye başkanlığının 30/4/932 tarih ve 5031 no’lu yazısı incelenerek ve gereği görüşülerek, konunun ilgisi dolayısıyla görüşülmesi ve gereğinin karara bağlanması için evrakının takımıyla şehir meclisi sayın heyetine sunulmasına” karar verildiği yazar mazbatada (17).
Atatürk, “İzmir”in kendisine hediye ettiği bu konakta, İzmir’e yaptığı yedi ziyarette toplam 35 gün kalmıştır (18).
Fedakâr İzmir
Elbette İzmir halkı “Ulu Önder”i için hiçbir fedakarlıktan kaçınmaz. Ancak, belediye bütçesinden ayrılan parayla satın alınmış ve belediye meclisi kararıyla “tapusuyla” hediye edilmiş bir evin altı yıl sonra yatak takımının yine belediye bütçesinden karşılanması gariptir. Üstelik şehir bütçesi çok kısıtlıdır ve hayati ihtiyaçlar karşılanamamaktadır.
İlginç tesadüf, “yatak odası mefruşatı” kararının alındığı oturumdan bir öncesinde İzmir Valisi Kâzım Paşa’nın bir mektubu okunmuştur. Şöyle yazar vali paşa:
“… Halka hakkıyla faydalı olabilmeyi sağlayacak esasları tespit ve bu esasları göz önünde bulundurmak ve başarmakla belediyeleri görevli kılmış olan kanunlarımızın emirleri incelenirse, belediyemizin yapmakla görevli olduğu şeylerin en esaslılarını bile yapamadığı görülür… En doğal ve zorunlu sayılabilecek olan akıl hastaneleri, hastaneler, dispanserler, doğum evlerimiz yoktur… Bu kurumların belediyece tesis edilmemiş bulunuşunda kanuna uygunsuzluk olduğu görülür… Belediye hekimlerinin… esnafın belirli denetimlerini, gıda maddelerinin sağlığa uygun olmasını sağlamak gibi en esaslı ve sayılı görevlerinden birini tamamen yerine getirememek durumuna düştüğünü söylemek bile gereksizdir…. Belediyemiz hekim kadrosunun yetersizliği ve mevcut hekimlerin sağlık denetimlerine bile yetişemedikleri meydanda olmakla beraber, fakir halkın muayeneye, tedaviye muhtaç hastalarının ihmali doğru görülmeyerek mevcut hekimlere bir de adeta dispanser muayeneleri görevi yüklenmiştir… Bunun içindir ki belediyenin mevcut sağlık ve hayır işleri kadrosunun… genişletilmesi zorunluluğuna dikkat çekiyoruz… Binlerce fakir hastaların dertlerine çare bulunmasını sağlamak için; En aşağı iki üç tane dispanser kurulmasını; Çocuk Yuvası kadrosunun genişletilmesini;.. Salgın hastalıklar istilasına mani olan… tebhirhane (tütsüleme evi) inşası için, bu seneden itibaren mümkün olan ödeneğin ayrılmasını gerekli gördüğümü belirtmek isterim efendim. 27/4/932” (19)
Üstelik meclisin üçüncü oturumunda Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz parasızlık derdiyle sızlanmaktadır:
“Geçen gün yağan yağmur yaz yağmuru olduğu halde yine bir çok lağımlarımızı patlatmıştır, her sene zararımız artmaktadır. Buna rağmen önümüzdeki sene için bütçemize bir şey koymak imkanını bulamadık… bütçede görüleceği gibi lağım için ancak altı bin lira kadar bir para koyamadık… İlk tedbir olarak 70 bin lira lazımdır…” (20)
İzmir’e hastane, dispanser lâzımdır, hekimler lâzımdır, kanalizasyon ve yağmur suyu tesisatı lâzımdır, ama kasada para yoktur. Yine de “Gazi Paşa Konağı” için masraftan kaçılmaz!
“Atatürk’ün vefatı üzerine, ev kız kardeşi Makbule Baysan’a veraset yoluyla intikal” eder ve 25 Eylül 1940'ta İzmir Belediyesi binayı müze yapmak üzere” (21) bir kez daha satın alır!
İzmir şehri, 1926’da satın alıp sağlığında Atatürk’e “hediye” ettiği Ispartalıyan (ya da son sahibinin adıyla Takfor Efendi) Konağı’nı, Atatürk’ün ölümünden sonra, 1940’ta, bu kez de varisinden satın alır ve merhum Ata’sına “Atatürk Müzesi” olarak bir kez daha hediye eder.
Dipnot:
1) Engin Berber, “İzmir 1876-1908, Yunanca Rehberlere Göre Meşrutiyette İzmir”, s.53
2) The “Loyal Nation” and Its Deputies. The Armenians in the First Ottoman Parliament, Elke Hartmann, s.199
3) 4.Tarih İncelemeleri Dergisi XXIX / 2, 2014, 405-443 “Cumhuriyet Öncesi Dönemde İzmir Hastanelerinin Mekânsal Gelişimi, Didem Akyol Altun
4) “Anadolu vilâyatı baide ahalisinin ıslahı ahvaline dair takrir”, TBMM Zabıtlar, c002 39, s.224;225
5) “Memalik-i Osmaniyenin müessesatı ecnebiye hakkında ittihazı muktazi tedabire dair takrir”, TBMM Zabıtlar c002, 39, s. 224
6) CHARLES Edouard Goad, 1905 tarihli İzmir Sigorta Haritaları , İzmir Milli Kütüphanesi
7) age
8) age, index.
9) Engin Berber, “İzmir 1876-1908, Yunanca Rehberlere Göre Meşrutiyette İzmir, s.111
10) 18 Eylül 1922, 5 No’lu Beyanname ve 2 Ekim 1922 7 no’lu beyanname. Ahenk (İzmir) gazetesi.
11) TBMM Gizli Oturum Tutanakları 11.9.1922; 29 Kasım 1922; 25 Kasım 1922; 7 Aralık 1922,
Ayrıca bkz. “Büyük İzmir Soygunu” Talât Ulusoy, https://yuzlesmeatolyesi.wordpress.com
12) http://www.kultur.gov.tr/izmir ataturk-muzesi
13) http://www.kultur.gov.tr/izmir ataturk-muzesi
14) Bkz. “Büyük İzmir Soygunu” Talât Ulusoy, https://yuzlesmeatolyesi.wordpress.com
15) Atatürk’ün İzmir Ziyaretleri ve Kaynakçalı Kronolojisi, Latif Taşdemir
16) http://www.kultur.gov.tr/izmir ataturk-muzesi
17) İzmir Belediyesi Şehir Meclisi toplantısı, 1932 Nisan zabıtname defteri, 6. Oturum s.13
18) Atatürk’ün İzmir Ziyaretleri ve Kaynakçalı Kronolojisi, Latif Taşdemir
19) İzmir Belediyesi Şehir Meclisi toplantısı, 1932 Nisan 5. Oturum zabıtname defteri, s.2-3
20) İzmir Belediyesi Şehir Meclisi toplantısı , Nisan 1932 /3.Oturum zabıtname defteri,,s.19
21) http://www.kultur.gov.tr/izmir ataturk-muzesi
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bir Çuvaldız: ONBEŞLER ve “KURTULUŞ”UN GÖLGESİ
28.01.2020 - İzmir’in Hafızası
20.09.2017 - 15 Temmuz Bayramı Kutlu Olsun!
18.07.2017 - Yüz Yıllık “Anayasa Paketi”
11.01.2017 - İzmir Hatırlıyor! Geçmişi Unutmuyor!
16.09.2016 - ISPARTALIYANLAR VE KORDON’DAKİ KONAK
10.01.2016 - Böyle cumhuriyetin nesini kutlayayım…
29.10.2015 - İzmir hatırlıyor: İzmir’in kurtuluş ve ganimet bayramı
10.09.2015 - Buyurun, işte belge!
21.04.2015 - Ermenilerle uyuşmak söylentileri
14.04.2015
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
"islam barisi, merhameti, akli emrediyor"...iste sorunun asil sebebi bu yanlis sani. Tarihi dikkatlice okuyun. islamin da hristiyanligin da katliam ve ganimetle yayildigini goreceksiniz. Hz. Muhammedin hayatini okuyun. Ayrintisi ile yazilmistir esir aldigi erkeklerin kellesini kestigi, kadinlari cariye, kole yaptigi, kendisine ait olmayan mallara el koydugu. Benim dinimden olmayan cennete gidemez, kafirdir diyen bir inanc nasil baris, merhamet, akil emredebilir? Ayirim, zulum, nefret; dinin ozeti budur. Totaliter bir zihniyettir. Tek tip insan uretmektir amac. Benim inancim dogru, seninki yanlis diyen zihniyet. Din dersi zorunlu ders olacak, kadinlar itaatkar olacak diyen zihniyet. Son 20 senede de muslumanlarla hristiyanlarin arasindaki dusmanlik astronomik olarak artti. Musluman ulkelerin cogunda gavur olarak yasamak akil kari degil, hatta degisik mezhepten azinlik olmak bile tehlikeli. Avrupada da musluman azinliga karsi duyulan tedirginlik giderek korkuya, nefrete donustu. Bu iki dinin birbiri ile ic ice yasamasi bu devirde iyi fikir degil.
Mourat
2000li yillarda bile insanlarin zekalariyle alay edercesine "Islam baris dinidir" palavrasini yutturmaya caliyorlar. Kurani acip okursaniz, Islamin siddet dini oldugunu hemen anlarsiniz.